Club, Gibi... ne vardı başka dizi... çok şey yok izleyecek. Sıradaki film Don't Look Up. Atina'da imparatorluğun kuruluşu çok kanlı olmuş, uykum vardı uyudum. Spor randevusu için en kötü günü seçmişim. Hayat o kadar güzel ki kulağa kötü geliyor en mutlu haberler bile... ne demekse, ruh halimi tavsiye etmiyorum kimseye. Çiçekleri suya koyan biri olarak fazla faalim ne de olsa. Kahve, dizi, eğlence zaten yeterince anlamsız değilmiş gibi tanımadığım bir hikaye var her günümün içinde. Beni mahcup bırakıyor kendi dileklerime karşı. Hayatın gerisinde kalmış olmamla dalga geçiyor hancı. Hayatın en güzel gerçeklerini sevmemekle beni tıkayan bir yalnızlık var boğazımda düğüm düğüm, bıktım artık. İnsan kaç kez yelek örüp çöpe atabilir, dün bir bugün bugün. Hayatını körlere adamış bir çiçek gibiyim, koku da almayan biri ve çiçeklere düşkünlüğü var, elleri dokunmuş bir kez dikenlerine ama hakkı var Türk Filmlerinin de üstümüzde artık, hele o kertenkele. Sabah bir arı öldürmüş olabilirdim ama camdan dışarı attım. Hepsine de "eee, ne yani, sorun mu bu" diyen bir ses var içimde. Sorun tabii ki. Sorun. Bana uygun sorun mu yok sanki. Herkes el ele, biz de ne var: düdüklü tencere! Aklını kullanmayan bir grup insan kitap okursa ne olur? Akılsızlar denilen bölüm onlara nasip olur. Öyle bir kitap var elimde.
|