Sabahın ilk ışıklarının vurduğu parkın demir salıncağında oturmuş sallanıyordum bu zengin semtin parklarında da yoktu öyle içenler her türlü pisliğe bulaşmış insanlardan .. Herkes nedensizce birşeyler yapmazdı, kimse nedensizce içinde bank köşelerinde sızmazdı . Onların da yaşadıkları vardı . Soğuk demir ıslak vücudum ile buluşunca başta biraz üşümüştüm sonra ise her zaman olduğu gibi alışma evresi . salıncak bir ileri bir geri sallanırken yerdeki kumları seyrettim bir süre sonra her zaman ki yaptığımı yapıp usulca saydım. 1... 2... 3... Geçecek herşey 1... 2... 3... Şimdi iyiyim Hınzırca gülümseyip ayağa kalktım. ☁☁☁ Gece yürüdüğüm O yollardan tekrar geçip evi buldum Usulca girdim kapıdan içeri her şey eski haline dönmüştü yukarı kata ilerleyip odama girdim üstündeki ıslak kıyafetlerden kurtulup sıcacık bir duşun verdiği rahatlama ile insanın tertemiz kıyafetler giymesinin verdiği o his işte o his çok güzeldi. Aşağı kata indiğimde tekrar her zaman ki tekrarlarımı yapıp kahvaltı hazırladım ve yine hiçbir şey yemeden ufak çaplı bir temizlik yapıp pars'ı uyandırmak için odası a çıktım Dipnot : Pars kimseyle uyumaz . Sanki kitaplardan bir karakterdi beyefendi kimseyle uyumazdı hanım bey kişiliğinin getiri olacak ki yatma haricinde yakın temasta asla bulunmayı sevmezdi . Koridordan ilerleyip geniş kapıyı açtım , ve usulca yatağa doğru ilerledim Hafifçe uyuyan parsın yanına uzandım ve onu izlemeye başladım Ufak burnu ve çıkık elmacıkları en göze batan özelliğiydi ve birde sürekli kırmızı dudakları vardı . Hafifçe burnunu buluşturdu ve usulca gözlerini açtı . Sabah uyanmasının verdiği sersemlikle çift çıkan sesi ile konuştu ' Beni mi izliyorsun ? ' Genişçe sırıttım ve kafamı salladım. 'Evet , seni izliyorum' Utanmazca verdiğim cevaptan hoşnut olmamışcasına yüzünü buruşturdu. ' Beni seyretmeni sevmiyorum .' Ve başka bir ters cevap . Kendimden emin bir şekilde gülüşümü genişlettim. 'Ama ben seni seyretmeyi seviyorum .' ' Beni seyret menden rahatsız oluyorum , sevmediği insanların beni seyretmesinden hoşlanmıyorum.' Dedim ya size benim gururum delik deşik... Hafifçe güldüm. ' Yinede seni seyredeceğim , ama daha sonra saat geldi uyanıp kahvaltı yapmalısın.' Yataktan toparlandım ve seri bir şekilde oda'dan çıktım . Merdivenlerden hızla inip oturma odasına geçtim ve sabahları yayınlanan çizgi filmlerden birini durdurup izlemeye başladım , henüz iş saatim gelmemişti . Uzunca bir süre izledikten sonra biten çizgi film kuşağının ardından giren reklamlar işte bu çok kötüydü ... Gereksiz bir hüzün sonrası işe gitmek için kapıya ilerledim arkamdan parsın geldiğini görünce hızla ona döndüm . ' Pars beni işe kadar bıraksana .' Beni iterek yolunu açtı ve cevap vermeden ilerledi hafif sektelesemde umursamadan peşinden gittim . ' Pars bir kerecik ha lütfen .' Umursamazca başını salladı. ' istemiyorum .' ' yarın ki partiye senin peşinden gitmeyeceğim ,söz .' Hafif durakladı ve bu kaçırılmaz cazip fikri düşünmeye başladı. ' kesinlikle gelmeyeceksin eğer gelip her zaman ki gibi yakama yapışırsan ç-' Lafını uzamasına izin vermeden kestim 'Peki , tamam söz.' Memnun olmuş adına kafa salladı . ☁☁☁ Oturduğum koltuktan daha fazla rahat etmek için iyice yayıldım uzun süredir bu konforla işe gitmiyordum hayır aslında bu ilk sefer . İlk defa biri arabayla işe bırakıyordu 8 aylık sevgilim ilk defa beni işe bırakıyordu ve nerede çalıştığımı öğrenecekti . ' Vardığımız da iş yerimi gezmek ister mısın ' Cevap kısa ve netti ' Hayır ' 'Peki başka zaman gezersin ' ' başka zaman gezmeyi düşünmüyorum .' 'Peki , sende gezmeyi ver canım ' Sarsakça ortaya attığım kelimeler. 'Adresi doğru yazdın değil mi ' 'Neden sordun ? ' ' Ne demek neden ? Sanayi de çalışmıyorsan yanlış geldik .' ' Ah, kusura bakma pars yanlış yazmışım da . Dudaklarım sinsice kenara kıvrıldı. ' Eğer sanayi bölgesinde arabadan atılmak istemiyorsan Yade doğru adresi yaz .' Şapşalca sırıtarak doğru adresi yazdım GPS'e . En azından biraz daha fazla vakit geçirdik . Çalıştığım dükkan kendini belli edercesine Kırmızı kepenkleri ile duruyordu . Emniyet kemerimi usulca yerinden çıkardım ve arabanın kapısını açarak kendimi dışarı attım . Tam ilerleyecekken adımları geri döndürdüm ve cama tıkladım . Cam usulca açılırken içeri eğildim. ' gerçekten gelmek istemiyor musun ? Bana dönmeye tenezzül bile etmedi ve yüzüme kapanan bir adet araba camı. Topuklarımda geri dönerek dükkana ilerledim. Aldatılmış ezik bir kadının duruşu bile belliydi. Toplumda bir insanın duruşundan onun nasıl biri olduğunu anlayan insanlar vardı bu biraz ezikçe hissettiriyordu kendimi. Adımımı atmış olduğum dükkan kepenklerine baktım neden kapalıydı ? Halil amcaya sormak aklıma geldi. Yandaki Halil amcanın yerine girdim. Ufak bir butiği vardı içeri girdiğim de hafifçe gülümsedim. ' Halil amca ...' içeri seslendim fakat çıkan ortaca yaşlarda bir hanım oldu. 'kızım Halil yok bu gün ben kardeşiyim ,ne soracaktın ?' Hayal kırıklığı ile yüzümü astım ne oluyordu böyle bu iki arkadaşa bir dükkanı açmamıştı bana bile haber vermeden . ' Nereye gitti teyze ?' Kadın haifif kırgınlıkla söylendi. ' Yandaki dükkanın sahibi Halilin yakın arkadaşıydı kaç yıllıklar kim bilir o dün vefat etmiş bu gün cenazesi var kızım ona gitti bu hafta boyunca o da açmayacak dükkanı sadece bugünlük ben açtım .' Yan dükkanın sahibi mi ? Hafif titremeye başlayan vücudu dengede tutamıyordum . ' Hasan amca ...' yavaşça titreyen sesim ve kızaran gözlerim .. ' Hah evet Hasan , rahmetli mekanı cennet olsun.' Burnum yanıyor ve karnım ağır bir darbenin mağduru ... ' Teyze ne diyorsun sen ? şaka demi ? şaka...' hafif bir baş dönmesi yavaşça hissizleşmeye başlayan vücudum . ' Kızım iyi misin ? ha geç otur şöyle' Kolumdan tutup oturtmaya çalıştığı tabureye baktım Hasan amca ne çok otururdu oraya öyle ... Kolumu sarsakça çektim bilinçsizdim . ' iyim ben , sağ olun.' Yavaşça çıktığım dükkandan bilinçsizce sağa sola attığım adımlar . Hasan amca ... Bana dünyada yaşayan ve sevildiğimi hissettiren şefkatle yaklaşan tek insan . Siz hiç birini kaybettin mi ? Ben de hatırladığım süreçte kimseyi kaybetmemiştim ama öncesi bilmiyordum . Yüreğim parçalanıyordu ve hıçkırıklar bir bir düğümleniyor... Bu acı , sanki daha öncede varmış gibi bir his, ve gözümde canlanan Hasan amca... O'nun daima destek çıkışı ve geçirdiğimiz iki yılın sanki uzun bir ömür boyu benimleydi gibi. Ben den sanki bir baba çalmış gibiler , ben baba nasıl sever bilmem ki hatırlamam . Hasan amca haberim bile tanımadığım bir insandan olmuştu ve bir adım daha .... Ani bir araba freni ve kolumdan tutulup çekilişim ,ve garip insan uğultuları ardından gelen sıcak bir göğüs. Kafam Allah bullah dı henüz kendime gelememiştim . Bulunduğun gögüsten kafamı kaldırdım ve tanıdık bir yüz. titrek ve ürkek çıkan bir ses ' Pars .' Sonra pek bilinçli olmadığım dakikalar .... İnsanlar önce yanındayım diyip sonra bir anda seni terk mi ederler di ? *** ' Hasan amca geçmişim yok benim ,hatıralarım bile yok ne kadar değerim var ki ? ben ezilmek için gelmişim dünyaya .' ' Benim güzel kızım , o zaman kendine bir geçmiş biriktir , kitapları oku ve o hikayelerden kendine bir geçmiş seç .' *** ' Hasanamca birini seviyorum , ama o benden ölesiye tiksiniyor gibi ...' ' Vazgeç kızım ...' ' Ama amca çok seviyorum bana iki çift yalan söyledi Herkesi tavlamak için kullandığı iki klasik laf ama ben bile bile sımsıkı tutunuyorum o kelimelere.' ' Ah be güzel kızım bu kalbini etrafına da göstersen .... Kalbinin istediğini yap . Yap ki sonradan pişman olma .' *** Geçen dakikalar ... saatin tik tak sesleri ve uğultulu sesler . Usulca açtığım gözlerimi alan loş bir ışık ve yavaşça alışmaya başlayan gözlerim. Neredeyim ben ?. Vücudumun uzandığı rahatsız edici sünger , kıpırdanarak kalktığımda bir hastane odasında olduğumu fark ettim . Hasan amca ... İlk aklıma gelen şey . Koluma takılı olan serumu çıkardım ve yerde duran ayakkabılarımı ayağıma geçirdim kim getirdi nasıl geldim bir fikrim yoktu ama burada da duramazdım . Hızla ilerlediğim odanın kapısı açtım önüme gerilen bir erkek vücudu . Kafamı kaldırdığımda şaşkınlıktan irice açılan gözlerim . 'Pars , burada ne işin var ?' Yeni sakalları çıkmakta olan yanağını sıkıntı ile kaşıdı hatırlamıyor musun ? ' neyi ?' ' Telefonunu unutmuşsun araba da lazım olur diye geri döndüğümde dükkan kapalıydı biraz ilerlediğimde araba çarpmak üzere kurtardım seni . Hayatını bana borçlusun .' Neden zamanlaman bu kadar kötüydü pars , neden sana ihtiyacım varken beni tersliyorsun ve neden en gereksiz zamanlarda hamle yapıyorsun ? ' Öyle mi ? borcumu daha sonra ödeyebilirim değil mi ?' Buz tutmuş kaskatı kesilen bedenim ağlayamamak .... ' Hayır ola yarın ki partiye gelmeni istemediğim için mi trip atıyorsun .' Haifiçe soludum. ' Hayır ' ' Güzel o zaman , doktor soğuk aldığını söyledi ve tansiyonun düşmüş birden ateşinde varmış zaten bu yüzden bayılmış sın serum taktılar iyileşirmişsin .' Her şeyi bir serum geçiriyorsa pars...insanlar neden bu haldeler ? ' İyi ..' dedim mecalim yok muşçasına . ' Sen de pek etki etmemiş gibi hemen çıkarmışsın . İnan seninle uğraşamam Yade sadece serumun bitsin eve götüreyim seni ve bende oradan arkadaşların yanına geçeceğim uğraşmak istemiyorum.' Sinirlendim , neden her zaman yaptığını yapıp bırakıp gitmiyordu ki... ' Pars , ilgilenmene gerek yok sadece nereye gitmek istiyorsan git . Neden bu sefer bekliyorsun ki ?' Cevap vermesini dinlemeden ilerledim pars inan bu sefer senin nefretini kusan gözlerin altında kalıp kendime daha beter eziyet çektirmek istemiyorum , ama şuan o kadar çok ağlayacak omza ihtiyacım var ki ... Hastane koridorlarında ilerleyip yangın merdivenlerine girdim yavaş adımlar ile ilerlerken artık ayaklarım beni taşıyamayacak hale geldiğinde duvara sürtünerek yere oturdum. Pars.... Keşke biraz anlasan beni azıcık şefkat göstersen de ben de ağlasam hıçkırıklarla . Çünkü akıtamadığım gözyaşlarım içimi ağırlaştırdı pars
Akıtamadığım göz yaşlarım,Beni öldürüyor.... Not : merhaba :D öncelikle okuyan ya da yeni okumaya başlayan hikeyenin birinci bölüm ve tanıtımını profilimden bulabilirler iyi okumalar yorumunuzu eksik etmeyin :D

|
|
|

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar
|