Gecenin
bilmem kaçı… Annem bağırıyor oturma odasından:
“kızım
uyudun mu?
Evet,
uyudum anne diyorum içimden. Yıllarca uyumuşum ben, uyutulmuşum bilmeden.
Gözlerim
tavanda. Bir şeyler arar gibi göz gezdiriyorum. Tavan sanki hayatımın özetini
gösteren ekran! Yaşadıklarım canlanıyor…
Aldatıldığımı
görmediğim, bilmediğim zamandaki gözlerine bakışım; ne sıcak, ne içten, ne
sevgi dolu…
Aldatıldığımı
gördüğüm andaki bakışım ise; ne soğuk, ne yabancı, ne nefret dolu…
Aşk,
bir günde böyle bitiyor demek ki…
Oysa
bir ömür sürecek sanırdım,
Kollarında
ölmeye hazırdım.
Belki
aldatıldığımı bilmeden,
O
kollarda bir çocuk gibi avutulmuşum…
Sorular
kafamda çığlık çığlığa. Ne zamandır aldatıyor beni. Ne aralar yaptı bunu. Ben
kızımıza hamileyken mi? 20 yıllık evliliğimizdeki şüpheli var mıydı diye
düşündüm. Güvenim yıkılıyor ve sanki her soluğunda beni aldatılmış gibi yorumluyorum.
Belki
çok sık görüşüyordu onunla.
Belki
aynı kişi değil yirmi yılda 20 kişi değişti…
Eğer
aynı kişiyse ve aldatma nedeni aşksa, boynumu büküp kabulleneceğim belki
affedeceğim bile…
Ama
bütün derdi gönül eğlendirmekse onu ölene kadar affetmeyeceğim.
Neden
aldattın beni neden?
Neden
soramıyorum? Neden bu çekincem! Sen aldatmaya utanmamışken bendeki bu
sessizlik, boynu bükükllüğün nedeni ne!
Kızım mı…