Değmeden tenime dokunan bir el var tenimde.
Yasakları çiğnemekten korkmadan, cesurca yaklaşan bir nefes var nefesimde.
Hiç tanımadığım halde hasretini yaşadığım borçlanılmış bir vuslatım var sanki.
Istırap mı bu?
Yoksa yanmaya bedel, beklenilen bir mükafat mı?
Ağzımdan hiç çıkmamış kelimelerle mühürlenmiş kara bir sözüm mü var?
Unuttuğum günahın bedeli mi bu?
Yoksa her günaha bedel verilecek bir sevabım mı var?
Sen misin her solukta hissettiğim şey?
Yoksa her şeye bedel, yokluğun da içinde bir hiç misin?
Ne sevabımsın, ne günahım.
Benim olmadan beni benden eden âhımsın, âhım.
Bırakmıyor peşimi bu bilinmezlik karanlığında,
değmediğim,
tanımadığım,
söylemediğim...
Ne çilesi ne neşesi bitecek, dokunsak, kavuşsak, söylesek de bitmeyecek...
eyvâhım.
Eyvâhım.