HASTANE GÜNLERİ VE PSİKOLOJİ
Hastanede günler geçmeye alışmaya başlamıştım hatta eğlenmeye bile başarabiliyordum.Küçük bir balonum ve oynayabileceğim arkadaşlarım vardı.Bir oyun geliştirmiştik. Oyun kuralı balonu pencerenin üst kısmındaki açıklıktan geçirmekti.O bizim için eğlence ayrıca pes etmiyeceğimizin göstergesiydi. Sabah kahvaltıları vardı tabi.sabah saatlerinde çizgi film izler çay içer sert yağlı bir o kadar da lezzetli içerisinde yuvarlak dilimlenmiş sucukları olan tostumu yerdim ve bundan keyif alırdım. Hastanede arkadaşlık unutulmazdı.Herkesin bir problemi dolayısıyla içinde yaşadığı ama dışarı yansıtmadığı dertleri sorunları vardı. Yatakta yatmak benim için sorundu çünkü hiperaktif bir çocuktum.Günler bir şekilde geçiyordu. Doktorlar gelip gidiyor,asistanlar bizi görüyor onlar öğreniyor bizde ağızlarından çıkacak bizi tatmin ve memnun edecek sözleri kelimeleri bekliyorduk. Bir gün doktordan azar işitmiştim.O gün çok iyi hatırlıyorum.Dikişlerim alınacak iyileşme yolunda ilk adımımı atacaktım. Doktor ayağımdaki dikişlerden bir tanesini çektiğinde canım acıyor yada korktuğumdan bağırıyordum o güne kadar pek problem çıkarmış bir hasta değildim belki onun belkide yorgunluğun verdiği bir öfkeyle doktor sinirlenip bağırmıştı bana. Hastanede beni mutlu eden olaylar dan bir tanesi annemin başımı yıkamasıydı.O bile beni mutlu etmeye yetiyordu. Bütün stresim annemin kafamdan aşağıya döktüğü su ile akıyor moralim düzeliyordu. Hasta bir insana bakmak hem bakan hemde yaşayan için çok zordu.Stresli,duygusal tıravmaların üst seviyede olduğu kaybetme duygusunun bazen doruğa ulaştığı bazen güzel bir haberle dibe vurduğu değişken duyguların yer aldığı bir döngüydü. Hastanede bir çok zorluklarla yarışıyor o zorlukları aşmak için yarışı zaferle sonuçlandırabilmek için eforun maksimum seviyede olması gerekiyordu.Moral çok önemli faktörlerden birisiydi. Haftalar geçtikçe özlemler duygular suyun yüzüne çıkıyor ziyaret günleri iple çekiliyordu.Kapıdan girecek kişi heyecanla bekleniyordu. içeriden giren kişi seni birazda olsa hastaneden uzaklaştırıyordu.Özlem bir nebzede olsa bastırılıyordu.
Ailen senin için üzülüyor yıpranıyor yıpranırken de bir şekilde daha çok bağlanıyor.Böle durumlar da ailene karşı sorumlulukların artıyor. Çünkü senin için güçlü olmaları,duygularını içlerinde yaşamaları seni mutlu etmeleri,en önemlisi acını paylaşmaları gerekiyordu.Onların bu yaşadıklarını senin iyileşerek ödemen lazımdı.
|