Roman yazan insanları düşünürüm ara sıra. Bu kadar kolay mıdır acaba 500 sayfalık bir kitap yazmak? Cevabını biliyorum tabikide. Dünyanın en zor işidir. Peki neden ülkemizde çocuk doğumundan daha fazla yazar doğumu oluyor. Evet evet bunun cevabınıda biliyorum. Çünkü onlar birer yazar değil eline aldığı boş sayfaya vincent van gogh gibi resim çizmeye çalışan ve aslında birer tel ali bile çizemeyen aciz ve egolarının altında her an fıtık olmaya aday birer insan evladı şahsiyetleridir bunlar. Anladım ki en az 100 yıl önce yaşamamış bir yazarın kitabını okumak hayatımız boyunca çalışsakta kafamıza girmeyecek olan bir okul dersini çalışmakla aynı şeydir çünkü ikisinde zaman kaybı. Ama eğer 150-200 öncesi yazarları okumak aşka, sevgiye, içtenliğe merhaba demektir. Çünkü o zamanlarda kötülük yok kibir desen bir buğday tanesi. O zamanlarda kitap yazmak para kazandırmıyordu ama onlar yinede yazıyordu çünkü bu işi sevdikleri için yapıyordu . Yazdıkları herşeyin birer anlamı vardı. Bütün roman ve ya şiirlerinde gerçek aşk, mutluluk, hüzün ve özlem vardı. Peki ya şimdi? Her sabah gözlerini açtıkları anda yazar olmaya karar veren bir sürü insan var.Hemde daha önce bir yazarlık deneyimi olmadan. Sadece canları istedikleri için ya da para kazanmak istedikleri için. Şöyle düşünün sayın okur bir fabrika olduğunu düşünün insanların sadece konu isteklerini alıp kitap siparişlerini alan ve makinadan 1 saatte o konu ile ilgili saçma sapan olaylarla gelişen bir roman yazıldığını düşünün. Çok düşünmeniz gerek yok sevgili okur şuan ki durumumuz bu olayı özetlemek durumunda zaten. Birbirine benzer konularla sadece kahraman ismi ve yazar ismi farklı milyonlarca kitap raflarda yerini almış durumda. Albert camus lar, dostoveskiler, Tolstoy lar sahalarda çürürken...

|