Henüz yirmilerinde iki genç...
Hayat, çoktan kirli yüzünü göstermiş onlara
Kimse bilmez onları, kimse tanımaz
Sevgi nedir görmez, aşk nedir bilmez onlar
Kötü rüyalar onlardan uzak durmaz
Henüz yirmilerinde iki genç, İstanbul'da...
Çıkmadılar onlar hiç dışarı
Hayatları dört duvardır onların
Gezmediler boğazı, adaları...
Tek bildikleri, salına durmak onların
O da bir zaman sonra sıkıcı gelir
Karşı koyar insanın fıtratı
Henüz yirmilerinde iki genç ,bir mapusta...
Neler kaçırdıklarını düşünürler, her gece yatmadan
Ağlamasın, zırlamasın ,bağırmasında ne yapsınlar
Ne büyük hayallerle kandırıldılar büyürken
Şimdi tek bildikleri ufak bir hayal
Bir banka oturup, kuş cıvıltılarıyla
Denizin, insanın ruhunu rahatlatan melodisi
Henüz yirmilerinde iki genç , canı damarında...
Kanları feci akar, ne de olsa delikanlılar
Dört duvar dar gelir onlara, duramazlar
Her gün uçan güvercinler akıllarına gelir
Güvercin olmayı yeğler, uçup gitmek isterler buradan
Uçup giden hayallerimizi tutun ey güvercinler...
Henüz yirmilerinde iki genç...
Birinin aklına feci bir plan gelir
Ah ne kötü plandır o delikanlı ahh
Dile kolay on sene on sene kirli duvarların arasında
Kimin olduğu belli olmayan bir suç için
Lakin daha fazla kaldıramazlar bu iftirayı
Ne yapacakları çoktan belli değil miydi zaten
Birinin canı bir ipte,
Diğerinin ince bir bilekte...