|
17 Şubat 2013 Pazar
|
Ve işte, avuclarının içindeyim. Sıkarsan boğulurum. Ama gevşek de tutma uçamam ben
|
Okunma:
1231
|
Avuçlarımın içindesin gibiydi. Sıkmadım ki zarar görme, serbest bırakmadım ki düşme.Dozundaydı her şey ve güzel ve rüya gibiydi. Sonra bir şey oldu. Kanatlarını açtınsonrasında havalanır gibi yaptın. İşte o an değişimdi. Ruhum tepetaklak bedenim acılara gark oldu.Sözlerim kifayetsiz gözlerim denizle eşdeğer...
Nefes almaya çalıştım çoğu kez, bastıramadım o irin kokulu acıyı. Kırmızılıklar ve biraz da mor hayatıma bulandı gitti. Sonra serbest bıraktım seni. Uçmadığın halde, kaçmadığın halde korktum. Kanadını okşamak istedim sıklıkla. Bu sefer de sıkacağımdan endişe etmeye başladım. Oysa her şey benim ellerimdeydi. Bir süre sonra dokunamaz oldum sana, ellerimin üstüne değen kısımların haricinde. Ama nasıl da hissediyordum seni, nasıl da benliğimin taaa içine işlemiştin.İşte o zaman anladım ki ten önemsiz, arzular yersiz, ruhunun parıltısı benzersiz...Ama işte bir kere açmıştın kanatlarını. Ya uçar gidersen? Ya sıkıldım artık dersen? Ya dengesizliğimi tümden bana yüklersen? Ya sende durmaya artık ihtiyacım yok dersen? Oofff! Yüreğim mecalsiz, yüreğim katran karası, yüreğim edepsizlerin hayat noktası... Ve işte, avuclarının içindeyim. Sıkarsan boğulurum. Ama gevşek de tutma uçamam ben. Gücüm yok. Hafif bir sarsıntıda yerin dibine geçer yok olurum.
|
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|