Kadehimi yorgun adama kaldırıyorum
Cılız ve çelimsiz mimikleri okunaksız
Üzerinde entari, gül bahçesi gibi rengarenk
Çiseleyen yağmurun altında soğuk bir yüz ifadesi
Bitkin düşmüş, mehtaba dilenci.
Fakirhane de kiracı, fakir ama yorgun
Sevda masalının son busesi
Ne prens gibi dimdik ayakta
Ne de avcı gibi kanlı gömlekli
Bir klarnet, içinden duman çıkan
Soğuk notalar fısıldayan ve
Gamzeleri dolduran bir gülümseme.
Huzur vermediler belki, paralı iblisler
Sevdasına kaç akça devirdiler kim bilir
Tek bir taburesi var, cilalı ve dört köşe
Gecelere yadigar bir can sırtlanmış sırtına
Bir ileri bir geri...