Hayat mükemmelmiş, biz en şerefli yaratılanmışız, sözlerimize binlerce melek hizmet eder gözlerimize kainat gıpta edermiş.
Sonra insan bir anda farklılığını keşfetmiş. Yaşama içgüdüsünü sevgiyle eşdeğer etmiş. Görmüş aşkı tutmuş, eli yanmış nefretle hayata tutunmuş.
Zaten aşkı da lanetliymiş. Yaratan bunu kudretli sözleriyle belirtmiş. İnsan kendini inkar etmiş. Yaşam başka nasıl olabilirmiş? Ya ateşlere dalacak ya da yalnız kalıp deli biçare olacakmış. Yalnızlık insanlar için değilmiş oysa. Hayat, karşısındakinin aynasında kendi aksini gördüğünde anlam kazanırmış. Şerefli Şanlı Şanslı insan çaresiz kalmış. Bir yanda hisleri diğer yanda ateş sözleri... Karmaşa sarmış sonra etrafını. Gözleri dolmuş aniden. Yanacaksam da aşkım için yanarım demiş.Kendince doğruyu seçmiş.Aşkına tutunmuş onda Yaradanın aksini görmeye çalışmış. Ama bakmış sadece beden hevesleri. Tuttuğu dal da kırılmış...
Yaratılanların en şereflisi insan dibe vurmuş. Nasıl oluyormuş da sınavı bu kadar ağır olabiliyormuş? İnancı ruhuyla çelişiyormuş. Doğru yapmıyormuş inanca göre, yanlış zaten yokmuş düşünce ve ruhuna göre. Ne cennet paklarmış onu ne de cehennem azabı. Sonra seçmiş kendi yolunu.
Gözlerini kapatmış, uçurumdan aşağı bedenini bırakmış. Gözlerini açtığında tam da olması gereken yerde 'Araf'taymış.....