Romanlar

terfi: iki kalp ve bir beyin
Okunma: 1442
didar vrl - Mesaj Gönder




Tam tamına bin yıllık hayatımda hep bu anı bekledim, sabrım taşıyor. Bu resmiyet kokusunu haftalardır içime çektikten bu yana düzün kıyafet peşindeyim. Dolabıma girerseniz hep sivil kıyafet bulursunuz. Bu akşam yapılacak büyük toplantıya elbise takıntımdan dolayı gidemeyecek ve uzun bir – ben bir aptalım- ayarına hapsolacağım. Bu kesinlikle olmamalı!
Hemen şık bir mağazadan almış olduğum zarif, yirmi dokuz ayar ve dokunmatik elbisemi üzerimde giymiş zorla kusur arıyordum. Yanında hediye verilen sihirli eldivenlerle (saç yapıyor ve doğal görünüm sağlıyor. Tanrım bu tam teknoloji manyaklığı!) kıyafetimi tamamlamış bulunuyordum. Bal rengi gözlerime biraz gyx (far) sürüyor. Kirpiklerimi ışıklandırıp, kırmızı rujumu sürüyorum ve hazırım. Aşağı inerek bu özel gün için getirilmiş taş bebeğime biniyorum. Uçmaya hazırım…


İSTANBUL Avsan [eski etiler] saat.20.00

Bilişim kuleleri kat:512 Hoş geldiniz


[Konuşalım o zaman]


Arabamı kulelerin otoparkına bırakmışken o manzarayı bırakıp aşağıya inmekte içimi kemiriyor. Terfi edilince belki de buradan bir daire alırım. İçeri giriyorken zaman kaybetmektense ışınlatan ve önünde ( Son teknoloji 2078km hız ) yazısı bulunan düz alana geliyorum. Yanında da bir personel bulunmak zorunda 2078km hızla hastanelik olmanız içten bile değil. O hızla nasıl geçtiğini anlamadığınız zamanın yürümeye başlayınca sizi döndürmesine karşı çıkamıyorsunuz. Şık bir şekilde tasarlanmış mekânın, Manyetik camların dışında ki doğallığının kulelerin manzarasının yanında beni büyülemesi şaşılır bir durum, bu salon içime heyecan veriyor. Beni görünce bir çocuk gibi aydınlanan masamın ve benim adımı cıyaklamasına sinirim bozuluyor. Hemen başlayıp bitmesini de ister gibiyim. Dileğim kabul olur gibi konuklar bir anda her yeri dolduruyor. Bir müddet sonrada şefimiz Sert Hakko(Hakkı) lakaplı adamımızda masanın en başına kuruluyor. Söze başlıyor ’’Siz çok saygılı konuklarım dünyalı ve dünya dışı (şimdilik meclisten geçen yeni adımız ) dostlarım. Bu toplantının yegâne amacı tüm dünyamız için önemli olan terfi merasimini gerçekleştirmektir. Bunu biz dünya dışı ve dünyalı müttefiklerimiz arasında bir dost eli olacaktır. Artık ilişkilerimiz daha yumuşak ve çevik yaşanacaktır.’’ Diyerek el kaldıran bir dünyalıya söz hakkı veriyordu. Sanıyordum ki bu dünyalıların temsilcilerinden biriydi ’’ Bu çok doğru Sayın Hakko bey. Ama bizim ön görmüş olduğumuz şartları kabul ettiğinize dair bir yazılı açıklama elimize ulaşmadı.’’ Şefimiz sözünü keserek ’’ Birkaç maddeniz kabul edildi ve iletilerek sizlere bir jest yapıldı Taner bey, ama sizin konsey daha koşullarımızın birini bile kabul etmedi.’’ Taner Bey bir şey söyleyemeden yerine oturdu. Hakko’nun bir el hareketiyle masalara havadan süzülen kâğıtlar, akabinde de yuvarlanan kalemler düştü. Hakko ’’ İşte tarihi an. Kâğıtları inceleyebilirsiniz. Ama sadece on dakikanız mevcut beyler’’ O sırada helikopter sesleri etrafta yankılanmaya başladı. Ve yaylım ateşine tutulmaya başladık. Ben eldivenlerime sakladığım minik silahı çıkardım ve düğmesiyle normal boyuna getirdim. Namlumu havaya kaldırır kaldırmaz bir bıçak boynuma dayanmıştı bile ’’ Silahı yere bırak! ’’ bense onu dinlemeyip ani bir hareket yapmayı düşünürken hareketimi anlamış olmalı ki silahı çevirerek elimden aldı. Galiba elim kırılmıştı. Silah yere düşünce biri öne çıkıp ’’ Çok üzüldüm bu bir tarihi andı değil mi? insanlıları boyunduruğun-uza alacağınızı mı sanıyorsunuz? Yanıldınız bunun hiçbir zaman olmayacağını size göstereceğiz.’’diyerek bizim temsilcilerimizden birini silahla yerinden kaldırdı. O ’’ İnsanların yerine karar vermek istedin ha! Bunu hangi ellerle yapacaksın?’’ diyerek iki eline de birkaç kere sıktı. Adam yere düşüp acıdan bağırmaya başladı. Hakko Bey ’’ Bu ne cüret siz bizim sayemizde yaşıyorsunuz.’’ Adam Hakko Bey’e yaklaştı ’’Biz millet olarak sizden bir şey almadık. Kime ne verdiyseniz onu egemenlik altına mı sokacaksınız. Bu mümkün değil? ’’ Hakko’’ Avrupa kıtasının çoğu su altında kaldı. Eğer bizim yeni yerleşim alanımızı dünyaya yerleştirmeseydik. Sizin türünüz senin yerini işgal edecek ve ölüme mahkûm olacaktınız.’’ Adam ’’ Bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sizde bunu planladınız. Bizi boyunduruğunuza sokacak, sizlere muhtaç olacak ve mükemmel son, bizi gezegenimizden kovacaktınız. Ya kendi irademizle ya da zorla. Bunun temelleri şu an bu salonda atılacaktı. ’’ durdu ve bağırarak ’’ Buna izin yok!’’ gülerek ’’ şimdi gezegenimizden defoluyorsunuz.’’ Ardından yok edici silahı üzerimize doğrultu. Hakko bey’e baktım. Fazla sakin görünüyordu. Birazdan un ufak edilen biz değilmişiz gibi yüzünde küçük bir tebessüm vardı. Bu adam gerçek bir deliydi. O sırada silahın çalışma sesi bende paniğe bıraktı. Ses artarak ilerliyor ve gürültüsünden kulaklarımız zonkluyordu. Adam Hakko beyin karşısına geçip ’’ Defolun ve bir daha geri gelmeyin! ’’ dedi ve silahı ateşledi. Silah büyük bir sesle parçalandı. Hakko bey adamın şaşkınlık ve sinirden şişen yüzüne bakarak ’’ Seni aptal, bir insan gezegenine en güçlü silahımızı getireceğimizi nasıl düşündün acaba? Ah insanoğlu ah tüm tarihiniz boyunca hep böyle küçük düşürücü hareketlere başvurdunuz. Birde bize işgalci diyorsunuz.’’ Adam ’’ Kes sesini. Böyle bir şeye gereksinimiz yok. Hepsini öldürün’’ diyerek bir koltuğa oturdu. ’’Bu zevkli olacak. Sondan başlayın en son bu geberecek’’ diyerek Hakko’yu işaret etti. Bu olmazdı tam iki kişi sonra sıra bendeydi. Bir şeyler yapmalıydım. XIen cihazımla birilerine mesaj yollamalıydım. Terfi günümü mahvetmiş bu kişilerin iyi bir derse ya da her neyse kendimle konuşmayı bırakmalıyım. Ama boynumda ki bıçak hareketimi kısıtlıyordu. Bir şekilde elbisemin arka cebine ulaşmalıydım. Elimi yavaşça belimden indirmeye başladım. Beni kıstırmış kişi ’’ Rahat dur kıpırdama’’ dedi. İkinci kurbana geçmişlerdi bile hemen cebime ulaşım ve sinyali gönderdim. Ve sesler gelmeye başladı ’’ Siz içerdeki insanlar, çabuk rehineleri bırakın’’ dünyalılar paniklemeye başladılar. İkincisinin boğazını uçurmak üzereyken durmuşlardı. Kadın etrafa bakındı. Ellerimi çıkaramadığım için öylece kala kalmıştım. Kadın bana yaklaştı ’’ Demek kurnazlık yaptığını sandın ha’’diyerek elimi cebimden çıkardı ve çevirerek kırdı. Ben bir çığlık kopardım. Salon dışında ’’ Giriyoruz efendim. Hadi patlatın’’ dedi. Kadın elindeki kılıcı havaya kaldırdı. Sivri bıçak gözlerimi önünde boynumu kesti. Artık o kollar beni tutmuyor hızla yere doğru itiyordu. Kendimi dinledim: Etin boynumun içinden oynayışını, ateşimin yükselişi, gözlerimin yaşarması, boğazımdan gelen hırıltı… Kanlar kırmızı halıyı daha da koyulaştırıyordu. Zorla ve can çekişen halimle kurtulmayacağımı bilerek sıklıkla nefes almaya çalıyordum ama sanki biri oksijenimi de kesmişti. Büyük bir patlama ve dumanların içinden salona girildiğini silah seslerini duyuyordum. Üşüdüğümü ve seslerin kesildiğini…
...DEVAM EDECEK...




didar vrl



Yorumlar (10)
didar vrl 2.8.2010 18:16
Yorumlarınız bekleniyor

didar vrl 11.8.2010 20:36
Kimseden yorum yokmu çok mu kötü görüşlerr alalımm ltfn

Arzu . 12.8.2010 11:09
Birkaç hata var benim gördüğüm, onun dışında gayet güzel. Elin(iz)e sağlık

didar vrl 12.8.2010 14:43
Evet fazla düzeltme yapamadan attım bir an önce yayınlansın diyerek hatam olmuş olabilir devamını yollayacağım...

Arzu . 12.8.2010 17:03
Hmm.. Anladım, insan yazısı hemen yayınlansın, okunsun yorum yapılsın istiyor Ben de böyleyim.. İnşallah devamı gecikmez

didar vrl 12.8.2010 17:05
Çok haklısın bgun atıcam artık ne zman yayayınlanırsa

didar vrl 19.8.2010 16:53
arkadaşlar ne kadar kötüsünüz bu kadarmı okunur bu yazdıklarım valla bu sitede saçma sapan başlılıklı, içerikli herşey okunuyor yorumlanıyor normal başlılıklı bir şey ise sadece etrafta bakınıp bir kaç tıklama alıyor çok ayıp ama!!

Emine Ablay 30.8.2010 19:47
Didar'cım yazdığın başlık herkes gibi (bahsettiğin saçma sapan başlıklar gibi) bence bir fark bulamadım.

Ahmet Ulusoy 30.8.2010 19:51
Didar'cım ben de Emine'ye katılıyorum.Başlığı hiç dikkatimi çekmedi ve ayrıca da diğer yazarların romanlarını 'saçma sapan başlıklı' diyerek aşşağılıyorsunuz.Romanınız demek ki beğenilmemiş.Daha fazla üstüne gitmemelisin.

didar vrl 30.8.2010 20:52
ben saçma sapan başlılı söylerken düzgün adı olmayanları kastediyorum. Mesala bazı kişiler roman başlıklarında şöyle bir şey diyor '' Pek güzel olmayan, tam olmadı amatorce yazdım kurallaar dikkat etmedim felan diyerek vurguluyor insanlarda üstüne girip yorum yapıyor. Zaten çoğu kitabın veya romanın başlığından konuyu çıkaracaksın diye bir şey yok o iş zamanla olur artık


İçeriği Paylaş

Arkadaşını davet et
Adınız Soyadınız:
Arkadaşınızın e-mail adresi:

Popüler Yazarlar
   YazarPuan
1 .. .. 7171
2 Eyyup AKMETİN 5549
3 Firari Fırtına 5069
4 Hep de Böy 4547
5 Mustafa Ermişcan 4479
6 Hasan Tabak 4168
7 Nermin Gömleksizoğlu 3786
8 Ömer Faruk Hüsmüllü 3707
9 Uğur Kesim 3537
10 Sibel Kaya 3479

Bu Nedir? - En Popüler 100 Yazar




Özgür Roman

Romanlar- Hikayeler - Denemeler - Senaryolar - Çocuk Kitapları - Şiirler - Günlükler - Yazarken - Röportajlar - Forum - Biz Kimiz? - RSS

Çevrimiçi Kullanıcı Sayısı:1871 
 Özgür Roman üyelik sözleşmesi için tıklayınız 

© Özgürroman 2008 - 2011 - info@ozgurroman.com