SAHNE: 1 Hapishane Önü Dış / Gün Ahmet-Kapı Görevlisi
Hapishanenin demir kapıları görünür.
Görüntü giderek kapıya yakınlaşır. Kapı ağır
ağır açılır. Ahmet, elinde siyah bir poşetle
görünür.
Kapı Görevlisi: Geçmiş olsun Ahmet kardeş.
Ahmet: Sağol.
Kapı Görevlisi: Bir daha düşme buralara, sana göre değil buralar.
Ahmet, konuşmaya niyetli görünmez.
Görevliyi başından savarak, dışarı çıkar.
Güneşli bir hava vardır. Güneşe doğru
bakar ve gözleri kamaşır. Etrafına bakınır.
Görünürlerde kimse yoktur. Tek başına
kaldırımdan yürümeye başlar.
SAHNE: 2 Kalabalık Bir Cadde Dış / Gün Ahmet
Dönemeci döner dönmez olduğu yerde
çakılıp kalır. Yoğun bir trafiğin ortasına
düşmüştür. Kaldırımdan ona çarpa çarpa
geçen ve hızla yürüyen insanlar vardır.
İnsanların arasında zorlukla ilerleyebilmektedir.
Mümkün olduğunca hızla yollarda yürümeye
çalışır ve hiçbir tarafa bakmamaya gayret
gösterirken bile, bazen vitrindeki birşeye,
bazen yanından geçen bir kadına, bazen de
hızla geçen bir arabaya gözü takılarak ilerler.
Bir otobüs durağından otobüse biner.
SAHNE: 3 Kalabalık Bir Cadde Dış / Gün Ahmet
Otobüsten indiğinde Bebek tabelasını
görür ve gülümser.
SAHNE: 4 Bebekte Sakin-Nezih Bir Sokak Dış / Gün Ahmet
Sonunda sakin bir yere gelmiştir. Sokaklar
daha nezih ve sakindir. Kafasını kaldırarak
evlere bakar. Bir çoğu firma olmuştur.
Yol kenarında küçük bir parka gelir ve
kenardaki bir banka oturur. Bankın
kenarında bir ısırık alıp bırakılmış kağıt
içinde bir hamburger bulur. Önce koklar
ve yemeye başlar. Bir yandan karnını
doyururken bir yanda da etrafına daha
dikkatli bakmaya başlar.
Parkta birkaç kadın ve birkaç çocuk vardır.
Çocukların oyunlarını seyreder bir süre.
Bu esnada aynı sokakta yirmi yıl önce
yaşadıklarını düşünmeye başlar. Geçmişin
hayali canlanmıştır hafızasında.
SAHNE: 5 (flasback) Aynı Sokağın 20 Yıl Önceki Hali Dış / Gün
Ahmet’in Gençliği – Seyfo – Mehmet - Hamit
Ahmet’in genç hali, bankın önünde gördüğü
kaldırımın önünde 3 kişiyle yürümektedir.
Heyecanlıdırlar ve evlere bakınmaktadırlar.
Seyfo: Oğlum, kaç gündür gözlüyorum bu evi.
Hamit: Bu gece mi giriyoruz?
Seyfo: Dedim ya, kaç gündür gözlüyorum bu evi. Bu akşam evde olmayacaklar. Bir daha bu şansı bulamayabiliriz.
Mehmet: Sen ne diyorsun Ahmet?
Ahmet: Bana uyar. Girelim.
Mehmet: Tamam o zaman gidelim şimdi. Çok fazla görünmeyelim etrafta. Dikkat çekiyoruz.
Üç adam kendi aralarında konuşarak
uzaklaşırlarken Ahmet, arkalarından bir
sigara yakarak onları takip eder.
SAHNE: 6 (Flashback) Ahmet ve arkadaşlarının sığnağı İç / Gece
Ahmet’in Gençliği – Seyfo – Mehmet – Hamit
Ahmet ve üç arkadaşı derme çatma bir
sehpanın üzerinde hem yemek yer hem
de planlarını son kez gözden geçirmektedirler.
Ahmet, daha çok dinleyici pozisyonundadır.
Hareketlerinden sessiz ve mesafeli biri olduğu
anlaşılmaktadır. Diğer üç kişi hareretli hararetli
konuşurlarken o genellikle dinlemekte ve bazen
birkaç kelime laf etmektedir.
Seyfo: Ozaman anlaştık değil mi abi, içeri kilerin penceresinden giriyoruz.
Hamit: Sen eminsin dimi? Açık o pencere her zaman. Geçen sefer ki gibi olmasın da.
Seyfo: Abi kilidini bile gevşettim garanti olsun diye.
Hamit: Ne bileyim, sana güvenmek zor geliyor bana. Abi acaba gidip bu gece bir keşif mi yapsak? Ben güvenmiyorum bu lavuğa.
Seyfo: Abi evin sahipleri yok bu gece diyorum sana neden anlamıyorsun? Başka gün nereden bulcaz?
Ahmet: Amma tantana ettiniz. Gidelim saat geldi. Hep birlikte kalkıp evden çıkarlar.
SAHNE: 7 Aynı Bank Dış / Gece Ahmet – Fgr.
Ahmet, oturduğu yerden kıpırdamamıştır.
Evlerin ışıkları yanmış, balkonlarda
yemek yiyen aileler görünmektedir. Bazı
evlerde çocuklar masaların etrafında
oynaşmakta; bazı balkonlarda ise genç
çiftler romantik akşam yemeklerini
yemektedirler. Ahmet, bu sıcak aile
manzaralarından etkilenmiş görünmez.
Evlerin içine donuk gözlerle bakmaktadır.
Kafası bambaşka yerlerde gibidir.
SAHNE: 8 Aynı Bank Dış / Gece Ahmet – Polis
İyice gece bastırır. Evlerin ışıkları teker
teker sönmeye başlar. Sokaktan tek tük
insan geçmektedir.
Ahmet oturduğu banka, poşetini başına
yastık yapıp uyuklamaya başlar.
Bir polis otosu devriye gezerken tam
onun önünde durur ve bir polis ona doğru
yaklaşır.
Ahmet yattığı yerden hafifçe doğrularak
polise bakar.
Polis: Burada yatamazsın. Kalk.
Ahmet: Sebep?
Polis: Yatakhane mi lan burası? Kalk dedim.
Ahmet: Kime zararım var?
Polis: Kimliğini ver.
Ahmet, cebinden kimliğini çıkarıp polise
uzatır.
Polis kimliği incelemek için, aracına gidip,
geri döner.
Polis: Hükümlüymüşsün. Aldırtma kendini karakola. Hadi bas git buradan.
Ahmet: Hiçbir suç işlemedim.
Polis: Parklarda yatmak kanuna aykırı hemşerim, hadi bas git. Hakkında şikayet var.
Ahmet: Ben çok yattım banklarda.
Polis: Uzatma da toparlan git hadi. Tekrar geçtiğimde seni burada bulmiyim. Alırım içeri. Derdini komisere anlatırsın.
Ahmet, poşetini alıp ağır ağır gecenin
karanlığında kaybolur.
SAHNE: 9 Atölyelerin, İmalathanelerin Bulunduğu Bir Sokak Dış / Gün
Ahmet - fgr
Sabahın erken saatleridir. Tüm gece
boyunca hiç uyumadığı yorgun
suratından anlaşılan Ahmet,
imalathanelerin bulunduğu bir sokakta
yürümektedir. Nereye gideceğini bilir
gibidir.
Sokak çamurlu, karanlık ve pistir.
Biraz ilerledikten sonra bir marangoz
atolyesine girer.
SAHNE: 10 Atölye İçi İç / Gün Ahmet – Murat – fgr.
İçeride işçiler çalışmakta, etrafta talaşlar
uçuşmaktadır. Doğruca üst kattaki
müdüriyete çıkar. İçerde bir adam
masanın başına oturmuş çalışmaktadır.
Kapıyı tıklatır biraz bekler ve açar.
SAHNE: 11 Müdüriyet İç / Gün Ahmet- Murat
İçerisi 1980’lerden kalma eski ve
dağınıktır.
Murat: Buyur?
Ahmet: İyi günler. Murat Karaman’ı arıyordum.
Murat: Benim.
Ahmet: Ahmet Giray. Mehmet Usta’nın hemşerisiyim. Hani başın sıkışırsa demişti, Murat Ağabey’e git. İş arıyordum da.
Tokalaşırlar. Murat ona sandalyeyi
gösterir oturması için. Ahmet oturur.
Murat: Mehmet Usta’yı tanırım. Çok emeği vardır burada. Ne iş yaparsın?
Ahmet: Ne iş olsa...
Murat: Ne işte çalıştın daha önce?
Ahmet: Hapisten yeni çıktım.
Patron Murat’ın yüzü asılır. Biraz
düşüncelidir. Susar.
Murat: Neden yattın?
Ahmet: Adam öldürme. Kazayla ama...
Murat: Bak Ahmet kardeş, Mehmet Usta’yı severim. Ancak işler malum, adam açığı yok, hani işi bilsen diycem Mehmet Usta’nın hatrına ama... Kusura bakma, belki daha sonra...
Ahmet, sadece başını sallamakla
yetinir. hiçbirşey demeden atolyeden
çıkar.