gizlediğin arzularını içinde havai fişekler patlarken,
yanındayken ulaşmak istediklerini gördüm.
dört kelime,
ben arzuların bir yansıması değilim ya da dört köşeli bir ayna
benzerliklerimiz bir yana,
yanındaydım canavarlar yatağının etrafını sardığında.
beni yanına çağırdın,
çünkü o canavarlara çok yakındım.
ne vardı diğer kızlar gibi gülmeyecek, ne vardı
cıvıl cıvıl
serçe olmayacak?
ben o kızlardan değilim işte,
ben o kızlar.
uzun zaman olmadı, hislerin kelimelerini bir diğeriyle değiştireli
hissettiklerimin bedeli
zamanın dakikalara gömüldüğü zihnimin hayaletinin ceseti.
yaşlı bir kadının yerinde olduğunda
ruhum yaşayamadıklarının ince bir sızısı veya
günahlarının bedelini dindirmek için
azraili kapımda hissederek
dizlerimin üzerine çökmüş dua ettiğimde
hala yatağımın altındaki canavarlarla savaşan o küçük kız mı olacağım?
Hala o küçük kız mıyım?
Bu canavarlar ne,
dört kelime.