"Geldim.
Elimde büyük rakı, 4 levrek...
Körfez cepheli balkona çıktım.
Çoban salata hazır, kadehler dolu, sigaralar yanık, balık o biçim...
Arka fonda Ezginin Günlüğü, arada Yaşar KURT...
Karşılıklı değil, yan yana 2 sandalye, masanın manzaralı tarafında...
Ben her zamanki gibi 2 biramı içip gelmişim huzur dolu evime...
Çünkü;
Sana gelen yol bile sanki bir ömür, o yol biter mi hasretinin efkarından...?
Saat Yaz vakti 16: 00 suları...
Hafif gün batımı...
Ölmekten korkmayan ben, seni yalnız bırakmamak için ölümden korkarım.
'Seni seviyorum..!'"...
Oysa ne, böyle bir kadın, ne de, Yaşar KURT var evimde...!
Sadece rakım, manzaram, yalnızlığım, özlemim ve Haluk LEVENT var.
"Anlamadın." Dercesine...