Sesinin tonundaki o naifliğinden anlaşılıyordu yaşadığı çaresizlik. Zor geçirilmiş bir yaşantı. Belki daha da derindi yaşadığı şeyler. Bu sadece görünen kısmıydı ondaki bu sonsuz yük birikintisinin. Ona ne zaman uzun uzun baksan gözlerinin istemsizce boşluğa kaydını görebilirsin. Dışarıdan görünen hiçlikti bir başkası için, onun için ise bir hayaldi ya da çocukluğundaki bir tebessüm anıydı onu mutlu eden. Utanıyordu içten içe. "Bir bıraksam kendimi..." diye iç geçirmekten kendini alamıyordu. Yaşadığı bu içsel sorgulama onu daha da karamsar ve bitap düşürüyordu geçen her zaman diliminde.
|