Üniversite sınavı için hazırlanıyorsun aylardır.Biraz kafa dağıtmak adına kafeye gidiyorsunuz arkadaşlarınla.Her şey muhteşem,masada gırgır şamata hiç eksik olmuyor.Daha sonra annen arıyor,saatin geç olduğunu söyleyip eve çağırıyor seni. Kafeden çıkıp durağa doğru ilerliyorsun...
Yabancısı olup sürekli gelmeye heves ettiğin bir şehir.Masum bir seyahat.İş yoğunluğundan birkaç günde olsa kaçamak yapıp geliyorsun.Sıradaki durak 'Güvenpark'.. Durağa doğru ilerliyorsun ...
Sonra ne mi oluyor? Hayallerin,heveslerin,umutların,planını kurduğun üniversite,ailen ile gidermeye geldiğin özlem hepsi seninle ölüyor. Oysaki masum biriydin sen. Beklemediğin olay,hatta beklemeyi aklının ucundan bile geçirmediğin bir olay...
Evet yine patlama yine Ankara. Ne kadar alışıla gelmiş bir durum öyle değil mi ? Hep aynı acılar hep aynı duygular. Neydi ölenlerin suçu dışarıya çıkmaları mı işe gitmeleri miydi?
Şans eseri yaşar hale geldik ülkede. Tenhalarda gezince tecavüze uğramaya,kalabalıkta olunca bir patlamayla ölmeye korkar olduk.Velhasıl kelem ne tecavüze uğrayınca ne de bir hiç uğruna ölünce fırtınalar çıkmaz ülkemde... Sessiz sedasız bir havaya bürünür Türkiye'm. Anca yurdun 4 bir yanına bir ananın çığlıkları dolar...