Kafamı kaldırdım. Üstümde simsiyah bir tavan... Burada ne arıyorum? Biraz daha doğruldum ve uçsuz bucaksız, sonu görünmeyen bir odada olduğumu anladım. Burası tam olarak neresi? Uyuduğum küçük yataktan kalktım ve yürümeye başladım. Hemen önümdeki dar koridora girdim. Etrafımda çeşitli odalar vardı, hepsinin ismi farklıydı. Duvarların ise bazı bölümleri beyaz, mor ve siyahtı. Üstelik renkler hareket ediyordu. Siyahlar moru, morlar da beyazı yutuyordu. Bazen de tam tersi oluyordu,beyaz galip geliyordu.Duvarları incelerken sağ tarafımda bir oda gördüm.Üstünde ``Anılar Odası`` yazıyordu. Girişte de bir güneş gözlüğü vardı. Ayrıca şöyle bir uyarı da vardı; ``Sürekli anı gösterimi olduğu için fazla ışığa maruz kalabilirsiniz lütfen güneş gözlüğünüzü takın.``. Taktım ve içeri girdim. Duvarlarda,tavanda (Hatta tavan o kadar yüksekti ki zar zor görüyordum.) sürekli anılar görünüyordu ve sık sık değişiyordu. Dikkatli baktım. Ah! inanamıyorum.Bir tür şaka mı bu? Bunlar benim anılarım. Bu da demek oluyor ki ben zihnimin içinde miyim? Bu oda da benim anılar odam mı? Peki neden buradayım? ÇIKARIN BENİ! Burası çok gürültülü ve parlak (niye kulak tıkacı da koymamışlar ki girişe???). Hemen koştum ve odadan çıktım. Daha fazla dolaşmak istemiyordum o yüzden bir çıkış yolu aramaya başladım. Bir gün boyunca her odaya, her eşyaya, her rafa baktım. Uyandığım odaya da baktım. Eğer oradan geldiysem çıkış da yine oradan olur diye düşündüm.Yoktu. Sanırım burada tıkılı kaldım.17 sene oldu. Artık kabulleniyorum, önemli değil. Hayatım boyunca burada, zihnimin odasında tıkılı kalacağım. Diğer herkes gibi...

|