O kadar yemin ettiği halde inanmayacağın, o kadar dedikodu yapmak için şeytana pabucunu ters giydiren birini bile yazmışlar... yüzsüzü yazmamışlar! Halbuki yüzsüz olması yeterli normalde benim bir insanı sevmemem için ya da yüzsüz olmaması yeterli sevmem için; o konu yok. Diyelim ki şeytan değil kendi bahçesinden cennet tarafına geçmemesi gereken de ondan kovulmuş. O kadar zor değil anlamak yani, ne bu yani konuş konuş! Nereye kadar? Ben böyle saçma şey görmedim, insanın içini rahatlatan şeye de bak, bugün normal bir gün diyeceğiz bayram değil de ondan diyeceksin, yok öyle dava. Hadi buyur! O kadar kolay mı sanıyorsunuz hayatın cilvelerini sır gibi taşımak diyorsun ama binlerce şarkı var bence ve de gene de zaten onlar hayatın cilveleri değil. Bu nereye bu koşuşturma. Ben kutsal kupanın olduğu sehpanın yanındaki halıya benzeyen kutsal kilimin üzerinden bir yere kıpırdayamazdım o konu böyle olsa. O nedenle böyle değil... aynı zamanda çok gereksiz bulunmasıyla ilgili olan bölümü şarkının içinde aramıyoruz ki, dışında derken içi dışı nedir, neden bahsediliyor anlamak imkansız ama insan şarkı listesi yapsa o kadınla muhabbet etmiş gibi olurdu diyorum. Belki de yeterli değil. Yine de yüzsüz nedir acaba, önceden tahmin edilebilir bir özelliği mi birinin de inanalım, ayrıca o kadar yüzsüzse sen niye dedikodusunu yapıyorsun, salak, demezler mi adama? O kadar da saçma değil! Yüzsüz olmak istemezdim ama yüzsüzlüğümün sınırlarının internetin kutularında çizilmesi de az kötü değil!!! Neyse ne... nefret ederdim gene de. Roman şart... bir plan yapalım:) Sen var ya, kesin ayvayı yemişsin. Uydu anteni almayı unutmuşsun. O öten kuş değilmiş, tilkiymiş... sen hafif dutmuşsun. Roman şart!!! Kesin okurum. O resmin uykumu getiriyor. Ben müziksiz yapamam. Sen çamaşır makinesi olsan benim kotumu kurutmuşsun da ondan yazdım sana DEDİ. Gene de böyle biri... biri.

|