kulağında belediye işleri eski yazlıkçı köpek havlamayı öğreniyordu peşimden siyah beyaz damalı örtüsünde masanın cirit atıyordu piyonlar ganyanı düşük atında şahın peşinden kumdan kalesinde vezir o sıra fillerini zor zapt ediyordu ölü yapraklar üzerinde parktan geçerken
tutamıyorum kendimi kelimeler düşürüyorum bu parkı bilmezsin diye kaldırımın kenarında geveze gökgürültüsüne dalmış pazarları da çalışan sokak lambası ve yandıkça kararan haberin bile yok saçlarında ne güneşlerim vardı kıskanan gecelerce de yıldız kızaran kapı önüne konulmuş yakası yırtık düğün çelenginin kırmızı kurdelesinde yazıyor duyulmamış şöhretler hala içerde bekleyen kısmetler öylece havalarda asılı kalmış çiçekler savrulan ve üstelik günahsız yalnızlığın en güzeli bu yalnızca seviyorum seni tek başıma yalnız masa altında rakı erketeye yatmış ve çay bardağı kırılmış heyecandan kenarında susamış havuzun belki de olamayacağım yerdeydi aradığım hep sıla dolu ıssızlık yaşadığım sensizlikti yabancılığım gün batımında parktaki her şeyde batıyordu kadın sigarasını yaktı sonra ışıklar yandı çorapsızdı ve şarkı söylemiyordu ölü yapraklar arasından etekleri esiyordu kulaklarım utanmaz Sen şarkı söyle

|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|