Güçlü kalmak için hep bir çaba gösterir insanoğlu. Ne kadar acı, gözyaşı hatta gurbet ile dolsa da tüm hayatı. Hep bir güç gösterisi hep bir ayaktayım yıkılmadım pozu. Oysaki bazı duygulara izin versek, yaşasak onları dolu dolu. Aksa gözden yaş dilden ağıt. Ne dert kalacak ne tasa. Ama öyle bir dünya kondurduk ki hayatlarımıza. Hayır iyiyim neden kötü olayım der gibi yaşadık yıllarca. Ağlamayı güçsüzlük, derdin boyutunu ölçüp ona göre derman olmaya çalıştık. Nerede acı çeken birini görsek gözlerimizle dahi dışlar olduk. Birinin tek bir sözü dahi bıktırır oldu gönüllerimizi. Aslında ne kadar çok bencil olduk. İnsanoğlunun tüm iyi duygularını nasıl tükettiysek acılarına olan tüm duygularını da öyle tükettik. Kalmadı pakette tek bir duygu. Son paketi de son insan açıp yırttı işte.
Bu sebeble soruyorum kendime güçlü olmak mı önemli olan yoksa acıyı en dibe kadar yaşamak mı?
Bence acının içinde boğulup en dibe batıp güçlü olmanın yolları için kapılar bulmak. Peki ya sizce?

|