Güzel bir gün olacaktı yarın, inanıyordum. Annem yatmış, babam işe gitmiş ve kardeşim ders programını hazırlıyordu çünkü 15 tatilden çıkıyorduk okullar açılacaktı. Türkiye'deki bütün öğrenciler gibi bizde umutla yarının kitaplarını çantamıza koyup annemizi öpüp, babamızı arayıp hayırlı işler diyip yataklara girmiştik. Bütün Türkiye'de kar vardı. Belkide okullar yarın 1 günlüğüne daha tatil olabilirdi, güzel günlere olan umudumuzla ve bitmek bilmeyen sevgi yumağı olan vicdanımıza sarılıp uyumuştuk....
Sabah kalktım ki kalkmaz olaydım. Kahramanmaraş da büyüklüğü 7 nin üstünde bir deprem meydana gelmişti. 10 ilimiz maalesef beşik gibi sallanmıştı. Okullar tatil edilmişti. Kitaplarımız, umutla konan defterlerimiz, bizimkiler çantadaydı fakat depreme yakalanan insanlarımızın maalesef hiçbir şeyi kalmamıştı. Yaklaşık ilk 72 saatte 30 bin ölü vardı. Kadın, erkek, çocuk, insan, hayvan, bitki....
Türkiye'nin tamda göbeğine düşmüş bir meteor etkisi gibiydi. Yakınlarımızı, dostlarımızı, nefesdaşlarımızı kaybettik belkide yatarken hepsi de yarını bir anahtar olarak görüyorlardı. Fakat kafesi tutan demir kırılmıştı, kafesin kilidi yere düşmüştü.... Yakın arkadaşım olan Furkanı arayıp hemen dayanışma kuralım dedim. Yardım toplanan yere gittik. Bir süre çalıştık sonra halk mücadeleyi arttırınca Ömer'i aradık, oda geldi. Daha sonra hep beraber çalıştık. Sağolsun Alperen abim de bir araba eşya getirdi. Köylerden arayanlar oldu. Muhtarlıklarda topladıkları eşyaları arabalara yükleyip getirmeyi teklif ettiler bizde kabul ettik. Yaklaşık 10 saat yemek yemeden sadece demli bir çayla çalıştık. Çok duygulanmıştım. Yüreğim kıpır kıpırdı. Bir güzel kalpli yaşı epey küçük bir çocuk gelip 4 bebeğim var ikisini depremden etkilenen çocuklara Umut olsun diye vermek istiyorum dedi. Elde değildi gözlerimdeki suyun yine gözlerde kalması, yerçekimine yenik düşmüştü. Ben bu mücadeleyi 1 sene önce yangın zamanında görmüştüm. Ve okuduğum kadarıyla kurtuluş savaşında. Farkettim ki milli mücadele ruhumuzu hiç kaybetmemişiz....
Hasretim, çiçeklerin solmadığı, derelerin kurumadığı, çocukların açlıktan ağlamadığı ve insanların sevgiyle, kardeşçe yaşadığı dünyaya.

23 Şubat 2023
Mert Şahin
|