Beni griye boyadılar. İçimdeki gökkuşağını her sabah duvara çiviliyorum. Yıldızlarsa tavanımda ölü bebekler gibi üzerine sarkmakta. Birini sevsem ağız dolusu, günahkar olurum. Bir doğruyu bağırsam, hain… Şimdi burada bir şarkı söylesem, infaz olurum. Beni griye boyuyorlar. Duvarlar ve şehirlerle bir, hepten griye boyuyorlar bizi. Görmüyor musun? Ben şimdi boynumdaki kravatı gevşetsem ne, bileğimdeki zincirin sesi kulağımı çiziyor. Bir sırrı paylaşır gibi, bir ölüm haberinde tanımadığım insanlarla göz göze gelip suskunluk yemini ediyorum. Yalana sustukça, zulme uyudukça, çirkin bir hikayede bir ceylanı dişlerimle parçalıyorum. Kinim azalıyor bir çocuğu gülerken gördüğümde ama yine de sevemiyorum burayı. Şimdi yakama gitmenin karanfilini takmak yakışmaz mı, söyle?
|