Güneşin ufkunda bir haziran ayı Deniz coşkulu Maviye çalan gözlerin dalgalanır Hasret yağmurları Karanlık rüzgarların üflediği saçların Bahar geldi, çiçekler pempemsi ve de al Şarap tadında ayrılığımızın yıldönümü Ufkunla inletilmiş yüreğimde kal Memleketim gibi sevdim seni Surlarımın öyküsü gibi anılarım Dört yanım karlı dağlar Diz çökmüş mabedinde sessizce ağlarım Kar yağar bir anda, bembeyaz akşamlar Hani karanlığın, Türkü tadında geçer yalnızlığım Ahmet Kaya'dan dinliyorum aşk'ı Destansı gurbetin adı saklı Ve sen... Gitmiştin her seferinde, kasvetli bir şekilde Ben ise ağlamaklı olurdum Ağlayamazdım, dolardım sadece İntihar süsü verilmiş sözcüklerim çıkardı Şiir şiir özlemlerime inat, Sen kokardı her düşen kar tanesi Biz olamadık diye Ağlardı gecelerin en tazesi Güneş çıkardı tekrardan Eritirdi sen gibi düşen kar tanelerini Eritirdi özlemle bestelenen şiirleri Sen hep gidişlerimde kaldın Sonu 'biz' olamayan roman gibi.
|