Usandım artık! Göllerin acıklı türküsünü dinlemekten. Tepeden tırnağa, maviye bulanmış bir,dünya düşlemekten. Ne çok hüzünlü! düşleri heceleyen toy çocuklar onları kaybetmiş, öksüz oyuncaklar.. göllerin; eski sakinliğinden, yarına ardalanıyorlar.. incelerek...bir ay gibi Ne çok hüzünlü! Güz, güneş kadar parlarken, Bir yaprak olup yanarken Senin sesine damlayan, O çiğ gibi ıslak O yel gibi kıvrak.. Ama ne çok hüzünlü! sesinde olmayan herşey, Alıp götürürken seni uzaklara. Kavuşturur gibi selametle geceye. Ve biterken güneş.. Zerresi hala alçalmakta Seni ağır bir makamla uğurlamakta Çaresizce...

|
|
 |
Deniz Candan
21.08.2021 19:03
Bu nasıl bir şairliktir hayran kaldım. Okadar güzel yazıyorsunuz ki resmen yaşıyorsunuz. Çok ama çok başarılı ne denilir ki zaten herşeyi çok güzel bir biçimde açıklamışsınız👏👏 |
|
|
|
 |
Dilan Özçelik
21.08.2021 21:40
Çok teşekkür ediyorum. Ne güzel bir yorum. İyi ki varsınız sağlıcakla kalınız. |
|
|
|
 |
Serdar ŞENGÜR
29.08.2021 10:51
Sözün biteceği yeri söz der demiş sevdiğim bir şair, vedayı da hayatı da sevgiyi de söylediklerimiz belirliyor ve resmen bir güz gününde yaprağı yakabiliyorlar. Veda edilen kişide veda gününü o gün değil bundan sonra yaşadığı günlerde de yaşıyor. Şiir çok güzel olmuş sağlıcakla kalın |
|
|
|
 |
Dilan Özçelik
30.08.2021 17:20
Çok teşekkür ediyorum güzel dostum. Ne harika bir tespit ne muazzam bir yorum. Şiire renk verenlerdensiniz. İyi ki varsınız. Sağlıcakla:)) |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|