Bazen ne yazacağını, nasıl yazacağını, yazmaya nereden başlayacağını bilemeyebilir insan, ki zaten yazmayla da anlatılmaz bazı şeyler. O yüzden belki de kaleme alınmaktan vazgeçilmiş cümleler birikmekte içimizde. Dopdolu olabilir insan. Neyle dolduruyoruz kendimizi ama? Saçma sapan takıntılarla mı? İslâmî yani faydalı ilimlerle mi? Yalanlar kurgulamak ve daha sonra da işin içinden güya temiz (!) bir şekilde sıyrılmaya çalışmakla mı? Sürekli eleştiri çubuğunu başkalarına döndürmekle mi? Ne için geldik ve ne yapıyoruz? Ya en basitinden bayanların toplantıları mesela... Genellikle gıybetin bayağı bayağı yapıldığı ortamlar oluyor. Onu çekiştir, bunu çekiştir.. Gelini eleştir. Komşuyu çekiştir. Kayınvalideye at biraz da.. Ama yüzlerine gül hepsinin! Yarışmalar var bir de kadınlar arasında, rakipler ya... Sadece örgü yarışı değil ama bu. Övgü yarışı! Millet kendini, eşini, çocuklarını, evini, arabasını, kıyafetini övmeye alışmış. Birbirlerini çekememezlikler... Ya kardeşim o ne yapmacık gülüşler öyle! Hayır yarın sabaha da gerek yok, sen daha evden gider gitmez misafirin ardından atabiliyorsun yani. E hani, gülüşüyordunuz az önce? Öyle fesatlıklar var ki piyasada aklınız durur yani o biçim. Zeka gelişimine yardımcı oluyor mu o kadar fesat düşünmek bilemiyorum ama öyle fesat düşünceler var ki yani başka bir boyutta düşünmek sayılabilir belki bunlar. Yani iki boyutlu düzlemden üçüncü bir boyuta geçer gibi. Yapman gereken mi? Ne kadar az ve öz konuşursan o kadar iyi. İstediğin kadar samimi bir insan olduğunu düşün.. İnsanları tanıdıkça, düşünceleriniz uyuşmadıkça ve dolayısıyla seni anlamadıklarını düşündüğünde kendini geri çekebiliyorsun. İnsanlar sana yön vermeye çalışıyor sanki. Tamam hadi, adı düşünceyi dile getirmek olsun.. Ama kimininki doğru? Artık o kadar kolayken bilgiye ulaşmak, bu cahillik niye? Seninki mi doğru benimki mi? Git bir zahmet araştır da gel, yani öyle kafana göre hüküm vermeyi bırak ve mantıklı düşün. Hem ben sana saygı duyuyorsam sen de bana saygı duymak zorundasın. Milletin ağzı torba değil ki büzesin derler ya, evet gerçekten de öyle. Torba olsa da büzülmez bazı ağızlar... O diller öyle konuşmaya pek alışmış çünkü!

|