Uykusuzluk seanslarım baş göstermeye başladı yine
Yine yarı ölü yaşıyorum hayatı
Yine artar oldu parmak aramdaki zehirli duman
Ve yine nefret eder oldum sevmekten sevilmekten.
Kalbim bir sonbahar akşamı kadar boğuk ve sisli.
Sevgide yalan olmuştu artık sevgiye hürmette.
İçtenlikle söylenmeyi bekleyen sözler,
İçimi bir kor gibi yakınca anladım yalnızlık rüzgarının benim için estiğini.
Sürekliliğe alışırsın ya hani, öyle alıştım işte kanayan kanıma.
Her gün yine ağlıyorum merak etme, yine kanıyorum.
Mutsuzluğum önceki kadar vurmasa da yüzüme,
İçime ekiyorum tüm hüzün tohumunu.
Ve sonra bir sebep daha ekliyorum
Nefret etmek için Eylül'ün her gününden.
Oysa ki ne de çok severdik ya o hafif buğulu geceleri.
Neyse ne boşver artık geçmişi.
Dediğin gibi;
Gelişine vur gitsin. Kimin kalbine denk gelmiş umursamadan...

|