Hayat nasıl başlıyor yada nasıl başladı bilmiyorum. Bir baktım takılmışım hayatın peşine, diyar, diyar gezerken buluyorum kendimi. Her diyar, bir başka, her diyarda bir parçan ve her diyardan bir parça kalıyor bende. Doldum, doydum ve girdim bir diyara hayatın peşinden. Hayat kaldı, ben kaldım orda.
Unuttum karanlıkları, unuttum aydınlıkları, kör oldu hayat bir Eylül gününün öğleden sonrasına kadar. Uyandı hayat, isyan etti hayat ve ne olduğunu bile anlamama izin vermeden çarptı beni hayat. Geçti onca zaman çarpmanın üzerinden hala düzelemedim. Bir yanım felç, bir yanım yarım ve hala "İçerim yanıyor yar, yar, yaram pek derin" şarkı sözü tam beni tanımlıyor. İsyanlarda her şey, yokluklarda her şey, acılarda her şey. Şu an her yanım titriyor acılarla, nefes alamıyorum artık ve yokluğunda gece karanlık, üşüyorum ölümün nefesinde.
Sen yoksun ve "GECE KARANLIK ÜŞÜYORUM ÖLÜMÜN NEFESİNDE..."