Bir gül kokusunda Sen'in gelme ihtimalini..
Ki gül konusunda Sana rakip olamamasını sevdim Efendim..
Kokmasına güzel kokar da..
Sen'in gülden de güzel kokmanı sevdim Efendim..
Bambaşkaydın..
Mükemmel bir başkalık..
Sen'i yazan kalemlerin kelâmı mı çabuk tükenirdi?
Yoksa Sen'i anlatmaya zaten kalemler mi yetmezdi Efendim?
Bilirdim, yarım kalacaktı bitse bile..
Hüngür hüngür ağlıyordu şimdi nokta..
Sen'in geçtiğin bir kelâmın sonuna gelmemek için Efendim..
Soğuktan buz kesmiş gibi titreyen sıcak yürekli çocuklar misali şimdi cümleler..
Cümleler titriyor Efendim..
Adının geçtiği yer nurlanıyor..
Yazamıyorum..
Anlatamıyorum Sen'i Efendim..
Anlatamamayı bile anlatmak kolay değilken..
Bir kor düşüyor işte..
Alevlendikçe alevleniyor..
Sen gelmeden de sönmeyecek Efendim..
Özgürlükse eğer bahis..
Tercihim, Sen'de tutsaklık Efendim..
Güz artık ilkbaharda bile gündemde..
Özlerken tam da Sen'i derinden ve şiir gibi söylerken..
Ağlıyorken, ararken, anarken Sen'i bu demde...
Adın hislerde bile geçince, en soğuk kışlarda bile...
Buz tutmuş kalpler çözünüyor Efendim...

(s.a.v)
|