|
|
|
|
|
Sevinç YILMAZ
|
1.7.2011 08:37:37 |
Şu sıralar okuduğum birbirinden güzel iki kitap var. İlki bir süredir okumak için vakit bulamadığım ama sonunda okumayı başardığım Adam Fawer'ın ''Olasılıksız'' adlı kitabı. Birden çok kişinin kaderinin nasıl bir nokta da kesişebileceği; felsefik ve fiziki kuramlarla anlatılmış çok başarılı ve sürükleyici bir kitap. Olayların akışı, anlatım tarzı ve insanların hayatlarının belli bir yerde bağlanması oldukça güzeldi. Okunması gereken önemli kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. İkincisi ise Serdar Özkan'ın ''Kayıp Gül'' adlı kitabı. Başkalarının takdirini ve övgüsünü kazanmak adına kendinden ve hayallerinden ödün veren, ''başkaları hakkımda neler düşünür'' endişesi içinde kendi gibi olmayı terk eden ve bu yüzden de sonunda kendini mutsuz bir hayatın içinde bulan genç bir kızın kendini ve hayallerini geri kazanma savaşının hikayesi. Çok anlamlı ve okunmaya değer kitaplardan biri. |
|
|
|
|
|
|
tpışırı kırlrı
|
3.7.2011 20:17:25 |
serdar özkanın HAYARIN IŞIKLARI YANINCA adlı kitabını bitirdim
şu ana kadar okuduğum en hoş kitaptı
hala izleri üzerim de
ayrıca çok akıcı olmasından dır sanırım bir günde bittmişti
daha sonra uzun uzun değineceğim şidik bu kadar |
|
|
|
|
|
HİÇ ...
|
5.7.2011 13:50:11 |
Onda bir şey var sanki.. bende de olan bu iyi midir bilinmez gerekte yok bilinmesine zaten .Sıkı takipçisiyim.2.okumam henüz tamamlandı.Farklıdır iyi düşünülmelidir okumadan önce can sıkabilir. *** *** *** Frédéric Beigbeder bu kez kendine çok benzeyen bir yazarın günlüğünü açıyor, Oscar Dufresne’in günlüğünü… Sayfalar arasında çağımızın tüm sahtekârlıklarını, ikiyüzlülüklerini, yüzeyselliğini, aşkı, cinselliği buluyoruz. Bir yazarın, eleştirdiği her şeyin kendi deyimiyle “canlı timsali” olduğunu kabul eden bir yazarın seyir defteri bu. Üstelik kitabına Scott Fitzgerald’dan ödünç aldığı bir isim veriyor: “Romantik Egoist”. “Romantik Egoist”, yine bildiğiniz, tanıdığınız o sivri dilli, basit anlatımlı, biraz burnu havada, bolca uçarı çılgın yazarı koyuyor ortaya. Çoşku dolu, kinaye yüklü, gerçek ile yalanın birbirine karıştığı, eğlenceli ve göz alıcı bir roman bu. Kalemini istediği gibi ustaca oynatan bir yazarın elinden çıkmış üstelik. “Romantik Egoist”, belki de “Bridget Jones’un Günlüğü”nün erkek versiyonu. “Aşk lunapark trenleri gibi: Önce yükseliyor, sonra birden iniyor, sonra tekrar çıkıyor, geri iniyor ve sonunda, içine kusuyorsunuz!” “Bekar bir erkeğin kendine sorduğu tek soru:
-Bu gece kiminle yatacağım? Evli bir erkeğin kendine sorduğu tek soru:
-Bu öğleden sonra kiminle yatacağım?” “Ey ırkçı çeteler: Türklerin Geceyarısı Ekspresi’ndeki gibi, kısa boylu, posbıyıklı tipler olduğunu mu sanıyorsunuz? Bu, önce Konstantinapolis, sonra İstanbul olan Bizans’ın görkemini unutmak olur. New York down olduğuna göre, dağıtmak için oralara gitmek gerekiyor. Türkler İtalyanlara benziyor, uzun boylu ve sizlerden daha iyi giyimliler. Kadınları muhteşem. Nüfusun %70′i 35 yaşın altında. İstanbul’un son moda gece kulübü kısa süre önce açılmış: Nişantaşı’ndaki…” Yazar:Frédéric Beigbeder Yayınevi: Doğan Kitapçılık Çeviren: Renan Akmen – 289 sayfa, 2. hamur, ISBN: 9752934285; Boyut: 13,5×19,5cm; Baskı Tarihi: Şubat 2006 Özgün Dili: Fransızca; Özgün Adı: L’Egoiste Romantique
|
|
|
|
|
|
|
|
|