Otur Sıfır Günlerden neydi bilmiyorum ama ders fizikti. Sınıfta büyük bir gürültü hâkimdi. Kimisi birbirine kâğıt atıyor kimisi de orada oraya koşturuyordu. Ben her zaman ki gibi en arka sırada köşeye geçmiş oturuyordum. Kimin dersi olduğu, ne dersi olduğu umrumda değildi. Tek yaptığım sağı solu izlemekti.
Veis Hoca iyi de bir hoca. Sınıfa geldi yerine oturdu. Sesi çıkmadığı hâlde sınıfı susturmaya çalışıyordu. Hoca sınıfın umrumda mı? Değil. Zor oldu sınıfı susturması.
Ders başladı. Veis Hoca tahtayı formüllerle, kurallarla saçma sapan –bana göre- bilgilerle doldurdu. Az çıkan sesiyle bir taraftan tekrar coşan sınıfı susturmaya çalışıyor bir taraftan dersini anlatmaya çalışıyor. Sinirlenmiş olmalı ki ‘’Hatem, kalk tahtaya’’ dedi. Ben köşemde yayılmış keyfime bakarken bu ses korkuttu. ‘’Şimdi sıçtık’’ diye içimden geçirdim.
Tahtaya doğru korkulu gözlerle ilerledim. Meğerse tahtaya soru yazmış.
Veis Hoca tebeşiri elime verdi. Soruyu çözmemi bekliyor. Diyemedim ki ‘’Hocam fizik bana göre değil’’ diye.
Ben soruya baktım soru bana.
Sınıf gülünce bende gülmeye başladım. Veis hoca sinirledi. ‘’Hiçbir şey bilmiyorsun, ne olacak böyle’’ diye söylenmeye başladı.
Boş gözlerle hocaya baktım. O da bana baktı.
‘’Otur, sıfır’’ dedi. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Tek yaptığım sessizce yerime oturmak oldu.

|
|
 |
Uğur UKUT
2.06.2015 01:35
iki tokat atabilseydi sıfır vermezdi. |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|