Yazdıkları (35) |
Yazı Türü:
- Sıralama:
|
Kitaplara Ekledikleri (0)
|
Yalnızlık Tanrı'ya mahsustu hani? Öyleyse neden yalnızım bu kadar kalabalık ortasında? Tanrı kendisine benzeyenleri mi yalnız bırakıyor yoksa? N:Göçtürk Kaya |
|
57 adet kayıt bulunmuştur.
15.10.2009 23:32:34
-
EN BÜYÜK KORKUM, YANLIŞ ANLAŞILMAK...
Sevgili Arkadaşlar. "Bir kitabın içinde yer almak istermisiniz?" Projem hakkında açıklayıcı bilgi vermek istiyorum. Bu projeyi sanıyorum detayı ile yazmadığım için yanlış anlaşılmalara yol açmış… Bu proje benim yıllardır hayalini kurduğum bir düş! Aslında maddî imkânım olsaydı bu projede yer almasını arzu ettiğim sizlerin eserlerinizi toparlayıp, sizlerden hiç bir ücret talep etmeden bu kitabı çıkartacaktım ama ne yazık ki böyle bir imkâna sahip değilim...
Yıllardır edebiyat sitelerinde sizlerin eserlerinizi okurken bir yandan da yazdıklarınızı kitap olarak bastırtmak istediğinizi ama yayın evlerinin sizlerle ilgilenmediğini ya da parayla bastırtmak için tedirginlikler ve imkânsızlıklar yaşadığınızı biliyorum. Bu konuyla ilgili olarak önce kendimce bir proje oluşturdum. İçinde, benim de bir denemem yada öykümle yer alacağım ve amatör arkadaşlarımın da bir eseriyle katılacağı bir kitap çıkartacağım. Kitap ismini "Altın Kalemler" olarak düşündüm. Bu konuda yayın evleri ve kültür bakanlığından arkadaşlarımla temasa geçip projeyi sağlam zemine oturttuk. Avukatım sözleşme hazırlayacak ve her şey yasal olarak sizlere sunulacak. Kitabın hazırlanmasında ve basımında oluşacak malî giderler hesaplanıp net tutar belli olduktan sonra, bu meblâğ, eseriyle katılan arkadaşlar arasında paylaşılacak. Kitapta yer alacak eserinin sayfa sayısına göre kişilerin ödeyeceği miktara karar verilecek. Yani, kitapta on sayfa hikâye ile yer alan bir yazar, iki sayfa şiir ile katılan yazardan biraz daha fazla para ödeyecek. Bu da aramızda haksızlık yaşanmasını önleyecek. Ödenecek miktar binlerce lira değil, şu aşamada kişi başına elli ilâ yüz lira gibi bir rakam diye düşünülüyor. Net maliyet çıktıktan sonra bu rakam üç lira fazla, ya da beş lira eksik de olabilir.
Kitap, yazar sayısının iki katı sayıda basılacak. Yani her yazara iki kitap gönderilecek. Şayet talep olursa bu miktar arttırılacak ve etiket fiyatıyla satışa sunulacak. Satıştan gelen gelir de yazarlar arasında paylaştırılacak... Yani eş-dost akraba kitabımızı almak isterlerse onlara ücret karşılığı kitap göndereceğiz ve hesaba yatan parayı da aramızda bölüşeceğiz.
Bu kitap, asla bir dergi sayfasında yer almaya benzemeyecek! Bu kitap asla üçüncü sınıf bir gazetenin orta sayfası da olmayacak! Bu kitap edebiyata âşık gençlerin kaleminin gücünü birçok yayın evine gösterme fırsatı olacak! Ben, yıllarca köşe yazıları yazdım, yarışmalara katıldım ve tek hayalim kitaplığımdaki onlarca kitabın içinde bir eserimin olmasıydı. Sonunda beş yıllık bir emek sonucu tamamladığım romanımı piyasaya çıkarttım. Hemen peşinden de bir öykü kitabı daha yazdım ve o da kitaplığımda yerini aldı çok şükür.
Ben de parayla kitap bastırtmaya pek sıcak bakmıyorum. Binlerce lira verip eserimin yazılı olduğu kitabı paramla satın almak bana da doğru gelmiyor açıkçası fakat benim size sunduğum proje maddiyata dayalı hesaplarla düşünülmüş bir fırsat yaratma yalanı değil! Aldatma, kandırma politikası değil! Ben edebiyata âşık bir kişiyim! Para için, duygularınızı, imgelerinizi, hayallerinizi yerle bir etme gibi bir düşüncem olamaz! Projemin tek amacı ileride yazdığınız bir kitabın dosyasıyla bir yayın evine gittiğinizde elinizde "benim" diyeceğiniz bir eserinizin içinde yer aldığı bu kitabı referans olarak göstermeniz. Ayrıca bu kitabın sayfaları arasında adınızı taşıyan bir eserinizin bulunması sizi heyecanlandıracak ve şevkinizi arttıracaktır. Bu şevk bu heyecan sizi yüreklendirecek, çok daha güzel eserler üretme hırsı içine gireceksiniz. İnanıyorum, bu kitap birgün kendi kitaplarınızı kitaplığınıza taşımanıza basamak olacak.
Göndereceğiniz eserler bu konuda uzman editörler tarafından incelenecek ve imlâ hataları düzeltilecektir. Ayrıca eserlerin mutlaka edebi içerikli olmasına dikkat edilecektir.
Katılıp katılmama konusunda tâbii ki karar sizin ama altını çizerek tekrarlıyorum ki, bu kitap projesinde asla maddî menfaat-çıkar-dolandırıcılık ve art niyet yok! Bu sadece bana ait bir projedir ve benim de para için böyle onursuzca oyunlara ihtiyacım yok!
Sevgi ve saygılar
|
10.9.2009 22:43:25
-
Bir kitabın sayfaları arasında, kendi adınıza bir eserinizin yer almasını ister misiniz?
bilgi için sonradan@hotmail.com
|
12.8.2009 11:16:33
-
"Yaşandı ve Bitti - Nesrin Göçtürk Kaya"
sevgili Davut kardeşim. Benim yüreğimde,beynimde biten bir ilişkiyi karşımdaki insana haksızlık olur diye sür(ün)dürmem kndime haksızlık olmazmı? Ayrıca-teselli amaçlı-devam ediyor gibi davranmam karşımdaki kişiyi aldatmak anlamı taşımaz mı? Ayrıca,gerçek sevgi "basit" olamaz. Değeri asla düşürülemez. Ancak günümüzde sevgi ile gel-geç hevesler karıştırılıyor.Beklentilerle duygular dejenere ediliyor.o zaman da sevgiyi-aşkı karşılıksız yaşamak isteyen taraflardan biri diğerine "bitti" diyor.Bu anlamda diğerinin saygı duyup gitmesi gerekiyor. Ben günümüz ilişkilerinin birçoğunun aşk ve sevgi adına yaşanmadığını, anlık ilişki denilen günübirlik heyecanlar adına ilişki başlatıldığına inanıyorum. İşte o söylediğiniz şiirleri, yazıları yazanlar gerçek aşk ve sevgi ararken karşısına çıkan bu tip kişilere isyanlarını dile getirenlerdir. Benim yazımdaki kahraman da böyle bir ilişki içinde olduğunu fark etmiş ve onuruyla hayallerini yanına alıp "bitti" demiştir.
|
11.8.2009 19:00:12
-
"Yaşandı ve Bitti - Nesrin Göçtürk Kaya"
Sevgili Mehmet arkadaşım. Öncelikle duyarlı davranıp konuyu form sayfasına taşıdığınız için size teşekkür etmek istiyorum. Yazdığımız yazıların bitiminde okuyan arkadaşların beğeni ve eleştirileri için ayrılan bölümde tartışma yapılmasını ben doğru bulmuyorum. Açtığın konuyla ilgili olarak, bahsi geçen yazıyı yazan kişi olarak da ilk ben fikirlerimi söylemiş olayım. Aslında ilk bakışta sizin söylediğiniz cümlelere katılmamak zor ama bir de farklı pencereden bakalım. İki kişi bir ilişkiye başlıyor,bir süre sonra bir taraf diğer taraf için aradığı kişinin o olmadığını düşünüyor ve "bitti" diyor. Aslında bir neden var ortada,beyninde ilişki bitmiş."aradığı kişi o değil"... Şimdi bunu karşı tarafa nasıl anlatacak? 'Aradığım kişi sen değilmişsin yanılmışım' dese, karşısındaki eğer beyninde bitirememişse, 'neden, niçin, acaba, yoksa...'gibi sorularla durumu zorlaştıracak. Yada, salya-sümük ağlayıp: 'ben senden ayrılamam. Böyle sudan bir sebeple ayrılık olmaz,değişirim,istediğin gibi olurum' deyip sorunu hafife almaya durumu içinden çıkılmaz bir hale sokacak. Ya da; 'kalleş, şerefsiz, hain, yalancı, dönek, bencil, sahtekar...' gibi yaftalarla, yaşanmış güzelliklerin tümünü silip anılara kara bir leke olarak damgasını basacak.
O halde,bir taraf ilişkiyi yürütmek istemiyorsa diğer taraf anlayış gösterip ona mutluluklar dileyerek kendi yolunda yürümeli. Zaten bir taraf "bitti" diyorsa mutlaka ortada bir neden vardır. Mutlu olan bir kişi asla o mutluluğunu sebepsiz bırakmaz. Bitti demesinin nedenini söylemiyorsa, söylemeyişinin de bir nedeni vardır. Hepimiz biliyoruz ki, özellikle bizim ülkemizde ilişkiler-evlilikler- çoğunlukla terkedilen kişinin hazım güçlüğü nedeniyle, kavga ve düşünmeden edilen çirkin sözlerle kötü bitiyor. Bu nedenle, bitirmeye karar veren kişi, ileride ara sıra ister istemez anımsayacağı paylaşımların, anılarında güzel kalmasını ister. Cömert beyin yorumuna katılıyorum. Kadınların çoğu güçsüz olduğundan, kendisini güçsüz hissettiğinden, mutsuzluğun içinde bata çıka yaşıyor da "yeter artık, bitti" diyemiyor. Sevgi, eğer iki taraftan bakıldığında da, duru, yalın, eşit ve beklentisiz yaşanıyorsa sevgidir. Bazı nedenlere dayattırılarak yaşanan paylaşımlarda sevgi yoktur...diyorum ben.
|
29.7.2009 22:05:10
-
Bir Üye Siteden Nasıl Soğutulur??!!
Bu konuyla ilgili kendi adıma düşüncelerimi aktaracağım. Sitede okuduğum tüm yazılara teker teker yorum yaparsam buna ne vaktim yeter ne sabrım, çünkü okuduğum yazılara "Çok güzel olmuş" "Harika" "Ay bayıldım" gibi cümleler yazmaktansa hiç yazmadan diğer yazıyı okumaya başlamak bana daha mantıklı geliyor. Sonra, yazılan yazılara yapılan yorumlara bakıyorum, sanki form sayfasında tartışma konusu açılmış gibi atışmalar, kişiliğe saldırılar, anlamsız eleştiriler! Yani yukarıda yazılmış güzelim yazı; konusuyla, emeğiyle, özeniyle heba olup gidiyor. Yazılan esere saygım olduğundan, ben okuduğum yazılara pek yorum yapmak istemiyorum açıkcası. İşin aslı! Okuduğumuz yazıyı beğendiysek, beğenimizi belirtmek için yazının konusuyla ilintili dipnot niteliğinde bir açıklama olmalı. Ya da yazıyı okuyan kişi; yazıda veya konuyla ilgili hata-yanlış-cümlede düşüklük-eksiklik görmüşse onu tüm içtenliği ile yazana açıklamalı. Ve ya; okuyanın yazıdaki konuyla ilgili fikir ayrılığı varsa, kendi fikrini yazının altına üslubunu bozmadan belirtmeli. Tüm bunlar da edebi adap ile yapılmalı.
Yazdığım yazıyı okuyor ve beğenmediğini belirtiyorsa... Yazı ya da konuyla ilgili hata-yanlış gösteremiyorsa...Şahsıma hakaret ediyorsa... Böyle yorum yapılacaksa benim yazılarımın yorum bölümü boş kalsın... Ve sevgili Davut kardeşim, yazılarını severek okuyorum ama dediğim gibi yorum için geçireceğim vaktimi bir başka yazıyı okumak için kullanıyorum. Bence sen yazmaya devam etmelisin. Yazmanın yanı sıra da site içinde beğendiğin yazıları okumalısın. Gazetede köşe yazısı yazdığını düşün. Yorum gelmiyor diye gazeteden soğuduğunu söyleyebilir misin? Üstelik yaz tatili modunda herkes. Kışın çoğunluk oluştuğunda umduğundan çok yorum alacağından eminim:))
|
29.7.2009 21:24:17
-
özgür roman daki popüler yazarınız kim?
Sevgili Ufuk. Açtığınız bu konuyla bizi birbirimize düşüreceksiniz gibime geliyor:)))
Politik olacak ama ben okuduğum yazıların yazarlarının tümüne popüler olarak bakıyorum. Ayşegül Serinkaya'nın yazıları; içten, vurucu ve ince mizahî, sizin yazılarınız; felsefî ve toplumsal, Davut kardeşimin yazıları; fantastik ve duygusal, Nermin Gömleksizoğlu'nun yazıları; yalın, romantik ve sorgulayıcı, Yavuz Fidan'ın yazıları; toplumsal, duygusal, Merve uzun'un yazıları; duygusal ve samimî, Fatih Korkmaz'ın yazıları dikkat çekici, duygusal... Şimdilik ancak bu kişilerin yazılarını takip edebildiğim kadarıyla okuma fırsatı buluyorum. Zamanla sitedeki yazanları teker teker bu kişilerin arasına alacağım ve en sonunda içlerinden bir tanesini popüler ilân edeceğim. O zaman buradan o kişiyi açıklarım:))
Şaka bir yana yazan herkes kendi yazılarında "popüler" diye düşünüyorum. Ayrıca benim yazılarımı zevkle okuduğunuzu bilmek bana güç veriyor. Herkese teşekkürler. Sevgiyle.
|
16.7.2009 15:51:29
-
Olmuyor
Önce konuyu belirliyip konuyla ilgili yaşanacak olayların araştırmasını yaparak temeli oluşturuyorum. Konuya uyarlanacak en fazla üç ana karakter ve birkaç tane yan karakter çizip özelliklerini oluşturuyorum. Ana karakterlerin beklentilerini-hedeflerini- çizip, kişiliklerini oturtuyorum ve karşılaştığında ona engel olacak-güçlük çıkartacak-sorun yaratacak yan karakterlerin de kişiliklerini belirliyerek omurgayı hazırlıyorum.
Bundan sonrası öykü ve/veya romanın inşaa edilme süreci. Bunun içinse -arkadaşların da belirttiği gibi- yazma işini zamana yayıyorum. Nerede ne zaman konuyla ilgili bir sözcük duysam ya da konuyla ilgili bir olayla karşılaşsam ve ya konu hakkında aklıma bir cümle gelse hemen notlar alıyor, beş-altı cümlelik paragraflar hazırlıyorum. Bu paragrafları numaralandırıyorum. Elimde gittikçe çoğalan paragraf ve cümlelerden oluşan notlar birikiyor. Zaman zaman -hikayenin bütünlüğüne uyum sağlayacak şekilde-aldığım notlarımı kurgulayarak omurganın içini dolduruyorum.
Böylece, hikayenin akıcılığı sağlanarak başlangıç- gelişme ve sonuç, sorunsuz ve hatasız oluşuyor.
Bana göre; Hikaye ve romanı düzyazı ya da deneme yazar gibi klavyenin başında yazmaya kalkışmak bir yerlerde tıkanmak-hayal gücünün silikleşmesi ve bıkkınlığı da beraberinde getirir. Kısa notları,kurguları ve ilintili cümleleri küçük notlar halinde tutup sonra işleyerek deftere aktarmak, böylece tabandan-tavana tüm öyküyü tamamlamak gerekir. Daha sonra, ham öykü yada romanı word sayfasına taşımalı ve baştan okuyarak hataları belirlemeli. -Edit etmeli-
Sevgili Efe... İlk romanımı tam beş yılda tamamladığımı söylersem belki kendinizi daha iyi hissedersiniz. İkinci öykü kitabıma da bir buçuk yılımı verdim. Şimdi omurgasını hazırladığım üçüncü romanım sanırım ancak iki yıl sonra tamamlanacak ve basıma hazır hale gelecek.
Bende önceleri sizin gibi "yapamayacağım galiba" endişesi duyuyordum ama kendimce bir teknik geliştirdikten sonra yazılarımda sonuca sabırla ve keyif alarak ulaşıyorum. Dilerim yazdıklarım size faydalı olur. Azimle devam edin bence...Sevgi ve saygılar...
|
10.7.2009 22:57:39
-
BUYRUN İŞTE İÇERİ! KIZLAR ERKEK SEÇERSE.... :)
Buna benzer bir de "gül" hikayesi vardır. En güzeli-en zengini- en kültürlüsü derken tüm karşısına çıkanları reddedip sonunda kötünün iyisine razı olanlar gibi...
|
10.7.2009 22:42:31
-
En SevdiğiNiz Sezen Aksu Şakısı Hangisi..?
Keskin bıçak ve Ünzile...
|
10.7.2009 22:08:39
-
Eleştirilerimiz...Yorumlarımız!!!
Sevgili Ayşegül öğretmenim:)) "Bir öğretmenin söyledikleri/fikirleri her zaman soluksuz dinlenmeli" diyorum. Tüm kardeşlerim ve siz değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Yukarıda yazılan fikirlerin hepsi aşağı yukarı aynı çizgide diye düşünüyorum. Yazılanlara eleştiri/tenkit yerine, yorum yani, değerlendirme-açıklama-farklı açıdan ele alıp yeni fikir oluşturma ya da uyarma gibi dipnotlarla, yazana yeni pencereler açmak bana daha doğru geliyor. Ben prensip olarak, okuduğum yazılara zaman zaman düşündüklerimi yorum olarak belirtiyorum, yani okurken çok dikkatli okuyorum ve (sevgili Umut'un da belirttiği gibi) yazıda dikkatimi çeken bir durum fark etmişsem kesinlikle yazanı uyarma gereği duyuyor ve uyarıyorum. Eğer karşı taraf bu konudaki samimi duygularımı görmezden gelir de uyardım diye bana karşı tavır alırsa o kişinin yazılarını da bir daha okumuyorum. Benim yazılarıma da dileyen bu şekilde yorumlar yazabilir, kesinlikle kendisine bu konuda minnet duyarım ama emek verip yazdığım yazımın altını da sudan sebeple savaş alanına çevirmelerine göz yumamam. Sadece benim yazılarıma değil, yazı kimin olursa olsun kimseye o yazıyı/emeği proveke ettirmem! Sevgili Nevin yazılarına "olumsuz yorum" yapılmasını isterken sanıyorum -tüm iyi niyetiyle- yazdıklarında hatalarının açığa çıkartılmasını vurgulamak istemiş. Oysa "olumsuz yorum" "bir kulp bulma" anlamına da geldiğinden, bu cümlesi gereği canını sıkacak bir yorum alma şansını yükseltmiş. Bu konuda her zaman söylediğim bir söz var..."Lütfen, yorumlarımız "düşürücü" değil "düşündürücü" tarzında olsun" diyorum... Sevgiler:))
|
|
Yorumları -
28
ZULÜM EDENLER!
(Nesrin Göçtürk Kaya)
-
Günlük
20.8.2009 01:09
:))) Aslında böyle uyarılar dikkatli olmamız açısından iyi oluyor. Dikkatiniz için ben teşekkür ediyorum. Yaş konusunda ise sitenin en büyüğü olduğumdan eminim:)) Yine de herkes içinden geldiği gibi hitap edebilir. Benim için saygı kullanılan sözcüklerin içinde gizlidir. Hoşkalın:))
|
ZULÜM EDENLER!
(Nesrin Göçtürk Kaya)
-
Günlük
19.8.2009 19:54
Zevk-i sefa olacaktı sevgili yavuz ama yine klavyemin mağduru olmuşum:)))Aslında imla konusunda çok hassas davranmaya çalışıyorum ama yine de böyle ufak tefek hatalar oluyor işte...
|
BEN "ADAM" OLMAK ISTEMIYORUM
(Comert Sen)
-
Günlük
29.7.2009 21:18
Çocuk eğitiminde şiddet/baskı kullanan ebeveynler ve eğitimcileri anlamakta hep zorluk çekiyorum.Küçücük bedenlere verilen acı bir süre sonra geçiyor ama ya minik yüreklere bıraktıkları acı? Her yıl çocukla birlikte büyüyor, büyüyor ve sonunda kocaman bir "şiddet" olup birgün toplumun tam yüreğinde patlıyor. Siz yine şanslıymışsınız ki yüreğinize bırakılan acı sadece sizin yüreğinizde "fobi" olarak saklanmış. Ayrıca "adam" olabilmek için okumak yetersiz bence.Adam olmak bir meziyettir ve tamamen kişilikle ilintilidir. Sizin de "adam gibi adam" olduğunuz yazılarınızda kurduğunuz cümlelerden anlaşılıyor Cömert bey. Şiddetsiz bir dünya dileğimle...Saygılar
|
"Ölüm Kazanacak"
()
-
deneme
28.7.2009 22:02
Sevgili Davut kardeşim. Öncelikle keyifle okuduğumu belirtmek istiyorum. İçerik, bağlam ve vurucu cümleler dikkat çekici ve oldukça güçlü. Dikkatimi dağıtan birkaç imla hatasının bu sağlam yazıyı gölgelemesine gönlüm razı gelmedi. Bu nedenle o noktaları size göstermek istiyorum.Bir kezde önerdiğim sözcüklerle yazınızı okursanız farkı sizde göreceksiniz diye düşünüyorum. Tebrikler...Sevgiler... ********* ************** ************** *********** ** 1-)ısındıralım=ısıtalım... 2-)mutfaklarından=mutfaktan... 3-)Tek gidebileceğim tek dostuma doğru gidiyorum= Gidebileceğim tek dostumun yanına gidiyorum... 4-)zincirli köpekleri=zincirli köpekler... 5-)içerde=içeride 6-)gidiyorum yine kaldırımsız sokaklarda=yürüyorum yine kaldırımsız sokaklarda... 7-)"Diyor" cümle başında değil sonunda olmalıydı...
|
VEDA
(...O HASTA ...SiEMPRE...)
-
Günlük
21.7.2009 23:57
Sevgili "Mavice"...Genellikle, askerlik yaptığını söyleyen bir kişi toplum içinde kararları ve davranışlarıyla örnek olabilme konumunda erişkin bir bireydir. "Hür bir tercih" sözünüz yaşamınızı sonlandırma konusunda geçerli değildir. Çünkü yaşamınız yalnızca size ait değildir!Yaşamınızdaki iniş-çıkışlardan sıkılıp sona gitmeyi düşündüğünüzde hayatınıza giren kişilerin-iletişim kurduğunuz bireylerin her birinden bu konuda onay almanız gerekiyor bence ve...Komutanınızın sözlerine katılıyorum. Sorunlar karşısında yaşamına son veren/vermeyi düşünen insanlar mücadeleden kaçıp kolay yolu seçen KORKAKLARDIR! Sizin bir korkak olmadığınız konusunda inancım tam! Neden böyle bir yazı yazmayı tercih ettiğiniz konusundaysa kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Umarım çok geçerli bir sebebiniz vardır. Aksi halde burada sizi sevmiş/benimsemiş insanları üzdüğünüz için "özür" dilemeniz pek işe yaramayacak gibi...
|
Aşıksan Vur Saza, Şoförsen Bas Gaza! ... :D --2
(Davut Dlbz)
-
Günlük
21.7.2009 22:24
Gerçekten çok hoş olmuş Sevgili Davut. Dialoglara bittim:)) Kısa seneryolar denemelisin diye düşündüm bir an. Muhteşem oyunlar türeteceğine eminim... Sevgiler
|
Ne Oldu Sana?
()
-
Deneme
16.7.2009 15:04
Alakanıza çok teşekkür ediyorum arkadaşlar. Sevgiyle:))
|
Engelli Olmak?
(yavuz fidan)
-
Günlük
10.7.2009 22:34
Ne çok şey anlatmışsınız aslında bir sayfalık yazınızda. Duyarsızlığı kendinize malederek anlatmanız yürekli bir cesaret örneği. Oysa herkes bu konuda karşısındakini eleştiriyor, kendisini görmezden gelerek. Tüm dünyayı verseler kim bir duyusunu/organını düşünmeden feda ederdi? Engelli insanlar da istemezdi elbette. Bizler onları anlamak için empati kurarak sizin de yaptığınız gibi bir an gözlerimizi kapatmalıyız,televizyonun sesini kapatıp seyretmeyi denemeliyiz. Kollarımızı kullanmadan yemek yemeyi-bacaklarımızı kullanmadan diğer odaya gitmeyi denemeliyiz. Çünkü hepimiz birer engelli adayı olduğumuzu biliyoruz... Duyarlılığınız için tebrik ediyorum...
|
" Madımak Hâlâ Yanıyor! "
()
-
deneme
9.7.2009 20:18
Toplum nasıl bilinçlenmeli? Ekonomik ve kültürel yapımız gerekçe olarak gösterilip kız çocukları hala okula gönderilmiyorsa...Okullarda öğreticilerin arasına karışmış ölgün fikirli eğitmenler taze beyinlere hastalıklı fikirler aşılıyorsa... Karanlık/kokuşmuş düşüncelerini topluma din adı altında empoze etmeye çalışanlar destekleniyor, alkışlanıyorsa... Toplum nasıl bilinçlenecek? Tüm çözümler yeni neslin vicdan ve yaptırımlarında yatıyor. Yeni nesil okumalı-okumalı-araştırmalı ve gözlemlerini çok iyi analiz edebilmeli. Bir önceki nesilin bu konuda imkanları kısıtlıydı ama şimdi yetişen nesil teknolojiyi de vicdanını da iyi kullanmalı. Irk,dil,din,meshep ayrıcalığında ısrar eden toplumların akibetleri tarih sayfalarında yerini aldı. İbret olarak tarihe geçmemek için insani değerleri herşeyin önünde tutmamız gerekiyor.
|
Meşalem..
()
-
Edebiyat
9.7.2009 20:03
Mükemmel bir tasvir yeteneğiniz var sevgili Davut kardeşim. Bence hikaye yazmaya ağırlık verin. Tebrikler...
|
-Gökkuşağı-
()
-
şiir
9.7.2009 19:52
İnsanın içini ısıtan bir şiir olmuş. Umuda yolculuk gibi! Kutluyorum...
|
Buluşma
()
-
şiir
9.7.2009 19:46
!!!!
|
Nerdesin...
(umut berker)
-
Günlük
9.7.2009 19:41
Son yıllarda birçok babanın yaşadığı acıyı öylesine güzel ve gerçekçi kurgulamışsınız ki, okurken gözlerim buğulandı-yüreğim acıdı... "Yaşamayan bilemez" diyenler bu yazınızı mutlaka okumalı bence! Tebrik ediyorum güçlü kaleminizi...
|
Bu Da Yaşamak!
()
-
Şiir
9.7.2009 19:30
Orhan bey. Yazdığım şiirin altını form sayfalarına çevirmeniz hiç yakışık almıyor. Sorunlarınızı ya da "yaymak" istediğiniz gerekli/gereksiz cümlelerinizi paylaşabilmeniz için form sayfalarını kullanın lütfen!
Sizin yaptığınızı düşündüğünüz eleştiriler kimsenin umurunda değil bunu bilmeniz gerekir.Ben yazdıklarımı burada paylaşırım, beğenen yazılarımı okur, beğenmeyen sayfalarımı açmaz! Bu kadar basit...
Herkes eleştirilmek ister ama sizin yaptığınız eleştirmek değil, sitede (yazı yazamadığınız için)kişisel popülerlik sahibi olmak ve adınızı bu şekilde duyurmak diye düşünüyorum. Bence yazılanları muhalif olmadan duygularınızı serbest bırakarak okuyun. Kimbilir belki bu sayede iyi bir "kalem" olabilme şansı elde eder yazdıklarınızla popüler olursunuz!!!
|
Bu Da Yaşamak!
()
-
Şiir
8.7.2009 21:04
Sevgili kalem dostlarım... Değerli yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Yazılarımda ya da şiirlerimde gözünüze takılan hatalar, yanlışlar olursa bu konuda da yazdıklarımı samimiyetle eleştireceğinizden eminim. Sevgili Fatih, bana "abla" sözüyle hitap etmeniz beni çok mutlu ediyor. Zannediyorum sitede yaşça hepinizden epey ileriyim, bu nedenle dileyen bana "abla" veya "anne" diyebilir. Ben bu hitabınızı samimiyetle karşılarım ve onur duyarım...Sevgilerimle:))
|
Gözümden Damlayamayan Gözyaşım...
(umut berker)
-
Günlük
7.7.2009 11:43
Bir şarkıdan etkilenerek bir karakter yaratmak ve o karakterle empati kurup böylesi öyküsel bir yazı yazmak... Yazarlığın özeti bu bence... Başarılarınız daim olsun sevgili Ufuk.
|
Gardiyan
()
-
Serbest
Yorum için teşekkürler. Sevgili hasan müridim olmanı çok isterim:)) Hiç müridim olmadı şimdiye kadar çünkü...Sevgiyle:))
|
Git!
()
-
Deneme
Çok teşekkür ediyorum yorum için. Beni yüreklendiriyorsunuz... Sevgiyle:))
|
Vasıfsız
()
-
şiir
Bu şiir beni tanımlamış...Tıpkı ben! Kutluyorum... Sevgiyle:))
|
Sensizim
()
-
şiir
GEÇEN ZAMAN SENİ BANA GETİRMEYECEKTİ Kİ...
Çok akıcı bir şiir dili...Vurduları süpeeer!!! Tebrikler. Sevgiyle:))
|
|
Favorileri (0)
Favori yazı bulunmamaktadır...
|
|
Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|