Çok,çok,çok fazla yazı yazdığımı hatırlıyorum. -Uzun zamandır yazamıyorum
Yürürken müzik dinlediğimi ve yıldızlar ile seviştiğimi net hatırlıyorum -Artık yürüyemiyorum
Sahip olduğum bütün bilgeliği,yıllarca içimde tuttuğum her çocuğun gülümsemesini salıvermek zorundayım,zorundaydım Bir akşam,İzmir'in benim olduğunu adım kadar iyi bildiğim bir gece-ben yokum aslında Elimde bir Edip Cansever kitabı var,çantamda biriktirdiğim para, Kaybettiğim iki şey yanımda Toprağa gömdüğüm o çocuk ve armağanı olan çakmak İlk hediyemiz-konyak şişemiz -Çok tartışır idik,''Konyak mıdır,hayır kanyaktır!'' diye Ben susardım o konuşurdu,o susardı ben susardım Çocuktum,çok cocuktum
Charles Aznavour dinlerdik-misal şimdi Karanfillere bakardık,barış timsali Biliyor musun,az az yaşıyorsun içimde diye başlardı,hiç susmazdı Ben derdim ki; ''sen o karanfile eğilimlisin,alıp sana veriyorum işte!''
Sokak çocuğuydum,üç oğlum vardı Onlarla maç yapardık,biri gelir derdi ki ''Neden benim gamzem yok?'' O zaman evden koşup bir bulaşık süngeri alıverirdim Bıçakla keserdim,bak oğlum derdim,yanağını elle,bu lifler gibi Birbirine tutunamadılar mı boşluk oluverir Aileni çok sev bu yüzden,olur mu? Anlardı,6 yaşındaydı,ben çimlerde uzanır insanların ellerini izlerdim,
Deli değildim,Cansever vardı Karanfiller vardı Yıldızlar vardı
Bakın,yazılar yazardım diyorum Ben okurdum,su içercesine İnsanlar beni dinlerdi,o zamanlar çok gençtim Beni öldürdüler,onunla birlikte
Uyurken titrerdi,bildiğim üzere Korkardı
Bir gün karşısına geçtim,dedim ki ''Sen!'' Baktı öylece ''Sen'' dedim,''sevmekle siktir etmeyi karıştırıyorsun!'' Elinde bir şişe şarap vardı, ''Ve'' dedi, İşte sen,burada ari duruyorsun,tam karşımda Ve onların en güzeli,ve de en serti şarapların ''Daha çok canın yanacak,büyüyeceksin''
Seni suçlamıştım fazlasıyla, Artık beni dinleyemezsin de Fakat ben bilemedim sevmek ile siktir etmeyi, Büyüyorum.

|
|
 |
orhan örs
15.07.2013 18:39
Başlığı görünce, acaba müthiş bir metafor ve onun müthiş bir işlenişiyle mi karşılaşacağım diye geçirdim aklımdan ama biraz da kıllandım; yeni hayatını tavukça yaşamak isteyen biri de olabilirdi çünkü. Hikayeyi okuyunca tarihine bakma gereği duydum çünkü okura bıraktığı; "21. günün" ne zaman geleceği konusunda bir teknik hesap yapma hissi olmuştu yazının. Pireyi deve yapıp ardından ona hendek atlatmaya çalışmanın bir lüzumsuz şekli ve daha fenası o zavallı pireyi hendekte boğmalar!.. Hikayenin kahramanları; "konyak mıdır?- kanyak mıdır?" mevzusunu biricik tartışma konusu yaparken, birinin çıkıp; "siz ikiniz manyak mı?" diye sormamasının büyük handikapından çıkamamışlar. Öyle kahramanlardan da ancak bu hikaye çıkarmış; bu çıkmış!
|
|
|
|
 |
Begüm AKC
15.07.2013 18:54
Anlamanızı beklememiştim zaten,teşekkürlerimi sunuyorum |
|
|
|
 |
talevis mas guaryan
15.07.2013 22:25
benim için okunamayacak kadar uzun olmasına rağmen, bir dörtlük lezzetinde sonunu getirebildiğim nadir örneklerden biri oldu.. size bunu yazdıran her neyse o'na sağlık... |
|
|
|
 |
Begüm AKC
15.07.2013 22:27
Teşekkür ediyorum,saygılarımı sunuyorum.Bunu duymak mutlu etti beni |
|
|
|
 |
orhan örs
16.07.2013 18:14
Anlatıp da anlaşılmayan avangard yazarımız, ne anlattın da anlaşılamayacağını düşündün acep?... Kolay anlaşılmayacak kadar derin yazdığın konusunda iddialıysan bak yukardaki yorumcu arkadaşın yorumuna; düdük kadar hikayeyi "okuyamayacağı kadar uzun" olarak tariflemiş ve çok beğenmiş. Demek ki anlaşılman o kadar da zor değil aksine fazlaca basitmiş!.. Okuduğu en uzun yazı sakız falları olan bünyelerce hemen anlaşılıyormuşsun! |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|