Zordur bilirim...
Daha ateşi sönmemişken yüreğinde,
Bakamazsın bir başkasına yar gözüyle.
Tutamazsın aklında yüzünün her ayrıntısını.
Farketmezsin saçlarını nasıl taradığını.
Bilirim zordur...
Senin "ömrüm" dediğinin,
Başkasına öldüğünü
Ve senin yüreğinin kor olup, dilinin lal tutulduğunu da bilirim.
Zordur bilirim. Hem de çok zordur.
Yüreğinde eskimeyen yaralarınla yaşamak,
Kimseye belli etmeden için için ağlamak...
Ah... Hem de ne zordur o.
Bakarsın göremezsin,
Görsen dokunamazsın,
Dokunsan sevemezsin...
İntihar sebebiymişçesine çöker yüreğinin ortasına korsan misali.
Halbuki saraylarında taht kuracakken.
Ve mutluluğun kapısını araladığını düşünürken,
Kör kuyulara itecek seni dipsiz bucaksız...
Sevemeyecek artık yüreğin.
En büyük eksiğin de bu olacak hayatında.
Biri gelip seni çıkarmaya çalıştıkça o kör kuyulardan,
Sen yana yana düşmeyi yeğleyeceksin.
Düşünmeyeceksin kalbinde kaç yerin daha kırılacağını.
Sevmeyeceksin artık denizleri martıları.
Gökyüzünde ararken tüm umutlarını,
Gökyüzüne küser olacaksın.
Gittikçe daha da artacak baş ağrıların.
Sığmayacak artık yüreğine acıların.
Daha kaç gökyüzü kaldı karartacağın.
Daha kaç mavi göz kaldı bakamayacağın.
Zordur bilirim. Hem de çok zor....

|