|
19 Haziran 2014 Perşembe
|
SEN GEL HELE
|
Okunma:
1689
|
Canım daraldı… Nerdesin dost? Gel… Beli kırık iki kelimenin belini kırmaya.
Gözlerinin içine bakarak dilinden dökülen iki kelimenin; bakışlarına verdiği buğuyu, sevinci heyecanı, üzüntüyü, gözlerinle gözlerime göndererek, gözlerimden kalbime indirip demlendirip bir bardak çayın içinde sana sunmayı özledim. Susuzluktan sanılsa da eskiye dönük özlemlerin susattığı dudaklarına; bir bardak suyun içinde katıksız, hasetsiz, içten sohbetin içine hasretimi katıp yudum yudum içirmek isterdim… Gel yollarına çiçekler büyüttüğüm. Belki her gün aynı şeyden bahsedeceğiz seninle. Belki de bir kelimenin peşine takılıp gideceğiz uzaklara bedenimizin pineklediği yerde.
Bedenimizin uzaklaştığı yerde ruhumuzu bırakırız belki. Sen gel hele… Yapacağımız çok şeyler var seninle. Ah gelsen… Yalın ayak dolaşırız belki toprağın üzerinde şaşkınlığımızı da alıp sırtımıza. Özlemişliğimizin koynunda uyuya kalalım yüzyıllarca. Uyanmayalım… Hep koşup ulaşamadığımız yüzyıllar koşsun peşimizden. Dostluk kazansın. He dost… Var mısın ?
|
|
|
|
 |
Hatice Kocaaga
10.08.2016 16:37
Beni benden iyi bilirsin bilirim. Gel de sana kendimi teslim edeyim... Çok güzel yazmışsınız gerçekten. Yazınızı okuyunca içimden iki satırı yazmak geldi. Hoscakalin |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|