6.BÖLÜM Masal eve geldiğinde çok yorgundu. Bugün Haluk tan biraz şüphelenmiş olsa da sonradan olanları takmamaya karar vermişti. Çok şükür ki eve geldiğinde sofra hazırdı. Hep beraber sofraya oturduklarında babası Ali Bey: -Kızım ben annenden bişiler duydum doğru mu? dedi. İşte Masal ın hesaba katmadığı detaylardan birisi de babası idi. Şimdi ona nasıl cevap verecekti ki? -Yani kısmen baba. Birbirimizi tanımaya karar verdik. Olursa olur, olmazsa olmaz ne yapalım. Mine Hanım: -Sen ona bakma Ali. Dün ikisi de çıkmış "Biz evleneceğiz" diyordu. Düğün yakın inş. -Anneeee... Ali Bey, boğazını temizler gibi yaparak: -Masal kızım tabiki daha yeni tanıştınız ama eğer anlaşırsanız da düğünü geciktirmeyin kızım. Ben yaşlandım artık torun sevmek istiyorum. Masal babasından ilk defa böyle şeyler duyuyordu. Ne dese bilemedi. -Bakalım baba nasip.. diyebildi ancak. Yemeği bitirdikten sonra yatacağını söyleyen Masal odasına çekildi. Melis de arkasından içeri girdi. -Abla nasıl hissediyorsun? Bildiğin kaptın yakışıklı çocuğu? -Kim o Melis? -Ya abla farketmedim deme bana Kerem Abi çok yakışıklı. -Sen mi evlenseydin acaba Kerem ile? -Ay abla saçmalama lütfen. Seninle de hiçbirşey konuşulmuyor diyerek çıktı odadan Melis. Masal düşünceleri ile başbaşa kaldı. Bu çocukta şeytan tüyü mü vardı ne bu insanların ki bu insanlar dediği kendi ailesiydi. İlk defa gördükleri birini nasıl bu kadar sevebilirlerdi ki? Kendisi de eğer o konuşmaları duymamış olsa onu sever miydi? Birden irkildi. Gerçeğe geri dönmeliydi.. Kerem çapkın adamın tekiydi. Kerem de evine zar zor ulaşmış ve kendini yatağa atmıştı. Tam o sırada telefonu çaldı. Annesi arıyordu. -Oğluşuummm..Ne yapıyorsun? Çok mu yorgunsun? -Evet yorgunum anne birşey mi oldu? -Babana Masal kızımdan bahsettim de çok sevindi. -Anne daha ortada kesin birşey yok ki bu kadar sevinmeseniz mi? -Olsun oğluşum sen ilk defa bir kızla evlenmeyi düşündün. Biz sevinmeyelim de kim sevinsin? Sen aradın mı bugün bakayım gelinimi? -Anne çok yorgunum gerçekten. Orasını ben hallederim. Öptüm.. diyerek kapattı telefonu. Ailesi çok mu ciddiye almıştı sanki bu durumu? Hemen Masal ile konuşmalıydı. Ailesi daha fazla ciddiye almadan oyuna son vermeliydiler. Bir süre yatakta dönünce meseleyi halletmeden uyuyamayacağını anladı. Telefonu alarak Masal ı aradı. Cadı olarak kaydetmişti onu gülmeden edemedi. Telefonu çaldı, çaldı açan olmadı. Birkaç kere daha çalıp açan olmayınca endişelendi. Neden telefonunu açmıyordu ki? Araları kötü de değildi. Hemen annesini arayarak Mine teyzenin telefon numarasını aldı. -Alo, Mine teyzeciğim ben Kerem.Merhabalar nasılsınız? -İyiyim evladım sen nasılsın? -Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Birkaç kere Masal ı aradım ama cevap vermedi. Evde mi acaba? -Evet oğlum merak etme sen. Uyuyakalmış o. Yarın görüşürsünüz artık. -Hah tamam kusura bakmayın efendim. Teşekkür ederim. Görüşürüz. -İyi akşamlar evladım. diyerek kapattılar telefonu. Mine Hanım kocasına dönerek: -Görüyor musun Ali ulaşamamış bizim kıza da başına birşey geldi mi diye beni arıyor... Ali Bey belli etmese içten içe onun da hoşuna gitmişti bu davranış. Sonuçta kızını alalade birine veremezdi. Kızı değerliydi. Kerem de içi rahatlamış bir şekilde uyumaya çalıştı. Bir yandan da cadı uyusa bile kendine rahat vermiyordu onu düşündü. Bu arada telefonuna bir mesaj geldi. Masal dan mı diyerek hemen kalktı ama Şeyma dandı. "Sanırım artık beni özlemiyorsun.Nerelerdesin aşkım?" Şimdi canı bu kızla hiç uğraşmak istemiyordu. Daha birkaç gün önce bu kız için Şule yi ekmişti ama şu anda ikisini de görmek istemiyordu. O yüzden "Haklısın artık seni görmek istemiyorum. Kendine iyi bak" diyerek mesaj gönderdi. Gururlu bir kızsa bu mesajdan sonra bir daha kendisi ile iletişime geçmezdi. Bir daha mesaj gelmeyince gönül rahatlığı ile uyudu. Ertesi sabah kahvaltıya oturan Masal oldukça dinçti. Çayını alıp masaya geçti. Annesi alttan alta bakıp gülüyordu. -Eee döndün mü bakalım damat beye? -Damat kim anne neden dönüyormuşum ona? -Kızım sen telefonuna bakmadın mı sabah? Kerem akşam sana ulaşamamış beni aradı ben de uyuduğunu söyledim. Ağzındaki çayı şaşkınlıktan püskürten Masal: -Efendiiiiimm..Beni mi aramış? Neden aramış ki? -Orasını söylemedi. Özlemiş herhalde ne bileyim? diye alttan alttan güldü annesi. -Anneeee..diyerek kızdı annesine Masal. Babası da boğazını temizler gibi kötü kötü baktı Mine Hanım a. O ise omzunu silkerek sallamadı kimseyi. Kahvaltıdan sonra odasına hazırlanmaya giden Masal teleefonu eline alınca Kerem'in tam 5 kere onu aradığnı gördü. Manyak mıydı bu çocuk ya? Hem annesini aramak da neydi? İşleri iyice karman çorman etmişti? Bu davranışı ile babasının bile gözüne girmiş olabilirdi. Bugün Kerem ile knuşmalıydı. Bugün nedense biraz süslenmek istemişti. Kendine yakışan bir makyaj ve ona uyan bir saç modelli yaptı. Bacaklarını saran güzel bir jean ve üstüne de bordo bir t-shirt geçirdi. Hastanede en önemli şey rahat hareket edebilmesiydi. O yüzden ayaklarına beyaz ama şık spor ayakkabısını geçirmeden edemedi. Servise geldiğinde tüm bakışlar ona yönelmişti. Nedenini anlayamadı. Erdem ile karşılaştıklarında Erdem onu baştan aşağı süzerek: -Bugün ne olmuşsun böyle? Afet, afet... -Erdem saçmalama ve öyle deme. Tüm bu insanlar bana neden böyle bakıyor? -Eskiden de güzeldin ama şimdi çok daha güzelsin ondan olabilir mi? -Yaaa çok utandım şimdi. -Utangaçken de çok güzelsin. Masal Erdem in omzuna vurarak susturdu onu. Hocalar bile bugün Masal ın güzelliğinden dem vuruyordu. Hasta yakınlarından bile birkaç talibi çıkmıştı. Masal kendine söz verdi. Bir daha böyle makyaj yapmayacaktı. Vizit bittikten sonra Erdem ile konuşarak Plastik Cerrahi Servisi ne gitti. Haluk u deskte gördü ve ona: -Merhaba, Haluk Bey di değil mi? Ben Dahiliye den Dr. Masal. Kerem Bey nerede acaba? Haluk önce Masal ın güzelliğinden birşey diyemese de sonra arkadaşı aklına geldi ve gülümseyerek: -Doktor odasında bulabilirsiniz. dedi. Bu Kerem e de iyi bir ders olacaktı. Masal gelmeden önce Şeyma servise gelmiş ve nerdeyse Kerem i rezil edecekken Kerem onu zorla doktor odasına götürebilmişti. Haluk Kerem in Masal ı görüp neler kaçıracağını görmesini ümit ediyordu. Masal ise yavaş adımlarla doktor odasına doğru ilerliyordu. Yaklaştıkça artan sesler geliyordu kulağına. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. O sırada tartışmakta olan Şeyma ve Kerem kapıya çevirdii bakışlarını. Şeyma: -Bu kız için mi bıraktın beni ha? diyerek bir tokat attı ve kapıdan çıkarak uzaklaştı.

|