Issız bir gecede,sokaklarda tek başına çekmiyorsun ki içine, gecenin o soğuk nefesini..
O korkunç yarasalar da sarmadı ki çevreni, korku teli misali..
Yağan kardan sonra etrafı saran buzları,kendine mekan yapmak zorunda kalmadın ki..
Kimsesiz kelimesi, üzerine yoğun kara bulutlar gibi çökmedi ki seni ezercesine..
Bir soru boğazına düğümlendi mi seni yutkundurur gibi derinden?..
Mutluluğu haykırdığında da aklına geldi mi hiç o anda içi kan ağlayanlar?..
Anımsadığında kanını donduran,buzdan heykeller inşa eden mimarlar..
Herkes renkleri boyarken sen hep kara kalem mi çalışırdın?..
Çizebilir miydin hüznünün, kederinin, tasanın resmini kirli beyaz duvarlara?..
Kederler serildiğinde ortama, sanki hep seninki en ağır basandı kefelerde..
Artık yakmalıydın ışıklarını o kapkaranlık hissettiğin gecenin ve bakmalıydın aya..
Karanlık diye betimlediğin gecenin aslında aydınlık olduğunu görmek adına..