Hikayeler

Toplum / Birey
Okunma: 58
Hep de Böy - Mesaj Gönder


Toplumsal rollerimiz ile bireysel rollerimiz birbiri ile karıştırılmamalı, biri diğerine hizmet edebilmeli. Toplumsal rolümüz olan bir tarih kitabını oku derken, bireysel rolünü anımsadıysan bu ikisinin amaç ve faydalarını birbirine karıştırmak bana yakışmaz. Toplumsal rolün etik bir davranışken evinde pijamalarla oturmakla suçlanamazsın. Toplumsal rolün okulu bitirmekken neden para kazanmadığın konumu ile yadırganamazsın. Toplumsal rolün bulutları izlemekse sağına soluna fazla bakmakla konumlandırılamazsın. Toplumsal rollerimizi bireysel rollerimizle karıştırdığımızda ne yazık ki sorunlar küçük olmuyor... kaza, bela hastalık! Neden? Çünkü insanın tek başına baş edemeyeceği konular farklıdır, tek başına kendi başına açamayacağı dertler ise ayrıdır. Ben kendi kendime emrivaki yapamam, öyle değil mi? Hiçbir insan bunu kendisine yapamaz. Bu durumda beni suçlarsan ben toplumsal rollerimde karmaşa yaşarım. Bu sorunu ise fazla büyütmemek ama ortaya atmak lazım.

Bireysel rollerimiz arasında ne olabilir? Çocuk sevgisi mi? Tamam... onlar da iki kitap okur, bir film izler, o günü nasıl geçtiyse anlatır, derslerini çalışır, bir iki tane kurabiye mi yerler? Bunu anaokulu açma fikri ile karıştırdığınızda da çocuğa yeterince yakınlaşamamakla seslendirdiğinizde de ben kendi rolümden olurum. Bunlar kolay bulmacalar değil. Aslında zor olan şu, ben nerede daha iyi olabilirim derken, bana nerede daha kötü olduğumu gösterip beni topluma atamazsınız. Bireysel rollerimiz arasında resim yapmak mı var mesela, resimlerimi sergileyebileceğim bir durumda değilim belki ama ufkumda var mı? Bu toplumsal bir rol. Resim yapanlar bazen sergi açarlar. Bunu otomatikman bana uygulayamazsınız. Uygularsanız ben “belkilerle” yaşamak zorunda kalırım.

Yoksul veya zengin, herkes gün içinde iki lokma yemek yer dedikten sonra bana protokol sofrasının zenginliğini soramazsınız ama bunu sanatçılara yapabiliyorlar. Akıllı veya deli bir kitap okumuştur derken, bunu anlamak için kullandığı araçlar ile kitabın toplumdaki en üst konumu arasında yaşatamazsınız. Risk veya güven, bunun adına kendi anlamlı olmasa da bildiğim yoldan giderken beni ara sokakları bilmemekle yoramazsınız. Bunu yaparsanız, ben anlamsız ama bilmediğim yolda sanan bir zihinle uğraşmak zorunda kalırım. Toplumsal rolüm vampirleşmemek olmalı zaten... beni film izlememekle orantılı olarak yarıştıramazsınız. Ben evden çıktım, okula gittim veya işe gittim, evime dönüyorum, öyle değil mi, beni bu kadar yoran bir günün üstüne evden izin alıp çıkmışım, okulda dersi dinlemişim, işte başarılarım olmuş, evime döndüğümde başka bir insanım, neden? Rol karmaşası inanılmaz zor da ondan! Beni korkunç bir yalnızlığa itiyor, baş etmesi güç. Beni yememekle, kitap okumamakla, başarısız olmakla değerlendiremezsiniz. Ama bana bunlar oluyorsa dönüp kendime bakarım, kendine gelmenin yolu da budur zaten. Kavramsal karmaşalar yaratmamak lazım.

Toplum insanın yaşamını sürdürdüğü araçlarla ve yollarla etik bir çatı altında yaşamak zorundadır. Beni bunun aksine ikna etmeye çalıştığınızda ne yazık ki düşebilirim, yara alabilirim, ölebilirim de... İnsanlarla olan iletişiminize dikkat edin. Basit bir kitap okudum, on yıldır ses duyuyorum! Bunun sorumlularını sayacak olsaydım sayardım ama onlar beni işaret ederken toplumun beni içermeyen kesimini anlatıyorlardı. Kitapları içeriyorsa bu kesim yine de beni zor durumda bırakmamalısınız. Edebiyat budur... insanın kendisiyle yüzleşmesine tanıklıktır. Beni hangi çukurdan çıkardığını Allah bilir ama düze çıktıysam ne yönde yürüyeceğime karışamazsınız. Aile ise bunları yapabilir! Demek ki iki kere zor durumda kalmak istememekle ilgili olarak özgürlüğümü kendim yaratmalıyım, öyle değil mi? Kimse acil durum kapısı rolü üstlenmesin boşuna. Eğlenmek anlamında kaybedilen vaktin hesabı yok. Bir kişi bile ders almıyor. Benim bireysel rolümü toplumda daha aşağı bir yere atıp üstünü örtemezsiniz.

Aksi durumda domino taşları gibi hepimiz baş aşağı gideriz. Korkularımıza yenilmeyelim. Hüznümüze yenik düşmeyelim. Canı isteyen top oynasın ama herkesin anlaşması gereken bir takım oyunu biliyorum ki, o da kuralları dünyaca kabul edilmiş bir oyun. Bunu da asla unutmayınız.  



Hep de Böy



Yorumlar (0)

İçeriği Paylaş

Arkadaşını davet et
Adınız Soyadınız:
Arkadaşınızın e-mail adresi:

Popüler Yazarlar
   YazarPuan
1 .. .. 6858
2 Firari Fırtına 4815
3 Eyyup AKMETİN 4495
4 Mustafa Ermişcan 4314
5 Hasan Tabak 3975
6 Nermin Gömleksizoğlu 3575
7 Ömer Faruk Hüsmüllü 3522
8 Uğur Kesim 3356
9 Sibel Kaya 3276
10 Enes Evci 2958

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar




Özgür Roman

Romanlar- Hikayeler - Denemeler - Senaryolar - Çocuk Kitapları - Şiirler - Günlükler - Yazarken - Röportajlar - Forum - Biz Kimiz? - RSS

Çevrimiçi Kullanıcı Sayısı:4112 
 Özgür Roman üyelik sözleşmesi için tıklayınız 

© Özgürroman 2008 - 2011 - info@ozgurroman.com