Romanlar

TUTKU +18 roman. Bölüm2.
Okunma: 190
Reyhan Danış - Mesaj Gönder


 TUTKU Bölüm 2. 
Uyarı: Roman yetişkin içerik. +18 
 
ÖZGÜR.
Gerginim, mutsuzum, kızgın ve öfkeliyim. Şehirden uzaklaştık ve üç saatlik uzun yola girmiştik. Ozan durumumun farkındaydı dikkatimi dağıtmak için elinden geleni yaptı. Bir süre sonra sessizlik çöktü Ozan da pes etmişti, radyoda kısık seste huzur verici şarkı eşliğinde ormanlık yola girdik. Etrafı keşfetmeye başladım, yol ilerledikçe doğanın içine giriyorduk. Yeşillikler, tarlalar ve meyve ağaçları, kırsallar keşfettikçe kendimi cennete girmiş gibi hissettim. Babamın köye her gittiğinde neden cennete gidiyorum dediğini şimdi anladım. Bugün hava da hoş ve işle ilgili de sorun yaşadığımız şirketlerden olumlu mailler almıştım. Huzurlu bir gün aslında, sanki evren bana her şeyin bu günden sonra güzel olacağının mesajını gönderiyordu. İçim bir hoş oldu ve bütün gerginliğim uçup gitti, ta kii Ozan aniden arabanın frenine basana kadar.
"Ne, ne oldu, bu da ne?" diye Ozana baktım.
Ozan:" Koyun sürüsü" diye yolu işaret etti ve sırıttı.
"Lanet olsun bu kokuda ne ?".
Ozan:" Koyun boku" diye kahkaha attı.
" Az önce babamın yanıldığını fark ettim. Cennet mi demişti?".
Bir süre sürünün, çoban eşliğinde geçmesini bekledik. Anlaşılan babamın cennetine gelmiştik. Ozan arabayı kullanmaya devam etti köye girdik. Bozuk ve tozlu yollardan geçerken içimden lanet okuyordum.
"Benim burada ne işim var baba?"
Gideceğimiz evi ararken, tarladan dönmekte olan bir grup kadınla karşılaştık. Yolun tarifini almak için arabayı yavaşladık ve durduk. Ozan, arabanın camını açıp, kafasını camdan çıkardı." Merhaba dedi ve Aykut beyin evini arıyoruz yardımcı olabilecek biri varmı aranızda?!" demesi ile güneşte yanmış oldukça esmerleşmiş, düşük göz kapaklarına ve çekik gözlere sahip, kambur duruşu ve dişlek, yamuk dişleri ile kadınlardan biri cama doğru eğildi. Ozan arasına mesafe koymak amacı ile kafasını camdan içeri soktu.
Kadın yüksek sesle" Damat sen misin?" diye sorarken Ozanı daha iyi görebilmek için camdan kafasını içeri soktuğu sırada, Ozan irkilmek ile birlikte aniden kendini benim kucağıma doğru yasladı. Gülmemek için kendimi zor tuttum, o sırada kadın cevap beklemeden konuşmaya devam etti.
" Ayy ne kadar da yakışıklı, boylu poslu, havalı köyümüzün ağasının damadı, ne kadar da tatlı, gözlere bak gözlere masmavi. Kızlar siz de iyi bakın darısı başınıza maşallah maşallah. Ama ağamızın kızı da az değil ha siz de en az onun kadar şanslısınız melek gibi narin bir kız. Kız gel bir yanağından makas alayım çok tatlısın maşallah" diye çamurlu elini Ozana doğru uzatınca Ozan beni ezip, diğer kapıdan çıkacak sandım.
Ozan:" Dur kız sakin ol. Damat ben değilim yanımdaki. Ahan da bu" diye beni işaret etti. Tepkimin ne olacağını çok iyi biliyordu ve kurtulmak için beni kullanıyordu. Kadın bana baktı tam konuşacaktı ki, arabanın içinden kafasını çıkarmasını ve biliyorsa yolu tarif etmesini yoksa da arabadan uzaklaşmasını sert ve emirli ses tonu ile söylediğimde yüzünü buruşturdu ve burun kıvırıp, arabadan uzaklaştı. Ozan arabayı çalıştırdığı sırada içlerinden bir kadın daha yaklaştı ve düz gidip, ilk sola girmemizi ve düz ilerlediğimizde konağı göreceğimizi söyledi. Ozan hızlıca yarım teşekkür edip uzaklaştığı sırada kahkaha attım. Sinirleri bozulmuştu Ozan kaşlarını çatarak bana kızgın bakış attı. Ben kendimi tutamıyordum, gülmeden duramıyordum. Ozan da daha fazla dayanamayıp bana katıldı. Kadının tarif ettiği konağa geldik.
"Demek köy ağasının damadı olacağım?"
Arabadan indik, yumuşak ve kaygan bir şeye bastığımı hissettim. Herkes gülmeye başladı, ayağımı kaldırdım ve altına baktığım sırada koşarak bir çocuk yaklaştı. Özür dileyerek ayakkabımı temizlemeye başladı. Bir yandan da açıklama yapıyordu.
" Efendim çok özür dilerim az önce inekle geçerken, burayı dışkıladı, ineği bağlayıp temizlemek için geliyordum yetişemedim" dediğini duyunca midem kalktı ve kendimi zor tuttum kusmamak için. Bir saniye az önce inek dışkısına mı bastım, kahretsin. Öfkeyle kaşlarımı çattım ve kafamı kaldırdığım gibi herkes sustu.
Ozan:" Kızma damat bey köy ağasının kızını alıyorsun ona ödetirsin bunun bedelini" dedi ve babamın öfkeli bakışı ile karşılaştı, dudaklarını birbirine bastırdı.
Gerçekten yersiz bir espriydi. Babam, annem ve sanırım köyün ağası ile eşi karşıladılar bizi. Geniş avlunun içinden evin kapısına doğru ilerlerken evin bütün çalışanlarının bakışları Ozan ve benim üzerimde idi ve aralarında fısıldaşarak dedikodu yaparken biz içeri girdik. Salona geçtik yüksek tavanlı ve geniş bir salon, en uç köşesine, Ozan ve ben oturduk. Gecenin uzun ve sıkıcı olacağını bildiğim için Ozanla yakın oturdum ki aramızda rahatça konuşabilelim ve kimse de duymasın bizi.
Bir süre sohbetten, dinlenmeden sonra yemek odasına geçtik. Annem, babam ve köy ağası, eşi ile, Ozan ve ben yemek yerken, bakışlarım kayınvalideme kayıyordu. Evleneceğim kızın nasıl biri olduğunu merak ediyordum. Sonuçta boşuna dememişlerdir "Anasına bak kızını al" diye.
İnek dışkısından sonra, yağlı köy geleneksel yemeklerinin de katkısı ile midem iyice bulanıyordu. Sabırsızlıkla yemek masasından kalkacağımız anı beklemeye başladım. Dayanamayacak noktaya geldim ve sanırım herkes doydu sohbete dalmışlardı kimse de yemek yemiyordu. Ozana telefonumla mesaj attım okuyunca eğlenmiş yüz ifadesi ile sırıttı ve konuya yeni bir konu açıp, sohbeti uzattı. Ne yaptığını anladım aklınca intikam alıyordu.
Ben yavaş ve kibar bir şekilde sandalyemi geri iterek yerimden kalktım. Bu hareketime babamın kızgın bakışını görmezden gelerek, müsaade istedim ve lavabonun yerini sordum. Yemek odasından çıktım lavabonun olduğu yöne doğru yöneldim. Kapısı kapalı odanın önünden geçerken tanıdık bir ses duyduğumu sandım. Kapıya yaklaştım merakla, içerden bir bayan çıktı" Aman damat bey yolunuzu mu kaybettiniz? Anlıyorum sizi kızımızı çok merak ediyorsunuz bir kaç dakika sonra göreceksiniz" derken sözünü kestim ve ben aslında lavaboyu arıyordum dedim. Odanın hemen karşısındaki koridoru işaret ederek sağdaki ilk kapı dedi. Lavaboya girince sanki midem bu anı bekliyormuş gibi böğürmeye başladı. Kahretsin midem.
Lavabodan çıktım ve salona geçtim, herkes salonda oturuyordu. Ozan bizim köşeyi hemen kapmış ve yerleşmiş. Ben de yerimi aldım oturdum. Büyüklerin sıkıcı soruları ve muhabbetini ciddiye almadan Ozanla aramızda sohbete daldık. Bir süre sonra salon kapısı açıldı ve eline kahve tepsisi ile havalı giriş yapan kızı görünce şok oldum. Ozanla ben birbirimize baktık ve emin olmak için tekrar kıza baktık. Bu o kız, bu sabah evimden ayrılan gümüş elbiseli kız. Ozanla şok bakışlarımız tekrar buluştu. Kahveleri dağıtırken sıra bana geldi ve bakışlarımızın buluşması ile onun da şok olduğunu görebiliyordum. Biz donup kalmıştık ki arkadan "Ellerine sağlık kızım Cemre" sesi kulağıma geldi.
" CEMRE"...
SORU: ÖZGÜR VE OZAN ARKADAŞLIĞINI NASIL BULDUNUZ?!
SORU: SİZCE ÖZGÜRÜN NİŞANLISI CEMREMİDİR?!


Romanın devamını okumak için Wattpad linkine tıklayın: 
https://www.wattpad.com/1213641338-tutku-passi%CC%87on-tutku-b%C3%B6l%C3%BCm-1
 
Sosyal medya hesaplardan takip edin: reyhandns 

Reyhan Danış



Yorumlar (2)
Berke Susan 26.07.2022 14:25
Bu siteye böyle şeyler lazım. Teşekkürler

Reyhan Danış 26.07.2022 14:27
Teşekkürler :)


İçeriği Paylaş

Arkadaşını davet et
Adınız Soyadınız:
Arkadaşınızın e-mail adresi:

Popüler Yazarlar
   YazarPuan
1 .. .. 6858
2 Firari Fırtına 4815
3 Eyyup AKMETİN 4495
4 Mustafa Ermişcan 4314
5 Hasan Tabak 3975
6 Nermin Gömleksizoğlu 3575
7 Ömer Faruk Hüsmüllü 3522
8 Uğur Kesim 3356
9 Sibel Kaya 3276
10 Enes Evci 2958

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar




Özgür Roman

Romanlar- Hikayeler - Denemeler - Senaryolar - Çocuk Kitapları - Şiirler - Günlükler - Yazarken - Röportajlar - Forum - Biz Kimiz? - RSS

Çevrimiçi Kullanıcı Sayısı:4082 
 Özgür Roman üyelik sözleşmesi için tıklayınız 

© Özgürroman 2008 - 2011 - info@ozgurroman.com