Sevmek hissederek başlar Sorularla yol alır Emin olur insan ve taşlar bile ağlamaya başlar Dertler sarmış dört yanını Bela bu ya nefsini ve malını Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin Sözleri kısaca anlamsızdır ama berrak Unuttuğun anda hayat yine de yaşamaktır Gördüğün zaman bir yol arar insan kendini bulacak Dedikodu sarmış dört yanını Bela bu ya evini ve canını Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin Bereketlidir planları ve eliyle koymuş gibi bulur yolunu Kolaydır yaşamak bir nimetine el atarak Zor değil bir çaba harcamak bireysel olarak Dertler sarmış dört yanını Bela bu ya işini ve yerini yurdunu Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin Dahası şimdi hazırım gene ben Kurtar haydi bizi elimden budur gelen Yarının umutları derken benden beklenilen Artık çok geç diyorlar Bela sarmış dört yanını Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin Bir dua bin dert savar Hayat bu ya yok bir zarar Günler sular gibi akar Dertler sarmış dört yanını Bela bu ya sırça köşkünü Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin Kilitlidir elleri bana yar etmezler Hapis gibi evinde bana huzur vermezler Yıllar var ki belli yani hesap nedir sormazlar Dertler sarmış dört yanını Bela bu ya korkunç yanını Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin İnsanlık neler atlattı Bunlar bana ip atlattı Kurbağalar bir öpücükle Sevenleri çatlattı Masal değil bu gerçek Dertler sarmış dört yanını Bela bu ya masumiyetini Korumak için imanını
İnşallah bile dememiş Desin

|
|
 |
Hep de Böy
8.02.2023 12:43
Egolu insanlar, ego ve süperego arasındaki dengeyi kaçırır ve aşağılık kompleksinin de etkisiyle devamlı kendisini kanıtlama çabasına girer. Kendisini diğer insanlardan üstün görür, yanlışlarını kabul etmez ve her başarıyı kendisi üstlenmek ister. Kısacası, egoist insan kendisini konuşmalarıyla belli edebilir. |
|
|
|
 |
Hep de Böy
8.02.2023 17:45
Merhaba, hayatta her şeyin bir çaresi var... ben uzun zamandır tek başıma yani arkadaşlarım olmaksızın yaşıyorum, evde ailem var, sevdiklerim hayatta ve bunun için şanslıyım ama pek kimse ziyaretime gelmiyor veya beni olduğum gibi sevmiyor, bir mesleğim yok, hep utanarak istifa ettim iş yerlerinden, Allah kimseyi utandırmasın, aşka rasyonel yaklaşan biriyimdir ama internet benden daha gerçekçi, herkes ailesini kurmuş bile, benim gibi çok fazla kişi yok, kitaplarım var odamda ama sesler duyuyorum, görüntüler var, bu hastalık mıdır, rahatsızlık mıdır, bazı insanların bu kadarına mı gücü yetiyor bilmiyorum ama tedavi gördüm, iyiyim, sağlığım yerinde çok şükür ama dikkatli olmalıyım elbette, yaş ilerliyor, bir çocuğum olsun isterdim, bana can yoldaşı olurdu ama olmadı, kimse bana evlenme teklif edip arkasında durmadı, yalnızlık büyük bir lüks, kavga eden ve birbirini karşılıklı sevmeyen çiftlere nazaran tabii ama iyi bir arkadaş daha önemli aslında, çoğu kişiyle anılarım ya bir disco’ya gitmek, ya ihanete uğramak yada haksız bir söz işitmek oldu, gerçi çok daha iyi olan bir şey vardı ki o da umut, umut ettiğim şeyler olmadı ve ne yazık ki kendime yenik düştüm, iyiler kazanır sanıyordum ama ben kaybettim, canım pek fazla bir şey çekmiyor, her şey görgüsüzlük çağrıştırmasın hemen ama kitaplar tek dostum olduğunda anlayacak gücüm kalmamıştı, aşkı anladığımda yaşayacak bir ruhum kalmamıştı, ondan kötü haber almaktan sıkıldım, arkadaşlarım hep başkasını seven insan rolü üstlendiler adeta ve beni kayıkla karşıya geçirirken suya ittiler, bunlar hayır kurumlarında tez olarak okutuluyor.
Peki. Ben iyiyim diyorum, iyiyim çünkü kendimle barışığım, hayatın getirdiği şeyleri aşırıya gitmeden karşılamaya gayret ediyorum. Bir kursa yazıldım, orada biraz gülüyoruz, sosyal çevremi seviyorum, seminerlere gidiyorum, internette aktif bir rol aldım, kitap okumaya en az beş saat ayırıyorum, kedimi ve ailemi çok seviyorum, küçük biblolarımın tozunu alıyorum, hayır kurumlarında vakit geçiriyorum, müzikle ilgili çalışmalar yapıyorum, odamı organize ettim ve hobilerimi ortaya koyuyorum, canım hemen hiç sıkılmıyor, sanki herkes ne yapıyor, yeter ki kalpler bir olsun, her şey düzelir diyorum, biraz roman biraz gerçek ama sessizliğin tadına yeni kavuşmuş gibiyim, alışverişe çıktığımda zorlanmıyorum, mutlaka yardımlaşmak gereken durumlarda elimden geleni yapıyorum, radyoyu açıp saatlerce dans ediyorum, resimlerimi sokaktaki bir yardım isteyen satıyor bazen, bazen sevdiklerime hediye ediyorum, kalbim temiz, dualarım net, ağzımdan hayatım boyunca küfür çıkmadı, hiçbir kitap veya şarkı beni saptıramaz da, saptıramadı, insanlara iyilikle yaklaştım, kendimi ifade edebileceğim an için sabırlı davranmayı seçtim, çalıştığım günlerde tembellik etmedim, ördüğüm kazakları asla çöpe atmadım, televizyonu açtığımda fazladan konuşmadım ve izledim, gözyaşlarımı saklamadım, diziler yazdım, şiirlere tutundum bazen ve konunun ne ifade ettiğine değinebildim, güzel rüyalar görüyorum, hiç kabus görmedim, yürüyüşe çıkıyorum ve kilom yerinde, zayıf düşmedim, çok şükür demeyi biliyorum, inşallah asla unutmam, elimden geldiğinde seyahat ederim, deniz kenarında kitap okuyorum ve şöminenin yeri ayrı, doğayı çok seviyorum ve eminim o da beni. Ben kollarımı baş edemeyeceğim bir gerçek için asla sıvamadım. Sandığımdan da güçlüyüm. Kimseye borcum yok.
Peki. Gerçek şu ki dünya her zamankinden daha zor günler geçiriyor, felaketlerin ardı arkası kesilmiyor... bizler ne yapıyoruz? Bazı şeyleri geride bırakıp, başka iyi şeylerin peşinde koşuyoruz. İşte ben de öyle aslında. Sokakta açız diyen öğretmenden farkım yoktu, umutsuzluk içinde 350 gün oruç kaldı farz et, ne umuttu? Olmadı üstelik de yerini kim tuttu? Sadece hayallerim değil, planlarım da yıkıldı ama o günler geri gelmeyecek. Ben ileriye bakmak zorundayım. Geçmişi geri getiremeyeceksem, o his neden geri gelsin. İnsan beddua ederken bile korkar, yalan de olmazsa da olmasın. Ben cesur laflar etmekten hoşlanmıyorum. Beni zamanın hangi dilimine geri çekiyorsun şimdi? Bense buradayım, şimdi şu anda herkes gibi yaralıyım, beni hangi kategoride eliyorsunuz ki? Anlamsız, öyle değil mi? Bence de bazı şeyler gereksiz. İnsan hayata bir kez geliyor, elinde her ne varsa, değerini bilmeli. Sürekli olarak birinci paragrafı deşersem, deşeceksem, hiç görüşmeyelim. İkinci paragrafta ise dünya yerinde duruyor, bir gün penceremi açıp bakmak istiyorum. Sevgilerimle. |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|