Kapı çaldı. Kesik kapıyı açtı. Kız hiçbirşey söylemeden içeri girdi. Mutfağa yöneldi. Buzdolabını açtı. Dibine yaklaşan viski şişesini çıkarttı. Geniş ağızlı bir bardağa iki parmak kadar koydu ve fondip yaptı.
Kesik; "Sorsaydın bende içerdim belki" dedi
Kız bardağı çöpe attı, salona gitti en büyük koltuğa oturdu. Kesik'te yanına. Kız ağlamaklı bir ses tonuyla erkek arkadaşını anlatmaya başladı;
"Canımı acıtıyor artık. Yeter be! Ben bu kadar zor bir insanı çekmek zorundamıyım! Her anı heyecanlı ve gizemli. Bu bazen heyecanlı olabiliyor ama bitsin artık bu anlamsız siniri. Sürekli bir huzursuzluk. Paranoyak tepkiler. Kavgasız günümüz geçmiyor. Beni seviyor biliyorum. Bende onu seviyorum... seviyorum... ama bu kadar da sınanmaz ki bir insan. Bir şeye tepki gösteriyorsun anladık! Ama neye tepki gösteriyorsun. Bırak biraz izin verde insanlar kendilerini anlatmaya fırsat bulsunlar. Hiçbir savunmayı kabul etmeden yargılayı veriyor. Herşey göründüğü gibi mi acaba! Daha geçenlerde gereksiz yere öyle bir kavga çıkarttı ki aklın durur. İş çıkışı eve üç saat geç geldim diye kıyameti kopardı. Patronla fingirdediğimi idda edip durdu."
Kesik; "Fingirdemiyor musun?"
"Hayır tabikide! O zübeyle ne işim olur. Hem fingirdesem bile o nereden biliyor acaba? Bir kez olsun beni görmek için iş yerime uğradımı sanki."
Kız yanındaki yastığı eline aldı. Çevirmeye başaldı. Sonra durdu ve yastığı sıkarak karnına bastırmaya başladı; "Olur olamdık yerde kavga çıkartıyor. Kendince sinirlenecek birşey buluyor ve hiç bir şey anlatmadan sinirleniyor. Ve sonra ne yapıyor dersin? Bütün sinirini kusuyor. Ama neden sinirlendiği belli değil."
Kesik yastığa yapılan işkenceye dayanamadı ve yastığı kızın elinden aldı.
Kız devam etti; "Bir kez olsun anlamayı, dinlemeyi denese. İnsana yalan söyleme fırsat bile vermiyor!"
"Belkide yalan söyleyeceğini bildiği için konuşmana fırsat vermiyor."
"Saçma sapan konuşma sende! İnsan yalan söylemeden yalan söyleyeceğini nereden bilebilirsin? O fırsatı bile vermiyor"
"Ne yani; o gün seni arabayla benim gelip aldığımı söyleyecek miydin?"
"Hayır tabiki de."
"Bak gördün mü?"
"Yalan söylememe bile fırsat vermedi. Ben şimdi yalan mı söylemiş oluyorum?"
"Söylemedin ama söyleyecektin. Ayrıca; o arkadaşlarını ben tanıyor muyum dediğinde hayır dedin. Bu bir yalan"
"Sen kimden yanasın?"
"Sence?"
Elini Kızın bacağına koydu, kasıklarına doğru gezdirmeye başladı. Ufak kıprdamalarla karşılık alınca; "Bu gün yine çok ateşlisin" dedi. Bu sözün üstüne kendisini yatakta kızın üstünde gidip gelirken buldu. Uzunca bir süre, beş farklı pozisyonda gidip geldi. Kulağını kızın ağzına yaklaştırarak inlemelerini dinledi. Kasıklarına sert darbeler vurarak çıldırttı. Yüz üstü yatırıp saçından çekerek boynunu geriye doğru kaldırdı. Boynunu yalarken parfümün acı tadını hissetti.
İşleri bitince kız duş almak istedi. Ama Kesik izin vermedi. Birisini beklediğini ve hemen gitmesi gerektiğini söyledi.
"Allahın belası pislik! Bana bir fahişe gibi davranmaktan vaz geç artık!"
"Belki bir gün"
".rospuçocuğu" dedi ve dudaklarına ateşli bir öpücük bıraktı. O kadar sert öptü ki ikisininde dudakları kızardı.
Kız; "Buradan her çıkışımda bir daha asla gemeyeceğim diyorum. Birazdan ve birdahaki gelişimide yine diyeceğim" dedi ve kapıyı çarparak çıktı.
Kesik duşa girdi. Şarkı söyleyerek vucudunu şampuanladı. Duştan çıktı ve bornozla mutfağa gitti. Önceki günden kalan salamlı omleti yedi. Dişerini fırçaladı ve üstünü giyindi.
Kapı çaldı. Kesik kapıyı açınca karşısında kızın sevgilisini gördü. Çok kötü bir vaziyetteydi; "Habersiz geldim. Girebilir miyim?" dedi.
Kesik; "içeri gel" dedi. Hiç birşey sormadan salondaki büyük koltuğa oturan kızın sevgilisini dinledi.
"Beni aldattığını biliyorum. Bana sürekli yalanlar söylüyor. Aldatıyor beni biliyorum. Hemde sonu gelmeyen ilişkilerle aldatıyor. Adi .rospu! Kaç farklı kişinin altında inliyor acaba! Onu bulup öldürmek istiyorum."
"Aldattığı erkeği mi? Yoksa sevgilini mi?"
"Her ikisinide"
Yanındaki yastığı aldı. İki yandan yastığı sıkmaya başladı. Yanlardan içine çöken yastık bambaşka bir şekle büründü.
"Benden yakışıklılar mı acaba?"
"Sence ben yakışıklı mıyım?"
"Konumuzla ne alakası var? Ben sana burada derdimi anlatıyorum senin sorduğun soruya bak!"
"Haklısın. Pardon"
Yastığı iyice sıkarak "beni aldatıyor .rospu!"
"Sen aldatmıyor musun?"
"Bir erkeğin aldatılmasıyla bir kadının aldatılması bir değildir. Hem sen hiç aldatıldın mı sanki? Nereden bileceksin bu duyğuyu?"
"Herkes bir gün aldatılır"
"Saçma sapan konuşma! Hem sen kimden yanasın?"
"Sence?"
Elini kızın sevgilisinin bacağına koydu. Kasıklarına doğru gezdirmeye başladı. Ufak kıpırdamalarla karşılık alınca; "Bu gün yine çok ateşlisin" dedi.