TORPİLİMİZ HER YERDE
Abdülhamit haftanın ilk günü istiklal
marşından sonra saç kontrolünden geçemez. Müd.
Yrd. sı, Saçların çok uzun git kısalttır sonra gel. Abdülhamit, her şeyin
farkında, bir tek onun saçı uzun değil ama ya sabır der! Gider berberde
saçlarını kısalttırıp okula gelir. Giriş kapısında bu kez bayan öğretmen,
nereden böyle geç kalmışsın..
Abdülhamit, saçlarımız uzunmuş kısaltıp
geldik. Bayan öğretmen pek olmamış git biraz daha kısalttır.. Abdülhamit, Ya sabır çeker tekrar aynı berbere gider, saçlarını iyice
kısalttırır. Tekrar okula gelir bu sefer ilk gönderen Müd. Yrd.cısı öğretmen yanına çağırır bu saçlar olmamış.. Deyince Abdülhamit, Ani bir dönüş yaparak sinirli sinirli tekrar berbere
gider... Berber hayırdır bu üçtür
geliyorsun.. Bundan kısası makasla olmaz üç numara makine anca kurtarır. Abdülhamit vur üç numara bir numara fark etmez, bugün sabır
yarışındayız.. Bakalım bundan sonra ne olacak. Bizimki son gidişinde kimseye
rastlamadan derslere girer. Öğlenden sonra sınıflara giriş sırasında Müd. Yrd. Öğretmen yine gelir.. Bu seferde ne yapmışsın saçlarını öyle?
biz sana kısalttır dedik üç numara bize küfür etmek gibi olmuş.. Abdülhamit
de, Bir günde üç kez berbere gidince sonuç böyle üç nura saç kesimi
oluyormuş.. Küfür değil ama istediğinizi sayın. Gidip berbere
sorarsınız. Neyse aradan bir iki ay geçer. Okulda herkeste bir kaşıntı,
nedeni belli değil. Tedbir olarak bütün erkekler saçlarını üç numara
kestirecek. Bütün okul olmaz böyle şey, Biz ilk okul öğrencisi miyiz.?.
Gidip Milli Eğitim Müdürüyle görüşelim.. Tabii Abdülhamid’in kafa o olaydan
sonra hep üç numara kesim, sıkıntı yok.. Tüm okul şikayete gidecek ama Milli
Eğitim Müdürüyle kim görüşecek.. Cesaret yok. Gelirler Abdülhamit’e sende bizimle
gel. Hep beraber gidelim.. Durumumuzu anlatalım. Abdülhamit, içten içten
güler.. Bizim için bir sıkıntı yok kafa zaten üç numara görmüyor musunuz? Abdülhamit de biliyor ki, bu insanlara güven olmaz. Sonra Hoca Nasrettin
olmayalım.. Herkes söz verir kaçmak yok diye. Çıkarlar 20-30 öğrenci yola,
Yarı yolda. Öğrencilerden biri, ikiye
ayrılalım dikkat çekmeyelim. Milli Eğitimin önünde görüşürüz. Tamam mı?
Tamam. Abdülhamit’in grup varır buluşma
noktasına bakarlar kimsecikler yok. Abdülhamit
anlamış satış tamam.. Puştlar puştluğunu her zaman yapar, neyse buraya kadar
geldik bari biz gidip bir görüşelim. Çıkarlar müdürün bulunduğu kata,
Bu sefer içeri kimler girecek. Sonunda iki arkadaş girerler müdürün odasına. Müdür, hayırdır gençler, konu nedir? Abdülhamit konuyu anlatır. Müdür, saç mevzusunu bu kadar uzatmaya gerek yok.. Kökü sizde nasıl olsa
yine çıkar. Müdür, Abdülhamit’e bakar, sen neden geldin ki? Senin saçlar
zaten kısa.. Hem diğer arkadaşların nerede? Hep birlikte geldik diyorsun.
Hani neredeler? Camdan bina girişine bakar, gel bak hiç kimse yok.
Abdülhamit, Geç kalmış olabilirler.. Beraber çıktık yola.. Müdür konuyu
anlamış. Bizim millet satışı iyi bilir. “ Her kese inanıp gaza
gelmeyin.” Hadi siz gidin ben okul müdürünüzü ararım. Gerekenleri söyleriz.
Zorunlu değilse.. Hal ederiz. Abdülhamit,
Hoca Nasrettin vakasını bir daha yaşamış.. Yaz bunu kalın kafaya bu millet
düzelmez. Okulda görüşeceğiz dönekler.. Tabii mazeretler hep hazır.. İşte
geldik bina önünde sizi göremedik. Bizde döndük. Belli belli dönmüşsünüz.. Bu
gençlik memleket yönetecek.. Vay vay ki vay vay..
Hayat dersi. Bir iş yapacaksan Önce
Yüce Yaradanına güven, sonra kendine güvenin varsa yap yoksa başkalarına
güvenip hiçbir işe kalkışma.. Hayat dersi üçüncü veya beşinci baskı unutursan!
Cezanı çekersin. Böyle..
|