 |
Mhmt D
10.3.2013 19:41
özgürlük yok galiba... varsada kısıtlı hep bir sisteme uyma telaşı ve toplum içinde mücadelede bir yere gelmek... bu uğraşmak didinmek iki ayağının üzerinde yürümek bunlar özgürlüğü yok ediyor.. özellikle türkiyede zor özgürlük sokakta karısını döven adam toplum içinde yüksek mevkiilere yükselirken sevişen bir çifti ayıpla karşılıyoruz vs.vs. kısaca bu konuda güzel bir şiir var bülent ecevitin özgürlüğü yitirdik dostlar ardından bir çift sözüm var
havaya benzerdi biraz varlığı duyulmazdı özgürlüğün yokluğu dayanılmaz .. yok artık dostlar ağlamanın yararı ellerimizle kazıldı özgürlüğün mezarı
kendimizi gömdük içine |
|
|
|
 |
asd fgh
10.3.2013 22:30
Özgürlük, kişiye göre değiyordur belki, kimi, şarkı söylerken, kimi, hayal kurarken, kimi de yalnızken özgürdür(benım oldugum gibi). Ama aslına bakarsak herkes birine bir yere, bir şeye mahkumdur, hiç bır zaman tam olarak özgur degıldır bence.
Kalemıne saglık guzel olmus. |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
10.3.2013 22:39
Mehmet, haklısın sanırım toplumun değer yargıları bağlıyor bütün özgürlüğümüzü, şekil veriyor. Teşekkürler yorumun için. İbrahim, bir tek yazarken tam olarak özgür hissediyorum ben kendimi, bu da bir şey... Çok teşekkür ederim yorumun için. |
|
|
|
 |
Nevzat Nuri Öztürk
11.3.2013 12:56
Sorumlulukların ve zorundalıklarındır senin herşeyin.
Bir güm sorumluluklarından kafanı kaldırıp, zorunluluklarını omuzlarından silktiğinde büründüğün yeni imajındır.
Özgürlük, herşeyini kaybetmektir.
|
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
11.3.2013 18:02
Öyleyse, özgürlüğü delicesine istemek niye? Her şeyimizi kaybetmekten korkarken, bu kadar cezbedici olan ne? Nevzat, teşekkür ederim yorumun için. |
|
|
|
 |
Mhmt D
11.3.2013 19:53
bana göre özgürlük yoktur bu durumla insan kendisini, hayatın anlamsız olduğu sonucuna ya da tanrıya inanmak, bir dine yapışmak konusuna iteler intihar ya korkulardan dolayı yapılmak istenilmez ya da hayata anlam katmak için devamlı arayış içindeyken bu düşünülmez... devamlı bir arayış içindesin.. arayış özgürlükle eş değerdir.. dağın başına bir kayayı çıkaracaksın Tam çıkardığı sırada taş aşağı yeniden yuvarlanır, taşın ardından bakarsın aşağı inip tekrar taşı çıkarmaya çalışırsın bu kısır döngüyü trajik yapan da her deneyişinde tekrar düşeceğini bile bile taşı çıkarmaya gayret etmendir. asıl olguysa özgürlüğü aramanın bu olduğudur saçmanın saçması özgürlüktür taş devamlı yuvarlanır sense geri çıkarmaya devam edersin halkanın etrafında dönersin arayış ve saçmaysa insanın intiharını geciktirir işin aslı özgürlük daima olmayan bir şeydir ne yaparsan yap kısır döngüde dönüp durduğun saçmanın kendisidir.. |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
11.3.2013 20:05
Şayet özgürlük yok ise, yüzyıllardır süren bu arayış niye? Bence insanların yaşamlarını anlamlandırma çabasından daha öte bir şey bu. Bir yerlerde, bir şeylerin sonunda özgürlük var bence. Ama özgürlüğü herkes farklı algılayacak, herkes farklı bir tat alacak bundan. Ben bu olayın nihai bir sonu olduğuna inanıyorum. Özgürlük hiç yok ise kölelik diye bir kavram neden mevcut? Sorular çok. Cevap kısıtlı. Tartışılası bir konu. :) |
|
|
|
 |
Mhmt D
11.3.2013 20:27
bak köleleri bir gün serbest bırakmaya karar vermişler kölelere sormuşlar ne istiyorsun köle satın almak istiyorum demiş |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
11.3.2013 21:23
Hırstan kaynaklanan bir durum olsa gerek. :) |
|
|
|
 |
Mhmt D
13.3.2013 10:55
hırs değil köleler dahi köle istemiş yani insan öyle birşeyki insanlar yüzyıllardır bu düşüncelerden kurtulamamış... hep kayayı tekrar yuvarlanacağını bile bile yukarı çıkarmak... sisteme ayak uydurmak... ilkel çağa bakalım avlanırsın paylaşırsın, kadınlar çocuklarının babasını kendisi seçer, doğayla iç içe bir düzen var, kölelik yok herkez yaşadığı kadar sade ve özgür ve tertemiz... daha sonrasında bir özgürlüğü kısıtlama programı çıkıyor bu bir virüs gibi roma imparatorluğu hristiyanlığı kullanıp inançlardan özgürlüğü kısıyor daha sonrasında günümüze kadar gelen bir özgürlüğü kısma programı az empati kur bak görceksin eskiden sokak ortalarında çeşmeden su içerdik şimdi çeşmeyi yıktılar bana suyu dahi parayla satıyorlar imam dahi parasıyla cenazemin başında yasin okuyor üstelik gömüldüğüm toprak dahi parayla satın alınılıyor bir özgürlük var bir toprağa gömülmek bir yerde susadım mı su içmek denizi seyretmek sevdiğim kadınla sevişmek ama bi bakıyosun ya öldüm toprak yok susadım su bakkalda bakkal gece kapanmış su alamıyorum ee sevgilin oldu mu yok efendim bu böyle şu şöyle... bir özgürlük var ama bunların olduğu yerde yaşamaz bu yüzden türkiyede özgürlük yok 1939dan beri bak düşün diyorsun ki ben bu akşam içeceğim bin lira maaş aldın kira 600 elektrk su 100 peynir zeytin ekmek 300 kaldı 0 sevgiline hediye alacaksn öyleya ayakkabı alcaksn gömlek vs.vs.vs dünyaya geldin borçlu çıktın :D al sana özgürlük ya peki bunların tam tersi olsaydı bu yazıyı yazma gereği olmayacaktı
|
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
13.3.2013 19:13
Bu dünyadaki yaşama standartlarının bize getirdiği bir zorunluluk. Artık insan her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeyi öğrendi. Söylediğin o saf duygular artık bizim bilinç altımızda yatıyor. Bir gün içinde yaptığın fiillerin hepsi yaşama tutunmak oldu artık. Kaldı ki biz insanlar artık doğadan bile özgürlüğünü çalabiliyoruz. Kendi özgürlüğümüzü de kendimiz yok ettik. Özellikle Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğümüz başta olmak üzere. Ben empati kurabildiğime inanıyorum. Sen maddiyatın bizim özgürlüğümüzü elimizden aldığını düşünüyorsun. Bense daha çok dünyadaki değişen ve değişecek olan insanlık değerlerimizin özgrlüğümüzü kısıtladığı kanısındayım. He bu arada umarım sevgilin anlayışlı biridir. :) |
|
|
|
 |
damla su
13.3.2013 22:04
özgürlük diye birşey yoktur bence bahanedir herkes için hayattan bıkanlar için belkide.. |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
13.3.2013 22:25
Evet. Haklısın belki de, benim bahanemdir. |
|
|
|
 |
Mhmt D
14.3.2013 13:19
sondan başa doğru cevaplıyorum... maddiyat her zaman en iyi insanı dahi yoldan çıkarır bunun canlı şahitiyim... maddiyat en ön sırada insanın özgürlüğünü kısıtlar diğeride insanın bilinç altına işleyen sistemdir... bu nedenle dinsel bakımdan ya ateist olursun yada dindar ama her zaman derim türkiyenin %95i ateist insanın dinsel bakımdan korkuları dahi özgürlüğü kısıtlar... anne ben çorabımı yere attım sözünde annenin özgürlüğünü kısıtlaman, sana bağırması ve anneninde senin özgürlüğünü kısıtlaması gibi... çorabını çıkarırsın yere atarsın ve birilerinin kaldırmasını beklersin bakarsın ki kimse kaldırmıyor canın yanar duygusal patlamalar yaşarsın sonra kendin kaldırırsın sistem hep işler ya çorabını kendin kaldıracaksın ya da annen kaldıracak ee ne fark etti sonuçta çorap yerden kalkar neden üçüncü bir seçenek yok diyorsunya işte üçüncü seçeneğin bulunamaması bu tür soruları beraberinde getiriyor bu sefer napcaksın çorap giymeyeceksin parmak arası terlik giydin gezdin eve geldin sıkıntı bitiyormu... bitmeyor dinle ee ayağın nasır tuttu yada soğuk taşa bastın hastalandın insan saçmayı çözemedikçe özgür kalamaz.. mesela ben sana kendimi örnek vereyim 3 ay fındık bahçelerimizle uğraşıyorum yetiyor fazlasını istesem ali ağaoğluyla kanka olmustum şimdi :D ee toprağım var ekiyorum doğa bana veriyor ekstra ihtiyacımıda fındıktan karşılıyorum eve ihtiyacım var mı ya arabaya tabiki hayır insan ilk önce özgürlüğü kısıtlayan maddiyattan vazgeçmeli ki üçüncü şıkkı bulup çorap meselesini halletsin adam sisteme bağlanmış asgari çalışıyor sabah 8 akşam 8 aldığı 800 lira maaş ben sabahtan akşama geziyorum boş boş adam bana hava atıyor sor adama naptın ee ben okudum 0-6 hatırlamıyorsun 6-25 yaş arası ömrün okulda geçti 25-65 yaş arası çalıştın 65-... hastalandın emekli maaşını ilaçlara yatırdın geberdin hani özgürlüğün geçmişte naaptın çalıştım ben böyle değilim bu yüzden toplumdan dışlandım mesela bana çoğu insan adam ol der takmam bile ihtiyacını karşılayacak gücü olmayan napacak diye soracaksın her halukarda öleceğine göre sıkıntı yapmanın anlamı yok sevgili konusuna gelince sevgili insanın özgürlüğünü kısıtlayan başka faktördür bense kadına cinsellikle yaklaşmayıp bak altını çiziyorum yaklaşmayıp ama aşkın sevginin tutkulu bir yoldan geçtiğini savundum ama sistem denilen şey beni sapık yaptı bende birisiyle çıkmadım çıkamadım diyelim çıktığım bir kaç kişide fikirlerimi sapık buldu sevgili konusunda ortaya attığım fikir romantizmle ilgiliydi bu yüzden tutkulu dedim özgürlüğü tutkulu bir sevginin kısıtlamayacağını düşündüm ama dediğim gibi sapık oldum neyse konu bu değil :D asıl konu insanın aldığı karar dahi özgürlüğü bitirir evden çıkmak sahile gitmek internet kafeye gitmek para ile satın alınmayan çok şeyi yaptım hayatta aklına dahi gelmeyecek her türlü şeyi yaptım ama sanki birşeyler artık bitiyordu ben durumu kabullenmedim tamamen bir arayış içindeyim ama bu arayış özgürlük için değil... anlatamıyorum aslında anlatabilsem. kafam çok karışıyor klavyeden falan yazınca :D ikna gücüm hat safadadır 1 saatte insanı değiştirebilirim ama internetten olmayor :D kısaca özgürlük yok arayış saçmayı bulmak saçma bulunursa insan geri çekilir.. sana bir örnek daha belirli bir yaşa kadar eğlenirsin oraya buraya kendini atarsın bir yaştan sonra büyüdüğünü hissedir evlenmk istersin vs.vs. sanki bir şeyler değişir sistem dediğim şey kapitalizminde çözemediği birşey dünyanın kanunu komünizmin çözemediği tek şey hayat... bu da böyle birşey |
|
|
|
 |
Mhmt D
14.3.2013 13:24
kısacası özgürlük yok na libertista |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
14.3.2013 19:16
Açıkçası ikna kabiliyetinin yüksek olduğu fark ediliyor. :) Toplumun senin için ne dediği önemli değil, sen kendini nasıl görüyorsun, tanımlıyorsun önemli olan odur. Sen neysen osundur. Şu çalışan insanlar hakkında ki düşünceni doğru bulmuyorum. Bazılarımız senin kadar şanslı olamıyor. Bende belki o insanlardan olacağım. Sorulduğunda söyleyebileceğim tek şey çalıştım olacak belki de ama hayatın bazen sana dayattığı zorunluluklar vardır. Kabul etsen de etmesen de... Özgürlük yok belki de bilmiyorum. Umut etmek insanı hayata bağlayan en önemli nokta. Ben umut ediyorum sadece. :) |
|
|
|
 |
damla su
14.3.2013 21:57
mehmet sen en iyisi klavyeyi degiştir sözlerine katılıyorum bazılarına:D özlem katılıyorum sana özgürlük değilde umut diyelim :) |
|
|
|
 |
Mhmt D
15.3.2013 17:51
şanslı olmak değil zeki olmaktır.. tesadüf şans zorunluluk sadece akla dayanılan birşeydir... bazılarımız benim şansıma sahip olamazlar ama her insan şansını kendi yaratır şansı yaratmak kadere şekil vermek kısacası insanın yaptığı herşey özgürlüğü kısıtlar... hayatın sana dayattığı zorunluluklardan ötürü özgürlüğü ararsın ama bu yüzden bulamazsın konunun temeli bu.. benim çoğu fikrim saçmadır ama devirgendir. toplum seni zihninde canlandırır ben 21 yaşındayım toplum beni 17-18 sene kısıtladı ağzımı açmadım ama gördüm ki toplumun gördüğü insan olamayacağım çünkü benim hayatım gidiyor toplumun görüşü olmak için çırpındıkça batıyorum özgürlüğümde gidiyor bende başkaldırmaya başladım kimi terörist dedi kimi şerefsiz kimi sapık bu seni aklında tasarlayanların seni görmek istediği kişi olarak görmeyişidir toplumun özgürlüğü kısıtlamasınıda öğrendik böylece toplumun istediği insan olursan senin özgürlüğün kısıtlanır toplumun görmek istediği insan olamazsanda toplum seni ayıplar yine özgürlüğün biter... sen neysen odursun ben neysem oyum... bu yüzden yerleşik düzende insanlardan uzağım şuraya şiir yazıyorsun kaç kişi anlıyor hiç kimse yazdığın şiire kaç kişi senin yazdığın gözle bakıyor yine hiçkimse buradan bile sen neysen odursun sözünü çıkarabiliriz senin arayışlarınla yazdıklarınla ne demek istediğini biliyorum umut etmek ise insanın hastalığıdır en başa dönelim kaya; tanrının sana dayattığı zorunluluk illa tepenin başına çıkaracaksın yuvarlayarak peki tanrı; sen kayayı yukarı çıkarırken devamlı aşağı yuvarlanması tekrar tekrar çıkardığında aşağı yuvarlanacağını bildiğin halde çıkarmaya çalışman sırasında ne yapıyor hiçbişey sana dayatılan doğuştan zorunluluklar vardır dediğim gibi bu zorunluluğun adı hayat... hayatın getirdiği saçma... saçmayı çözmek için sana kim yardım edebilir annen mi babanmı sevgilin mi kendin mi... hepsi bir yere kadar seni getirir bir yerden sonra dere denize karışır... sense kurumuş dere yatağı olarak kalırsın bir zamanlar denize karışırdım dersin... sanıyor musun bir daha bu dere yatağından eskisi gibi su geçecek insanlar doğayı kirletti bir kere hiç bir daha su geçecek diye umut etme... yağmur yağsada insanlar yağmur suyunu biriktirip elektrik enerjisi barajlar yapmış doğanı kirletmiş bir kere... ben bir tanrının varlığına inanırım ama insana köpeğe verdiğim değer kadarını vermem özgürlüğünü kendi elleriyle gömerken kurunun yanında yaşı yani senide yaktılar... sense kurumuş dere yatağı gibi eskiden olduğu gibi yağmurun yağmasını bekliyorsun ama yukarda yağmur sularını biriktiren bir baraj var ve suyunu arka taraftan başka bir fabrikaya akıtıyorlar.. |
|
|
|
 |
damla su
15.3.2013 20:30
haklısın katılıyorum söylediklerine, öyle insanlar malesef var.. |
|
|
|
 |
Özlem Bozdağ
15.3.2013 21:38
Şans yada başarı onu bilemiyorum seni tanımıyorum sonuçta, belki de cesaret seninki. Çünkü çoğumuz o cesareti kendinde bulamıyor. Bu arada yazdıklarının hiç kimse tarafından anlaşılmadığını düşünme bence. İçindeki yazma isteğini yok edersin. Anlaşılıyorsun ama farklı şekillerde. Eee ne yapalım düzen böyle eninde sonunda o kayayı bir yere oturtacağız elbet. Verdiğin örnekte anlatmak istediğin şey haksızlık herhalde. Önüne geçilemeyen suçlardan. Yine de her şey aynı kapıya çıkıyor. Sen neysen osun. Gerisi hikaye. :) Katılıyorum Damla, teşekkürler. |
|
|
|