-Kadın otobüse bindi. Oturacak yer yok ve gideceği yer eğer son duraksa
takriben bir yada bir buçuk saat ayakta durması gerekecek. Allahı var kadın çok
alımlı ve güzel. Hemen ortalığı süzdü ve gözüne beni kestirdi. Bildiğin
bakışıyoruz kadınla. Normal bir karşılaşmada mümkünü yok suratıma bakmaz. Ama
bir sorun var. Ben onun ne istediğini biliyorum. İstediği: yavşamam, gülümsemem
ve “buyurun hanımefendi buraya oturun” demem. Sonra da o on beş dakikadır bana
bakan bu kadın oturduktan sonra suratım ve vücudum görüş mesafesinde olmasına
rağmen ineceği yere kadar bir kere suratıma bakmayacak. Ulan ne kadar komik bir
tuzak ya. Hani ben yemem bu sosları. Hiç beyefendi, kibar, yardım sever falanda
değilim bu bağlamda. Teninin üstünden damarlarını görmediğim yaşlılara falan bile
yer vermem otobüste. Dışarı çıkmışsan, halk otobüsünü kullanacaksan yani bu
riski göze almışsan demek ki sahip olduğun o güç damarlarında gezen kutsal
kanda mevcuttur. O yüzden buradan ülkem hıyarlarına sesleniyorum; yalakalık
olsun diye, kibarlık olsun diye, “belki otobüste bir kıvılcım çıkar aşk başlar”
diye hayal kuran arkadaş bayanlara yer vermeyin. Hele ki süslü gençlere hiç
vermeyin üstüne siz onlardan yer isteyin.
-Yakın zamanda biliyorsunuz bir dükkan açtım. Artık bende esnaf bir
şahısım. Esnaf olmak güzel şey. Mesela masanın bu tarafında oturmak güzel,
artistliğine değil gerçekten. Dükkana giren hiç tanımadığın bir adamı
ağırlamak, çay-çorba ikram etmek, onu dinlemek veya ona konuşmak ap ayrı
lezzetler gerçekten. Bir markayı isim vererek rencide edeceğim “Berk Poşet Çay”
almayın arkadaş. Hani biz ucuz diye aldık ama bu kadarda olmaz ya, kim içse
ağzının içinde yara çıktı hoş olmadı. Asıl tüketici hakkı budur işte, sizde
karalayın. Öyle “şuan isim vermek istemiyorum” triplerine yatmasın insanlar.
İsim vermek istemeye istemeye serbest piyasa dünün işportacıları bugünün ufak
çaplı fabrikalarını aynı mantıkla açtı işte. (Ulan kendimi ekonomi gazetesinde
yazıyor gibi hissettim, merak etme az sonra ap ayrı bir konuya gireriz bu
konuyu da unutur geçeriz)
-Ya bu dar kot giyme modasını kim çıkardı hatunlar arasında söyleyin
gidip beyninden vuracağım. Abi ülkemin kızları hakikatten bazen bokunu
çıkarıyor gibime geliyor. Elbise dediğimiz olayın felsefesi ayıbı örtme
bağlamından yola çıkarak, e birazda hadi süslü renkli olsun falan ama bu ne
abi? Ve bu hatunların alayında “anti moda takipçiliği” var (güya) ya biri bu
gün bir cesaret edip çıplak çıksa hani veya fena absürt bir elbise ile bir
çıksa tamam yarın alayı öyle. Şimdi arkadaşlar hani suç işleyen hıyarlar
eyvallah hataları falan var ama teşhirciliğinde bu kadarı. Haberlerde falan
halkı izlediğime göre giyim kuşam tüm Türkiye de aynı gidiyor galiba. Sanırım
bu işlerde kolpa bir trikocunun tekelinde.
-Ülkemde bu ara bazı diziler rtük tarafından 250bin şikayet ile
kapatılması isteniyor. Bizim sitede de yazan arkadaşlar oldu sanırım,
başlıklarını gördüm ama içeriklerini okumadım gerçi. Komik tabi. Kapatılmasını
isteyip onu yazısına taşıyanda basiretsiz, kapanmasını isteyip rtük’ü arayıp
ama hala izleyende basiretsiz. Türk halkı bu kanallardaki dizilere olan
tepkisini programı izlemeyerek gösterme olgunluğuna geldiği gün bu kardeşiniz
söz veriyor size dizi yapacak bu ülkede. Şimdi sağda solda bu show tv’ye kanal
d’ye falan satılmış basın-yayın organları diyoruz sonra bize kızıyorlar. Bizim
senaristler işi çözdü. Bak anlatayım olayı. Ya hakikatten çok sağlam senaryon
olacak bomba gibi bölümlerle ilk sezonu (işte tahminen 25-30 bölümü) yapıp
sonra cacığa bağlayacaksın. Yada bakacaksın bu ülke kimi seviyor? Ona bok
atacaksın. Bu ülke kime kıl oldu? Onu yücelteceksin ki “Muhteşem” olsun
bankadaki hesabın. “Yüzyıl” boyunca rahat yaşayasın. Pehhh!
-Bilgisayar oyunu sevenlere sesleniyorum Dark Siders güzel oyun
hakketten. İçinde Hz. Adem, Hz. Havva, Azrail, Cebrail, İsrafil, Mikail,
Mahşerin Dört Atlısı, Şeytanlar, iblisler olan bir ekşın oyundur kendisi.
-Sigarayı bıraktım. Düşün! İki cümlesinden biri sigara olan adam
sigarayı bırakma kararı aldı e haliyle bu karara iki hafta sadık kalabildi.
Allah belasını versin kurtulamıyorum arkadaş. Şimdi hiç bana aktardaki ot
listesini sayıp şu otunu bu yaprağını şu çiçeğini çiğne, yala, yut geçer
demeyin/ilaç milaç hiç önermeyin zaten. Bu alışkanlık bağımlılıkta değil
arkadaş aşmışım artık ben resmen dayanamadım ortadan ikiye yarılacakmışım gibi
hissettim. Buradan sigara içmeyen arkadaşlara çok imrendiğimi itiraf ediyorum.
Selametle!