Su, bir çığ olur düşer yaprağa..
Yine de görmezler hikmetini..
Üzümler vardır, salkım salkım dökülen üzümler..
Tatsalar da tadını alamazlar aslında..
Araştırırlar bazen..
Ama hala görmezden gelirler kainatın gerçeklerini..
Bir sudur bazen O'nu anlatan..
Bazen ise bir karıncanın gizemi..
Aslında gerek yok uzaklarda aramaya..
İnsan kendine baksa, anlar O'nun yüceliğini..
Bazen bir organ olsa insan..
Bir organ olup girse içlerine..
Bir karaciğer olsa..
Bir böbrek olsa mesela..
Anlatsa organların işleyişini..
Ama kalpleri mühürlenmiştir onların..
Göremezler ki gözlerinin üzerindeki kat kat perdelerden..
Anlamak istemezler..
Anlatsan da evrenin hikmetli hikayesini..
Bir şaraptır bazen onların mutluluk denen hikayesi..
Bir rakı, iki şarap, bin gaflet..
Huzursuz hava sahası..
Dumanını içlerine çektikleri..
Sorsan hatırlamazlar..
Geceleri sarhoş döndüklerini..
Bir kişinin, bir aile yıktığı hayat çerçevesini..
Oysa ki; bir nefes bile değildir hayat..
Nefes almak ve aldığın nefesi de geri vermektir..
Ne zaman biteceğini bilmediğin, muhteşem bir nefes makinesi..
Ama birgün biteceğini bildiğin..
Ama aslında herşeyin daha yeni başlayacağı..