Sultan, yaratığın bulunabileceğini duyunca iyice umutlandı. Belki bir çare bulur diye çömelerek Hasan’ın elinden tutarak, adeta yalvarırcasına: - Ne olur evlat, hasta olan evladım benim tek evladım ve tek varisim. Ondan başka tahtımı bırakacak kimsem yok. Ona bir şey olursa ülkem yok olur gider. Onun için yaratığın bulunup getirilmesi gerek. Bana bu iyiliği yapabilir misin? - Tamam, sultanım. Elimden geleni yapmaya çalışacağım. - Mademki, bana bu iyiliği yapacaksın. O zaman senin yanına bir bölük askerimi vereyim. Hasan, sultanın sözünü keserek: - Sultanım, dediğim gibi onlar çok vahşidirler. Nereden ve nasıl çıktıkları belli olmaz. Avlarını tuzağa düşürmek için de her türlü hileye başvururlar. Askerleriniz, eğer benimle beraber gelirlerse hayatları tehlikede olabilir. Bu yüzden ben tek gideceğim. - Peki, evlat senin dediğin gibi olsun, diyerek odadan dışarıya çıktı. Odanın dışında bekleyen askerine acele tarafından bir araba hazırlatılması için emir verdi. Asker emri alır almaz koşarak araba hazırlattı ve geri dönerek arabanın hazır olduğunu bildirdi. Araba hazır olunca Hasan, sultandan yaratığı yakalayıp getirmesi için çuval istedi. İsteği yerine gelince sultan, Hasan’a: - Senin kurtulmana vesile olan o kralı tanıyorum. Onun babası, benim çok yakın dostumdu. Kendisini tanımam ama şayet görürsen, baba dostunun sana selamı var, diye söylersin, dedikten sonra Hasan’ı arabaya binmesine kadar eşlik etti ve onunla vedalaşarak sarayına geri döndü. Hasan arabaya binince arabanın şoförü nereye gideceklerini Hasan’dan öğrenerek yola çıktı. İstediği yere gelince de durdu. Arabanın şoförüyle vedalaşarak yaratıkların kendisini yakaladıkları kayalıklara kadar geldi. Uğultulu kayalıkların uğultusuna aldırmadan yukarı doğru tırmandı. Kayalıkların ortasına gelince orada bulunan küçük bir delikten içeriye doğru girerek yaratıkların orada olup olmadıklarını kontrol etti. Hepsi oradaydı ve sultanın yarattıkları bulmaları için gönderdikleri yiğitlerin hepsi de yaratıkların tutsağıydı. Gizlice onlara görünmeden yanlarına yaklaştı. Tam arkalarına gelince hafifçe türkü söylemeye başladı. Yaratıklar müziği duyunca hep birlikte dans etmeye başladılar ve aynen defter de yazdığı gibi dansın sonuna doğru uykuya daldılar. Hasan, bu fırsattan istifade ederek yiğitlerin hepsini hapsedildikleri yerden kurtardı. Daha sonra uyumakta olan yaratıkların birini alarak çuvalın içine koydu. Çuvalın ağzını sıkıca bağladı ve kurtardığı yiğitlerle beraber kayalıklardan çıkarak sultanın ülkesine geri döndüler.

|