Hadi şarap
içelim aşkım. Dolduralım kırmızı renkli mayhoş sıvıyı kadehlerimize, vampir
misali içelim kanlarımızı. Öyle de yapmadık mı zaten…
Tek seferde, bir
dikişte, soluksuz, yalamadan yutma misali, fondip tadında, hadi kaldır kadehi
havaya, vur kafama vururcasına, sonra götür kanımla kırmızılaşmış dudaklarına,
yolla bir zamanlar tadını aldığım misk-i amber yoluna.
Ben de içiyorum
merak etme sen. Kafayı bulacağım bu sefer. Senin dağıtmana şahit olmayacağım.
Kafaya koydum bu sefer ben dağıtacağım!
Sahi neden
çalmıyor şarkılar? Hadi ben açayım sana. Bakalım beğenecek misin? ‘Ahh bu tenin altında açılmış yaralarla giden
bir can aslında. ‘ Beğenmedin sen, en
iyisi değiştireyim şarkıyı. Eğlenceli bir şeyler mi açsam ne? ‘Cinsellik açık
bir kapı biri onu artık kapatmalı güzel olan her şey gibi bu da artık çok fazla
kurcalanmamalı.’ Bu da olmadı. Neyse bak bende ne var: ‘Sıla’nın yeni albümü,
adı da Konuşamadığımız Şeyler Var.’ Hadi
eşlik etsin Sıla da bize.
İçelim be
yavrucum. Tek bir kadehin bile karaciğeri iflas ettirme ihtimali varmış. Ne
boktan bir karaciğerim varmış. Çok çalıyor sanırım, baksana hala dipdiri
işletmeye devam ediyor. Nerden geliyor böyle saçma şeyler aklıma bilmiyorum.
Sıkılmıyorsun de mi? Ben neden sıkılıyorum o zaman? Sen neden hiç
konuşmuyorsun? Ben neden tepkisiz kalıyorum bu duruma? Sen neden hala sessiz
kalıyorsun? Ben neden saçmalamaya devam ediyorum? Sen neden hala benim yanımda
duruyorsun? Ben neden hala her yeri kırmızı görüyorum?
Daha içelim,
hep içelim; su gibi, hayat misali, sevgi seli, şehvet köpekleri, sex gibi hey!
Birazdan biliyorum ben sarhoş olacağım. Sakın benden önce gitmesin kafan. Sıla
ne güzel söylüyor. Ne dersin yapalım mı biz de? ‘Hadi kalk gidelim hemen şu
anda. Kapat telefonunu bulamasın arayanlar. Açarız radyoyu yol nereye biz
oraya. İyi gelmez mi hiç deniz havası? Bir göz oda bulup sokarız başımızı bir
de koyarız iki kadeh KAFA NEREYE BİZ oraya.
Hadi ama sarhoş
olma dediysem hiç de içme demedim ki. Neyse ben bir kadeh daha içeceğim. Seni
hep seveceğim. Deli gibi sevişeceğiz. Kollarımın arasında vereceksin
(vermeliydin) son nefesini. Ne oldu yine? Ne saçmalıyorum ben gene. Sarhoş mu
oluyorum yoksa. Silikleşiyorsun her bir kadeh bitiminde. İçmesem mi ki
uyuşturucumu? Halüsinasyonlar da yetiyor bana.
Neyse ne yaaa!
Vur kadehi
aşkım, sarhoşluğa adım atalım, unutalım her şeyi, sen ölüm nefeslerini unut ben de seni
kaybettiğimi unutayım. Alkolün beyin hücrelerini öldürdüğünü biliyorum. Ayrıca
beyni dolayısıyla sinirleri uyuşturduğunu ve bir süre sonra insanı düşünemez
yaptığını biliyorum. Peki ben hala neden beynimi son hızla çalıştırıyorum?
Neyse geç! Koy bir daha, bir daha, bir daha. İç doyasıya iç iç iç!
Sen cidden neden
hiç içmiyorsun? Aman içmezsen içme, hepsi bana kalır en nihayetinde. Gözlerin
mi kapanıyor ne? Dik dur hey, kapama gözlerini yine! Ah sevgilim gelinliğinin
kırmızılığı var yüzünde. Sıla sus yeter! Şarap git, diğer kana susamış
insanların kadehlerine! Sevgilim sen gitme, sen gitme, sen gittin bile, ben ne
yapacağım hayatı mantığımın aksine, Aynada kesip durduğum yanağımın bakıyorum
aksine. Bu durumda bile kafiyeli yaptım en cinaslısından. Neyse şarap sen kal
bari, bari sen kal!
Hayat, hadi ŞEREFE……