Yazdıkları (81) |
Yazı Türü:
- Sıralama:
|
Kitaplara Ekledikleri (0)
|
ALİ ASAFOĞULLARI
Değerli Eğitimci Yurdagül ÖZAY'ın Kaleminden;
1973 İskenderun doğumlu. Edebiyata olan düşkünlüğüne rağmen 1997 yılında Van Yüzüncüyıl Üniversitesinden Veteriner Tekniker olarak mezun oldu. Henüz lise talebesiyken İskenderun’daki yerel radyolarda şiir ve müzik programları hazırlayıp sundu. Bu uğraşını üniversite yıllarında da sürdürdü. Okul sonrası yine İskenderun’da özel bir TV kanalında spor-haber muhabirliği, haftalık spor programlarının yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Ayrıca çeşitli yöresel belgesellere metin yazarlığı ve seslendirme yaptı.
2004 yılında mesleki kariyer yapmak ve dil öğrenmek amacıyla, Moldovya’ya yerleşti. Moldova Devlet Üniversitesinde Rus Dili ve Edebiyatı okudu. 2010 Yılında doğup büyüdüğü şehre yaptığı bir ziyaret esnasında memleketine dönme kararı aldı. Issız yamaçlardaki kayalıklarına dönen bir kartaldı artık o. Hayatını Antakya’da sürdürmekte olan Ali ASAFOĞULLARI, şiire ortaokulda merak saldı ve daha o yıllarında yazmaya başladı. Çalışmalarını önceleri yakın arkadaşlarıyla daha sonraki zamanlarda radyodan dinleyenleriyle paylaştı. Yazında ufkunu açan en önemli tesadüfü şöyle dile getirir;
‘’1993 yılında Bursa’daki Sönmez İş Sarayının alt katlarındaki sahafları keşfetmiştim. Zaman buldukça gidip oradaki okunmuş kitapları karıştırmak ve ilgimi çekenleri almak beni mutlu ediyordu. Üstelik fiyatlar da uygundu. Yine böyle kitapları karıştırdığım bir gün elime el kadar birkaç kitap tutundu… Pek bir şeye benzetemedim ilk önce. İsimlerini okudum. Bahar Güneşi, Cankuşum, İpek Kaplı Defter, Güzçiçeği…
Sonra bir sayfa açıldı Cankuşum’dan;
’’Dünyanın en güçlü şairleri, bir gün en güzel şiirlerini, senin karşında yırtarlarsa hayret etme…
Bakışlarını aynaya çevir ve hemen gözlerine bak !
Dünya yuvarlağını, bu satırların sonundaki noktaya sığdırmak, ne derece mümkünse, gözlerinin güzelliğini şiirlere sığdırmak ancak o nispette mümkündür…
Sesini, konuşmanı, gülüşlerini ve fısıltılarını duyanlar, musikinin en güzeline kulaklarını kaparlarsa yine hayret etme; Sesinin ahengini yaratma gücünden öylesine yoksundur şarkılar… En usta ressamlar seni tanıdıktan sonra fırçalarını bırakırlarsa yine hayret etme; Tanrı’nın yarattığı bir şaheseri, Tanrı’nın yarattığı kullar elbette ki yaratamayacaklardır…
Sen… Tanrı’nın en güzel eseri… Seni Tanrı korusun… ‘’
Cankuşum 1960 - Şemsi BELLİ
Satırlar bittiğinde benim de düşünsel evrenimde yepyeni bir sayfa açıldı… O an hayatım boyunca tanıyabileceğim, kendimden çok şey bulabileceğim en önemli şairi tanıdım sonrasında da Necati Dikmen tarafından Şemsi Belli adını yaşatmak amacıyla kurulan Hasat Sitesini tanıdım’’ Diyor şairimiz.
Değerli şairimiz Ali ASAFOĞULLARI’nın şiir dışında, çeşitli makaleleri ile üzerinde çalıştığı deneme ve romanları da mevcuttur.
Susarız, ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz. Sevdiğimizle yan yana can canayızdır. Öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiç bir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız… Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz. Ali ASAFOĞULLARI “Sen Konuşunca” dizelerinde böyle bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Bir an bile ayrı düşsek seninle Ben susardım... Susardı yüreğim Sana... Sesine... Nefesine susardı !
Sen konuşunca; Ben susardım... Şırıl şırıl sular akardı, ak köpüklü Taşların arasından süzülürdü zaman Anlamazdım, Vakit, ne tez biterdi...
Sen konuşunca; Ben susardım... Dalgalar ahenk içinde çarpardı kayalara Üstümüze beyaz güller atardı Deniz Kızları Balıklar mutluluktan uçardı...
Sen konuşunca; Ben susardım... İçlenirdi bulutlar Saçlarımıza yıldız yağardı Çiçekler açardı sen konuşunca Mevsim, bahardı...
Sen konuşunca; Ben susardım... Susardı, kuşlar-böcekler Cümle âlem susardı Bülbüllerse; AĞLARDI...
Sen konuşunca; Ben susardım... Melekler yeryüzüne inerdi Huriler Sırat’ı koşa koşa geçerdi Afrodit, perilerle beraber, sana secde ederdi...
Yıllar oldu gideli sen! Ve ben; Sen gittin gideli Hem susar... Hem de susarım... Sana... Sesine... Nefesine...
Ali ASAFOĞULLARI’nın şiirlerini okudukça kelimeleri ya da cümlelerin tesadüfen seçilmediklerini göreceksiniz! Bir mimar titizliğinde inşa edilmiştir her bir kelime. İmge, hayal gücü, duygu yerli yerindedir. Sözcükler arasındaki anlamsal bağlantılarda kopukluk göremezsiniz, ses görselliğine önem verir. AYRıLıĞıN HüZNü ( KAR)
Utangaç, nazlı bir kız gibi salınır Ağaçların yorgun, çıplak dalları Beyaz bir masal başlar önce Pamuk şekeri taneleri havada Bir perde dalgalanır yavaştan Uçuşur da uçuşur gökyüzünde kar Tel olur Tül olur Duvak olur yar... Ve hep, Masallar içinde yağar kar...
‘’Dağların doruklarında alabildiğince kar Dağların eteklerinde alaca kar yığınları’’ Güneşin çehresinde elemli, kör bir bakış Ve her yıl, gelin olur bu dağlarda kış...
Dışarıda bembeyaz bir hava Havada bıçak gibi bir ayaz Ayazda yanaklarımı okşar ılık nefesin Hava... Ayaz... Nefesin...
Havada kar Havada tel Havada tül Saksıda iki dal hercai menekşe Bahçede bir beyaz gonca gül Güllerde esin Güllerde sesin Güllerdesin yar... Ve hep, Masallar içinde yağar kar...
Döner düşer Duvak olur dallara Duvak olur çatılara... Dağlara...
‘’Dağların doruklarında alabildiğince kar Dağların eteklerinde alaca kar yığınları’’ Güneşin çehresinde elemli, kör bir bakış Ve her yıl, gelin olur bu dağlarda kış...
Eylül bütün o büyülü, şiir gibi yaz aylarının sonu demek; bir şeylere veda etmek, tekrar gerçek dünyaya dönüş demek, üşüten akşamları ve denizden esas serin rüzgârıyla. Eylül hüzün demek bazen de, güneşin acele kaçışları ve erken kararmaya başlayan akşamlarıyla. Ve Ali ASAFOĞULLARI bu şiirinde Eylül ayının aşklarda açtığı ölümcül yarayı konu etmiş
Eylül Beklenen mevsimdir ömrüme sümbül Savrulmuş bir aşkın resmidir gönül Zamansız ötersin a deli bülbül
Solup hüzne dalar dökülür her gül Kapıyı çalıp da gelince eylül
Gözlerin elaydı saçların lüle Düş renginde döner gönlüm hep küle Kaç kere söyledim arsız bülbüle
Dalında sararıp solar bezm-i gül Ölümcül yaradır aşka her eylül
Evet değerli dostlarım, şairimiz Ali ASAFOĞULLARI’nı kısaca olsa da sizlere tanıtmaya çalıştım, şiirlerinden örnekler verdim. Çıktığı bu şiir yolculuğunda kendisine başarılar diliyoruz. Dostluğumuz ve birlikteliğimiz daim olsun. Ve ben Yurdagül ÖZAY TGRT FM’in ‘’Yürüyen Merdiven’’ dinleyicilerine ve bu programı hazırlayıp sunan Zehra Birsen YAMAK ve yayın ekibine selam ve sevgilerimi sunuyorum. Kolaylıklar diliyorum. Haftaya buluşmak üzere… |
|
0 adet kayıt bulunmuştur.
Yorumları -
35
Cani
()
-
22.5.2020 01:08
Atlamışım..Gözümden kaçmış... Özür... Uruna değil.. Uğruna olacak...
|
SEFERİM ORTADA
()
-
13.6.2015 01:20
:) Hiç bir zaman geç değildir...
|
SEFERİM ORTADA
()
-
13.6.2015 00:44
Öncelikle çalışma için emeğinize sağlıklar diliyorum. Hece şiirin de kafiye çok önemlidir. Şiiri şiir yapar. Bu sebeple kafiye konusunda eksiklikler olduğu alenen görülmektedir. Üzerinde çalışılabilirdi.
Bir de hece veznine uydurmak için 'hacz' ve 'marz' kelimeleri hatalı kullanılmıştır. Bu kelimeler Türkçe olmadığı için okuyucunun dikkatinden kaçabilmişlerdir.
Ancak teması itibariyle güzel ve olgunlaşmaya açık bir kalemi okudum. Size biraz Hali Cibran, Pablo Neruda ve Louis Aragon okumanızı tavsiye edeceğim.
|
Sen Konuşunca
()
-
10.6.2015 23:03
Teşekkürler M. Güneş.. Selamlar.
|
Sen Konuşunca
()
-
10.6.2015 16:29
Ben şiire belli kalıplarla bakmıyorum. Bakılmaz da zaten... Evrensel bakamadığımız sürece şiirimiz de gelişemez ve geriler... Okuyucuyu hiç ilgilendirmez ama merak ediyorsan söyleyeyim; 'Elhamdülillah Müslümanım' Ve şiirlerimde evrensel bir çok olguyu kullanmaktayım. Abartılı teşbih ve söylemlerim var. Ki sanatta bu gayet normal. Ha beğenirsin okursunn, beğenmezsin okumazsın o sana kalmış. Ancak kalkıp burada insanların inanıp inanmamaları konularını sorgulamak sana ya da başka bir yorumcuya düşmez. İnancım ve düşüncelerim Rabbim ile benim aramdadır... Umarım ben anlatabilmişimdir...
|
Sen Konuşunca
()
-
10.6.2015 00:51
Adaş teşekkürler. Daha iyileri sizlerin kalemlerinden dökülsün inşallah. Selamlar.
|
Sen Konuşunca
()
-
10.6.2015 00:50
Uğur Bey Merhabalar, Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Buradaki 'secde' namaz kılarken Allah'ın huzurunda eğildiğimiz secde değildir. Vurgulanmak istenen, sevgilinin güzelliğidir...
''Afrodit, perilerle beraber, sana secde ederdi''
O kadar güzelsin ki güzellik Tanrıçası Afrodit, yanına perileri(Ki periler de güzellikleriyle bilinirler)de alarak güzelliği karşısında eğilirler demeye çalışmıştım. Umarım sizi tatmin edebilmişimdir.
|
Foga
()
-
29.5.2015 00:42
SESLENDİRME SAYFASI;
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/928102/foga.html
|
Azap'daş
()
-
3.5.2015 03:40
http://www.edebiyatdefteri.com/azapdas-58140-1-siiri/
|
DENDEN
()
-
23.10.2014 09:57
Seslendirme Sayfası; http://www.edebiyatdefteri.com/siir/742286/denden/
|
Yüreğine Sağlık
()
-
21.10.2014 18:03
SİZİN DE RAMAZAN BEY. SELAMLAR.
|
Çok Şey Istemeyiz
(Ramle Rosa)
-
Günlük
2.10.2014 14:54
Ben kanaatkar bir çocuğum!
Bir uskumru balığının derisinde cennet bahçelerinin bütün renklerini, gökyüzünün bütün yıldızlarını bulabilirim.
Ben kanaatkar bir çocuğum!
Bir leylak salkımında aydınlık baharların binbir çeşit kokusunu, iklimler ötesi ülkelerin, doyuran ve duyuran meltemlerini bulabilirim.
Ben kanaatkar bir çocuğum!
Bir köy çorabının motiflerinde, bir Türkmen kiliminin nakışlarında, bir Yörük heybesinin dilimlerinde doğduğum ülkelerin havasını, yaşadığım vatanın kokusunu, kaybettiğim kimliğimin özünü bulabilirim…
Ben kanaatkar bir çocuğum!
Ayışığında tenini, en güzel şarkılarda sesini, en doyulmaz bahar gecelerinde gözlerinin parlaklığını, Tanrıçalar katında varlığının sırrını bulabilirim… Fakat gözlerini hiçbir yerde hiçbir şeyde bulamam Güzçiçeğim.
Seni parça parça dünya güzelliklerinde ramaktansa bir bütün olarak sende aramak, sende bulmak ne güzel…
Şemsi BELLİ
|
Dante gibi filozofça yaşayamamış olsak da
()
-
27.9.2014 23:53
Eyvallah Emre. Teşekkürler benden olsun. Hoşgelmişsin.
|
ÇAYYAŞ TÜRKLER
()
-
27.9.2014 01:36
Teşekkür ediyorum.
|
SENSİZLİK
()
-
18.9.2014 02:03
Çalışma gerçekten başarısız. Şairin bir tarzı olmalı. Farkını ortaya koyan bir tarz... Ona özgü. Okuyucu duyduğunda 'falanın şiiri' diyebilsin...
|
Macera Arıyorsam...
()
-
18.9.2014 01:59
Her şey ve herkes kirleniyor ama sanatın en güzellerinden birine gönül vermiş bizler en az kirlenenlerden olmak zorundayız.
Çünkü aşkın ve umudun diliyiz biz...
|
aşkın adını sildim hafızamdan.............
()
-
18.9.2014 01:55
Çalışmada sıkıntılar var elbet. Dikkat edin şiir demiyorum zaten. Fakat güzel yürekli bir kardeşin şevkini kırmanın da manası yok. Bu şekilde tenkit edeceğinize hatalarını gösterseniz. Bir yol haritası çizseniz daha bir şık olmaz mı?
O yaşlarda yazdıklarım geldi aklıma. Sizler de acemice karalamalar yapmadınız mı hiç?
Daha iyi olmak için çok okumak lazım. Nazım tamam da Cibranı da bilmek lazım. Şemsi BELLİ'yi, Cahit Sıtkı'yı, A.Rahim Karakoçu, Aragon'u, Yunus'u, köroğlu'nu, WOLFGANG BORCHERT'i, Ahmet Arif'i vs vs...
Tabi mayasında olmalı şairlik biraz da insanın. Zorlamayla olmuyor...
Selamlarımla.
|
ŞARAP
()
-
12.9.2014 01:59
Şarap
Üzgün gecelerimin, Küskün kederlerimin En ucuz bedelli dostluğu… Kanıma bulaş Ve kalbime ulaş Şarabi bir renkle… AA
Kutluyorum...
|
MOR
()
-
1.4.2014 09:52
Seslendirme sayfası...
http://edebiyatdefteri.com/siir/816828/
|
Palyaço
()
-
28.3.2014 01:19
SESLENDİRME SAYFASI; http://www.edebiyatdefteri.com/siir/815970/palyaco
|
|
Favorileri (0)
Favori yazı bulunmamaktadır...
|
|
Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|