1
Trenler bir sihirbazın
büyüsüdür en muazzam
binilir, gidilir, dönülmez
2
rüzgar olsam ilkbaharda
esse dursa başım
havalarda
3
denizin kokusunu aldım
kayıkların melteminde
gün doğar mı sabah
dağların sırtından
sırtında yüreğime
4
hiç havam yok
ben ki boylum boyunca
uzanmışım çimenlerin üzerine
içmeyipte ne yapacağım?
5
illegal hayaller kurarım
illegal türküler söylerim
izlediğim manzaram illegal
tuttuğum eller illegal
illegal yaşarım
illegal ölürüm!
6
Hayalini kurduğumuz dünyada
çiçekler açardı gürültüyle
yağmurlar doğum sancısı çekerdi
baharla güneşi doğururdu
avuçlarımıza sabahları
uzaklarda çok uzaklarda
bilirdim şarkilar söylerdi kuşlar
şimdi toz bulutları kalkıyor sokaklarda
ağaçlar yanıyor
şarkılar çalınmıyor
deniz çekiyor sularını kaburgalarda
odama ışık vurmuyor
ağlıyor bir şilep omuzlarımda
sırtımda bombardımanlar durmuyor
gündüz ve gece
1
Ne güzeldi her sabah
uyanışım bembeyaz odamda
güneşin doğuşu
çay, sigara
kuşların cıvıltıları
insan sesleri
şimdi gece bitmiyor
güneş girmiyor penceremden
gittiğimden mi nedir
ötmüyor kuşlar
konuşmuyor insanlar
.2.
bir memleket gizliydi, bilirdim
ellerinden sular akardı kuruyan bedenime
güneş doğardı gözlerinden
ve batardı tekrar doğmak için
bulutlar geçerdi kirpiklerinden
saçlarım titrerdi
kalbin şarkılar söyler
bir günüm senle biterdi
memleketim, memleketemi özledim
Serçe
Avucumda tutardım
çarpardı kalbin hızlıca
gitmek isterdin
salıverdim gökyüzüne
özgürlüğü gördüm
bir uyanıverdim bulutlar
arasından süzülüyor atmaca
yakalandın pençelerine
bana koşamadan hızlıca
ölümü gördüm
Karım valentine
kasım, yağmur ve soğuk
çırılçıplak ağacım
dallarım budaklarım;
elim ayağımdır
bir çatı kat huzuru
yağmur sesi
ve sessiz
ve damlara vuran damlalar
sanki sabaha kadar
kalbimin ziline basıp
kaçarlar
kasım, yağmur ve soğuk
karım güzel karım
çırılçıplak soyunup yapraklarından
rüzgarlarımın uğultularında
dik hür ve ayakta
yağmur ve soğukta
dünya
Bana bir türkü söyle
çocuksam, üşümüşsem
korkmuşsam karanlık odada
masum gözlerimle bakıyorsam
sağıma soluma
türkü söyle
nasıldır de
sımsıcak ülkelerin manzarası
göçebe kuşlar gibi
göçüyor dalgaların köpürtüsüyle
gözlerimin önünden
yârin hayali
bana bir elma şekeri al
parklarda oturmayı anlat
serçeleri, güvercinleri
eserken rüzgarlar
zil çalıyor mu
bir kadının etekleri
bana bir dünya ver
içinde yemyeşil ağaçları
börtü-böcek ve köpekleri
ve iyilik melekleri
ve insansız, kötülüksüz
masmavi bir dünya
uçuşsun dar günümde
rengarenk kelebekleri
roman
bir romanın
eski ve tozlu
sayfalarında okumuştum;
hayallerine kavuşuyordu
toplumun dışladığı insan!