|
13 Ekim 2010 Çarşamba
|
Aşkın Bok Hali
|
Okunma:
2654
|
Birbirimizi sevdiğimiz zamanları hatırlıyorsun değil mi? Âşık
olduğumuz zamanları, hani şu çocukluk mevsimimizi. Hatırlarsın, niye
hatırlamayasın ki.
Sahi ne kadar oldu ayrılalı? Hani şu çocukluk hallerimizi boğup öldürdük ya o
sizin evin önünde o günden bahsediyorum, hani lanet ettik tüm yaşanmışlığa işte
o gün.
Erkekler daha duygusal ben bunu anladım. Nasıl mı anladım? Hiç bilmediğim
sokaklarda geceler boyunca hayatın vermiş olduğu sarhoşlukla gezdim ve bu hiç
bilmediğim sokaklarda seni veya sana dair bir şey aradım.
İşte şu seninle oturduğumuz bank, bak şu sana küpelerini aldığım dükkân, şu
binayı hatırladın mı? Hani sana çello alacaktık ya orası, şurada köpek kulübesi
var hatırlarsan o gün nasıl korkmuştuk birden havlayınca!
İşte ben tüm bunlarla yaşarken, birde gece ile arkadaş olmuş yolsuz
şarapçılarla konuştum dertleştim. Seni anlattım. Hiç tanıyamayacaklar seni ya
ne yazık. Hatta ras gele belki görecekler seni laf atacaklar sana. Oysa ben
onlara seni ne nahif anlattım geceler boyunca.
Beni barların barmenlerine sor, beni bana sarkıntılık yapan kızlara seni
ağlayarak anlattığımı gördüğünde aşık olan kızlara sor, beni anneme sor, beni
yemeden içmeden kesildiğim günlerde beynime ve karnıma giren kramplara sor, hiç
biri yalan söylemeyecek.
Sonra erkekler! Ahh erkekler, gerçekten haklıydın “Siz erkekler yok mu? Hepiniz
aynısınız" derken.
Evet, hepimiz aynıyız. Benim gibi düşmüş bir adamı kalabalık içinden hemen
seçersin biliyor musun? Böyle gözünde parıldayan o delikanlı yaşlanmış gibidir,
saçına ayna karşısında şekil vermek istemiş ama hayata karşı bezginliğinden
gidip kafasını suyun altına tekrar tutmuş ve kafasında az buçuk jöle mole
kalıntıları ile dışarı çıkmıştır, takı makı takmaz, süslenmez, böyle boyasız pejmürde
bir ayakkabısı, üstüne o an yakıştırdığı iki parça elbise, kulağında kulaklık
ve tüm şarkılar hatırasındaki acıtasyonlarını iyice depreştirecek şarkılardan
oluşmuş bir şarkı listesi.
Benim gibi erkeklerin ne red-kit nede ıssız adam tribine düşecek gücü vardır.
Böyle biraz daha tatlı ergenlik tribine düşmüş gibidirler, kaldırımlarda,
köprüde, otobüs beklerken görebilirsin.
Genelde yere bakarız biz, kalabalıklara girdiğimizde gözlerimiz fıldır
fıldırdır sizi arar. Ama sizin orospu kalbiniz bizim gözlerimizi abazalıkla
suçlar, çünkü siz sildimi tek kalemde silen varlıklarsınızdır bu sizi her
ilişki sonunda daha da elit yapar ve yaşadığınız şehrin en boktan en vasat en
kendini entel zanneden hakikat garibi o embesil erkeğin kucağına doğru bir adım
daha atarsınız.
Bu yolculukta sizler makyaja, stil peygamberliğine, trikoya ve lüzumsuz her
ambalaja paralarınızı dökersiniz, anlaşılmadığınızdan dert yanarsınız. Kime
biliyor musunuz? Kankanıza. Kankanız da bizden biridir.
Biz dinleriz, omzumuzda ağlarsınız, kolumuza girersiniz. Beynimizin, gözümüzün
ve geriye kalan tüm varlığımızın tümünü size odaklayıp sizi iyi yapmak isteriz
lakin yine sizden birisi bizim ayarlarımızı bozduğu için tüm özelliklerimizin
yarısı hala onu düşünür.
Erkekler daha duygusaldır. O yüzden "erkekler ağlamaz" derler, çünkü
siz ata konmuş kelebeklere bile bir mani bulup ağlarsınız. "Seni seviyorumlar",
"aşkımlar" havada uçuşsun istersiniz, her şey ama her şey sizin
tabiatınıza girince laçkalaşır, sadeleşir ve basitleşir.
Erkekler daha duygusaldır. O yüzden yazıyorum ya. "Kızlar
duygusuzdur" düşüncesini çıkaracak bir zihniyet çıkarsa bu dediklerimden
bil ki oda bir kızdır.
Ne diyordum? Ne kadar zaman geçti diyordum ayrılalı değil mi?
Asıl film ne zaman kopacak biliyor musun?
Yine ben bana senden kalanlar ile yürüyeceğim bir sokakta, ayaklarım nereye
götürürse bu şehirde bir o yola bir bu yola gireceğim bu şehirde.
Hava hafiften soğuk olacak, ellerim ceplerimde Barış Manço'nun şarkısındaki
gibi.
Beni bilirsin sokakta gördüğüm ufak çocukları severim. Yine başım önümde
giderken bir ufak çocuk çıkacak kaldırımda önüme, eğileceğim "adın ne
senin" diyeceğim. "Eneeesss" diye bağıracak bir kadın sesi,
çocuk yanımdan uzaklaşıp senin yanına koşacak. İsminin Enes olduğunu öğrendiğim
çocuğun senin olduğunu öğreneceğim yıllar sonra. Şok olacaksın beni görünce,
beni gördüğüne değil o kadar sürede nasıl bu kadar çöktüğüme şahit olduğun için
şok olacaksın. Tanıyacaksın ama illaki. Hiç dudaklarımı kıpırdatmadan sana
"nasılsın?" diyeceğim "iyiyim" bile diyemeyecek mimiklerin.
Tam olgunluğunu yaşayan bir adam olacak kaldırımda, çok lüks bir arabası var,
bagajı örtecek ismini bağıracak "hadi nerdesiniz?" diyecek.
"Geliyoruz" diyeceksin. Aynı alyanstan sende de onda da var ve bir
ufak çocuğunuz olmuş olacak. Benim/bizim olmasını istediğimiz, hayallerini
kurduğumuz o ufak çocuk işaret parmağına sım sıkı sarılmış "hadi gidelim
anne babam bekliyor" diyecek.
Bana bakarak dalıp gitmiş olacaksın, hemen irkileceksin ufak Enes'in telkini
üzerine, dolu dolu gözlerini ovalayacaksın. Çok resmi bir dil ile "iyi
günler" dileyeceksin bana ve o arabaya bineceksin.
İşin boktanı ne biliyor musun? Ben o haldeyken bile seni bekliyor olacağım, o
çocuğunla birlikte.
Erkekler duygusal işte, sen yine dünyevi bir mazeretin en soğuk yüzüne sarılıp
kestirip atacaksın, erkekler ne kesmesini biliyor ne atmasını.
Sen yine gideceksin ve ben gidişlerine bir çizik daha atacağım, kalbim senin
gidiş çiziklerinle dolu olacak. Başımı eğeceğim adım atmak isteyeceğim
atamayacağım. "Güçlüsün oğlum sen hadi yoluna" diyeceğim,
yutkunacağım acı acı ve yine gideceğim, yine seni bir bilinmeze bırakıp gitmek
düşecek benim payıma.
|
|
|
|
 |
orhan örs
13.10.2010 10:24
Yazıyı okurken Enes, yığınla nostaljik film ve klip canlandı gözümde,ki 'canlanmasa ne kaybedilir' cinsten Yazının başılığı ile içeriği yaman bir kavga içinde. Ya içeriğiyle bir miktar oynanmalı yahut başlıkta ki sözcüklerin dizilimi ve ekleri değiştirilmeli. |
|
|
|
 |
elif öztürk
13.10.2010 13:09
Erkekler ve kadınlar adı altında yorum yapayım dedim ama o zaman yorum olmaktan çıkardı.Kısa ve öz olan makbuldur.Okurken içine alıyor insanı yazıların ne denir ki daha..... |
|
|
|
 |
Nymphe ehp
14.10.2010 22:30
Ağlayasım geldi biran şu son satırları okurken.Ciddi ciddi boğazımın düğümlendiğini hissettim.Offf!Ufff!!!Niye ufladığımı bile bilmiyorum.İçim daraldı, gidip balkona şu buz gibi havayı ciğerlerime çekmem gerek.Bir daha okumayacağım seni!Buna kendim bile inanmasam dahi...Gidiyorum işte! |
|
|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|