Bugün iş yerindeyim, günlüğümü sabahtan yazayım dedim... erkenden uyandım, saat altı bile değildi. Yanıma bilgisayarımı aldım, iş yerine geldim. Burası çok şeker bir eğitim kurumu. Çocuklar ders alıyorlar ve de sınava hazırlanıyorlar. Ben de burada İngilizce dersi veriyorum. Çocukların ilgisini çekebilecek konularda metinler hazırlıyorum, mesela sınav heyecanı üzerine konuşuyoruz. Burada hafta sonu öğretmen nöbeti gibi bir şey oluyor, bütün gün bilgisayarın başındayım. Burası kimseyi davet edebileceğim bir yer değil, küçük bir ofis. Memnunum, kahvesi nefis. Spora yazılmakta acele etmem iyi oldu, bir kilo daya almışım, artık nereye gidiyorum belli değil. Oradaki insanlar için normal olan bir şeyler yapıp, aletler ile forma girip, sonra salon derslerine de katılabilirim. Yanımda yüzlerce kitap var ama ben artık kitaplarımı kendime saklıyorum, internetten siliyorum. Bunun nedeni şu ki senaryo yazarken bana hepsi de lazım olacak. Umarım hayatıma saygı gösterebilmiş herkes izler çünkü konusu bu sınırda olmalı. Çok mühim değil ama senaryo olsaydı nasıl olurdu diye merak ediyorum. Kedim yine vazoların olduğu rafa çıktı, onları balkona aldım. Bütün gün spor kanalını izledim. hayatımda değişik bir şey olursa gene yazarım. Bir yılda bir şal örememek nedir acaba, onu bitirmeyi düşünüyorum, seneye ısıtır artık bizi. Sağ olun. Bye bye.
|